ibrahim abdülkadir meriçboyu ömrümde görmedim böyle bir gün. yarım dilim ekmek önümde, düşünüyorum alevden ülkeleri. boğazında kalsın yedikleri ve zehir zıkkım olsun, bu anda düşünmeyen varsa eğer!

necip fazıl kısakürek aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın, benliğim bir kazan ve aklım kepçe. deliler köyünden bir menzil aşkın, her fikir içimde bir çift kelepçe.

necip fazıl kısakürek büyücü, büyücü, ne bana hıncın? bu kükürtlü duman, nedir inimde? camdan keskin, kıldan ince kılıcın, bir zehirli kıymık gibi, beynimde.

ismail hakkı toprak cevher var iken pul neye yarar, aczini bilmeyen kul neye yarar, herkes bir yol tutturmuş gider, mevlaya gitmeyen yol neye yarar.

arap atasözü kanun, aptallara rahmet etmez!

garibseyyah ismail hakkı toprak : bugün peygamberlerin, şehitlerin, sıddıkların, salihlerin ruhaniyyetleri burada, bugün tarakçı hamid hoca’nın ruhaniyyeti de burada. i : – nerdesin hacı hamit? h : – efendim, cennetin ortasındayım. i : – ve aleyküm selam, otur.

albert einstein iki şey sonsuzdur; insanoğlunun aptallığı ve evren. fakat ikincisinden emin değilim.

ismail hakkı toprak her iki cihan içre, tasarruf ehlidir ruhu veli deme kim bu mürdedir, nice andan derman ola ruh şimşiri hüdadır, ten gılaf olmuş ana daha ala kar eder, bir tiğ ki uryan ola

abdülbâki gölpınarlı ẓann etme ḥekīmiz bizi gördükçe efendim bī-zerḳ u riyā bir sürü dīvāne-i ‘aşḳız

ismail hakkı toprak el karda gönül yarda olmalıdır.

serdar tozluoğlu giderek aptallaşıyor muyuz?

mehmet / kul yûsuf / dolu derviş / derviş ağa / deli derviş feryâdî gamze-i hançeri sineme çakma hazer kıl efendim ahımı alma çok ise noksanım kusura kalma şaşar bildiğinden kul bazı bazı

abdülbâki gölpınarlı lem‘a lem‘a ‘aks edince ṭal‘atıñ divāne dil ẓann eder fecr-i ṭulū‘-ı nev-bahār āyīneyi

deli hazım deli gönül hay çekerek mevlasını anmak ister özünde çakmak çakarak dost aşkına yanmak ister

carl gustav jung hayvan sürüleri kalabalıklaştıkça akıllanır; insanlar, kalabalıklaştıkça aptallaşır.

deli boran efendim efendim benim efendim şu serin gündüzde gamsız gezilir hangi yumuşundan yüzüm çevirdim şeytan şaşırtınca yoldan azılır

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî çekti saçın gönlümü zincîrine şol deliyi gör ki ne dîvânedir

matta göklerdeki babamız ayartılmamıza izin verme

aurelius augustinius felsefe tanrıyı bilmektir ve gerçek felsefeyle, gerçek din özdeştir.

soner gündüzöz kur'an'da renklerin büyülü gücü - semiotik bir inceleme

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî nâgehan gönlüme düştü şuriş-i gavga-yı aşk âkıli divâne kıldı akıbet sevda-yı aşk

şükrü özen islâm hukukuna göre zındıklık suçu ve molla lutfî'nin idamının fıkhîliği

ece temelkuran amira, bize kadınları nasıl seveceğimizi anlatan bir kitap lazım. yoksa hep böyle şapşal ve kavruk kalacağız.

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî çün ben nesîmî gevherim gencim size fâş eylerim ben bu deli dîvâneyi gör kim ne ma’mûr olmuşum

lev nikolayeviç tolstoy her şeyin suçlusu o şapşal tebessüm.

lutfullâh / mollâ lutfî / sarı lutfî / deli lutfî / maktûl lutfî / lutfî ( dalâl/sapık/sapkın olduğu gerekçesiyle iʿdām edilmiş osmanlı âlimi - wikipedia ) devlet başuŋda tāc boyuŋda seĥā libās boynuŋda ˘aķl šavķ bilüŋde kemer kerem

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî şol perîden vasl umarsın ey gönül dîvânesin şem’a yakışmak dilersin ne aceb pervânesin

hüseyin cemil meriç ne garip bir oyuncak şu insan! yürür, konuşur ve acı çeker. 70 kilodur. kendisine ve çevresine ait hiçbir şey bilmez. bir nevi ıstırap makinesi. ipleri başkaları çeker. hantal ve şapşal bir robot.

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî sendedir leylî niçin mecnûn olup dîvânesin şem’ bigi hâ yanarsın ne aceb pervânesin

oriana fallaci ben müslüman ülkelerde haç takamıyorum; onlar benim ülkemde istedikleri gibi hareket edip bizleri tehdit bile edebiliyorlar. bunun nedeni ise başımızdakiler. prodi ve berlusconi gibi şapşallar bunun için benim oyumu alamadılar.

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî et muhît-ı bahrının dür-dânesi küntü kenz in gencinın vîrânesi çün kim oldu âşikârâ gencimız âdem oldu âlemin dîvânesi

abdullah öcalan kürt halkı akılsızdır, menfaatine düşkündür, güce tapar.

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî ey çeken uçmağa müşkîn zülf-i pür-çînin beni cennete zincîr-i zülfündür çeken dîvâneyi

profesyonelrehberlik zeytin ağacının yaprakları zafer, akıl, ve barış simgesidir.

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî ey bana müşkîn saçından gönlünü kurtar diyen hansı âkıldır selâsilden çıkar dîvânesi

şebnem soygüder şiddet, gerilim ve çatışmanın her dönemde en evrensel haber değerini oluşturduğu bilinmektedir. zamanlılık ve yakınlık haberin temel değerleri olmakla beraber, haberi haber yapan sonucudur. “haberi bu kadar büyük hale getiren nedir?” “kim bu haberi büyütmektedir?”

bilge keykubat beslenmede, eczacılıkta ve güzellik iksiri olarak yaygın bir şekilde kullanılan zeytin ağacı akıl ve zaferin, zeytin dalı barışın, zeytinyağı da saflık ve sadeliğin sembolü olmuştur.

azra kohen sizin çektiğiniz özellikle maruz kaldığınız sıkıntılara maruz kalmaktan dolayı kendi başına çözümler arayan biriyim.

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî leylînin bildigini ger bile mecnûn bile bes âkılın aklı kaçan bildi ki leylâ ne bilir

başak kablan karaktersiz miyim? | uyguladığım manipülasyon tekniği

bilge keykubat tüm kutsal kitaplarda zeytin ağacı kutsallığın, bolluğun, adaletin, sağlığın, gururun, zaferin, refahın, bilgeliğin, aklın, arınmanın ve yeniden doğuşun, kısaca insanlık için en önemli erdem ve değerlerin sembolüdür.

kemal kahramanoğlu şeytanın niçin yaratıldığı veya daha geniş anlamda kötülüğün niçin varolduğu sorusu, hemen her çağda insanın zihnini en çok meşgul eden problemlerden birisi olmuştur.

kemal kahramanoğlu kötülük sadece ilahiyatçıları ve filozofları uğraştırmakla kalmamış, insanın nereden gelip nereye gittiği üzerine kafa yoran herkesi meşgul etmiştir.

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî müşkîn saçın aşkı bizi zencîre çekti bağladı ya’nî ki biz mecnûnlarız şol halktan zencîrimiz

fatih altaylı gülçin telci de ankara’ya gidip gelmişti. ondan sonra, rahmetliyi tanırsanız böyle biraz şen şakrak, böyle hafif böyle deli, çok -nur içinde yatsın- farklı biriydi. dedi ki: “ay fatih’cim bu askerler bozmuşlar vallahi darbe yapacaklar ankara’da.”

gerhart johann robert hauptmann ruhu öldürmek, cismi öldürmekten daha büyük bir cinayettir.

a. cüneyt ıssı edebiyat ve delilik edebiyatta dil ve düşüncenin bir imkânı olarak delilik

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî ins kim anlamadı bu hirfetten cinne benzer işi dalâlettir

𐍀𐌻𐌰𐍄𐍉𐌽 / 柏拉圖 / પ્લેટો / אפלטון / ᱯᱞᱟᱴᱚ / ප්ලේටෝ / პლატონი / պլատոն / платон / платон / プラトン / ಪ್ಲೇಟೊ / ປະລາຕົງ / പ്ലേറ്റോ / aristokles / eflatun / platon akıl noksanlığı iki türlü olur: biri delilikten, öbürü cahillikten.

murat erten ferîdu'd-dîn attâr'ın ilâhînâme'sinde meczûb kavrayışı

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî âlim olan durur kavî insân dîv ü ifrît ü cin cehâlettir

zeki bulduk müstesna deliler albümü

zeki bulduk aşk deli eder, çöllere düşürür. dert deli eder, dillere düşürür.

zeki bulduk devlet-i âli osman zamanında meczuplara dair bir fetva vardır: bir meczuba üç ila altı mızrak yaklaşılmaya. yaklaşıldığında deli mesul olmaya.

nurdal durmuş müstesna deliler!

fikret osman esrâr-ı cinâyât ve mantık: türkçedeki ilk polisiye romanda yer alan bazı akıl yürütmeler üzerine

ahmet yeşilyurt cinayetleri fotoğraflamak kadar, olay yerinde gözden kaçmış olan ancak akıl yürütmeyle ortaya çıkabilecek kanıtlarda bütün bu karmaşıklığın içinden seçilmesi gereken detaylardır.

agatha mary clarissa miller christie mollowan bella, londra'deki pansiyonumuzdaydı. berbat haldeydi zavallı. ona ne yaptığımı söyledim. "bu ara güvendesin," dedim. önce bana uzun uzun baktı, sonra da deli gibi gülmeye başladı.

agatha mary clarissa miller christie mollowan kül kedisinin yine ağlamaya başlayacağı hiç aklıma gelmemişti. kendini yere atmış deli gibi ağlıyordu.

uzay kalemdar inananlar, cehaleti erdem sayıyor

thomas gray cehaletin mutluluk olduğu bir yerde bilge olmak ahmaklıktır. / cehaletin mutluluk olduğu yerde bilge olmak aptallıktır. / cehaletin mutluluk olduğu yerde, çılgınlık erdemli olmaktır. / cehaletin mutluluk olduğu yerde, delilik erdemli olmaktır.

uzay kalemdar insanlar ne kadar bilgisizlerse, tanrı inancına bağlılıkları da o kadar artıyor.

mehmet bulut hidayet-dalalet ve insanın sorumlulugu

kur'an / allah / tanrı - çev : ali bulaç biz hiç bir elçiyi, kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki, onlara apaçık anlatsın. böylece allah, dilediğini şaşırtıp saptırır, dilediğini hidayete erdirir. o, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.

kur'an / allah / tanrı - çev : edip yüksel biz her elçiyi ancak halkının diliyle göndeririz ki onlara bildirebilsin. allah dileyeni/dilediğini saptırır, dileyeni/dilediğini de doğruya ulaştırır. o, güçlüdür, bilgedir.

kur'an / allah / tanrı - çev : kadri çelik biz onlara (halkına) apaçık anlatsın diye hiç bir peygamberi, kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik. böylece allah, dilediğini saptırır, dilediğini hidayete eriştirir. o üstün güç sahibidir, hikmet sahibidir.

enver bayram ehl-i sünnet hidayete erme ve sapma fiillerinin allah tarafından yaratıldığını söylerken, mu’tezile bunun kul tarafından ortaya çıkarıldığı görüşündedir.

kur'an / allah / tanrı - çev : ali fikri yavuz bunlar, o kimselerdir ki, hidayete karşılık dalâleti (sapıklığı, cehennemi) satın almışlardır. onların ticareti kâr etmemiş ve doğru yolu da bulamamışlardır.

ibrâhim bin âzer / ibrâhîm bin târuh / ibrâhîm - çev : ahmet tekin andolsun ki, sizler de atalarınız da, tamamen başlarına buyruk bir hayat, koyu bir cehalet, dalâlet ve bozuk düzen içindesiniz.

ebû muhammed cemâlüddîn ilyâs bin yûsuf bin zekî müeyyed / nizâmî-i gencevî boş ve anlamsız şeylerden vazgeç; ilahî bir ilim öğrenmeye çalış ve öyle bir kemal sahibi ol ki akıllı kimseler, "nizâmi'nin çocuğu ne kadar zeki" desinler.

semûd - çev : ilyas yorulmaz içimizden yalnızca bir tek insana mı tabi olacağız. o zaman biz sapıklık içinde kalmış ve delirmiş oluruz.

ebû muhammed cemâlüddîn ilyâs bin yûsuf bin zekî müeyyed / nizâmî-i gencevî adl aklı şad eden müştülükçüdür, inan adlin gücü ülkeni abad eder her zaman

semûd - çev : hayrat neşriyat içimizden tek (başına) olan bir insana, ona mı uyacağız? şübhesiz ki o takdirde biz, gerçekten bir dalâlet ve çılgınlık içinde kalmış oluruz.

ebû muhammed cemâlüddîn ilyâs bin yûsuf bin zekî müeyyed / nizâmî-i gencevî akıllı adamın söyledikleri yeraltına düşse, yitmez değeri

erica mann / erica jong exceptional people are often called crazy by the ordinary world.

samuel noah kramer - çev : hamide koyukan sümer bilgelik edebiyatı çok fazla sayıda kısa, özlü ve anlamlı atasözü ve aforizmadan oluşur.

erica mann / erica jong everyone's a little crazy when you get inside their head... it's only a matter of degree.

ibnisina anadolu sadık yalsızuçanlar (edebiyat ve bilgelik) 2015

carl gustav jung tüm akıl hastalıklarının temelinde meşru acıları yaşamayı reddetmek yatar.

david atkinson özdeyişler kitabı genelde bizim tartışıyor olduğumuz temaların birçoğunun mevcut olduğu ibrani bilgelik edebiyatı olarak adlandırılan şeyin bir örneğidir.

candan yıldız browning bu tür yapıları özetleyen bir cümle ile ifade ediyor ayrılış nedenini: “bir zaman sonra fark ettim ki, aklım, fikrim, zihnim bana ait değil.”

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî cûş kıldı akl-ı kül geldi vücûda kâ’inât kâf u nûn emrinden oldu bu cihân yek-bâr mest

erica mann / erica jong tanrı adına işlenen cinayetlerin sayısı, şeytan adına işlenenlerden çok fazladır.

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî ins mest ü cinnî mest ü cümşe bu vahş u tuyûr hâk mest ü bâd mest ü âb mest nâr mest

agatha mary clarissa miller christie mollowan "ah, yapamayacağım! tanrım... ne yapacağımı bilmiyorum. ne yapacağım, kime yalvaracağım?.. ah biri bana acısın... bana acısın... ne yapmam gerektiğini söyledisin bana."

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî imâm-ı ins ü cinn ü mîr-i kevser ki haktan medhi anun innemâdır

friedrich wilhelm nietzsche müziğin sesini duyamayanlar, dans edenleri görünce deli sanırlar.

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî ins ü cinnin dilini gerçi süleymân bildi sen bilen dili bu gün ya’nî süleymân ne bilir

didar ezgi özdağ şizofreni ve sanat üzerine

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî rûh-ı kuds oldu nesîmînin sözü ey zinde-dil ger mesîhâ tek diriysen yatma kim çalındı sûr

hülya şahin şizofreni ve sanat

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî dil kâmerden kâf u nûnun kâtibi şakk eyledi şüpheden şakk’ul-kamerden gör kim fülânı gösterir

melike güney şizofreni ve sanat

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî hüsnünün mülküne düşmüştür nesîmî ey perî dâr-ı ukbâda meger rûh-ı revânı gösterir

kültegin ögel psychoscope: sinemada “akıl” hastaları

lütfi albayrak erkekleri deli eden kadınlık halleri

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî şadisinden kaygısı çün kahrı lutfundan ziyâd bir zamân şâdî kılarsa bir zamân eyler melâl

aurelius augustinius platon ve cicero'nun bilge ve çok güzel sözlerine rastladım ama ikisinden de şöyle bir şey okumadım: ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! bana gelin.

abdülbâki gölpınarlı naġme-i şevḳ-i ṭarab olmuş cünūna müntehī beste çılġın güfte mecnūn tennī tennennā ġarīb

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî firâkından katı divâne boldum kerem kıl zülfü zünnârım gel âhır

yalçın küçük demokrasiyi laisizmin temeli saymak, hem cehalet ve hem de aptallık oluyor. çünkü devrimler laisizmi getiriyor, "demokrasi", pek çok "şeyi" ve bu arada akıl düzenini bozuyor.

jacques marie émile lacan insan varlığı, deliliğe gönderimde bulunmaksızın anlaşılamaz. insan, deliliği özgürlüğünün sınırı olarak içinde taşımaksızın insan olamaz.

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî hürrem eder ümid ile vasl-ı ruhun beni velî vasla irince cân ile hüzn ü melâl içindeyim

ferîdüddîn attâr dört şey herkes için iyidir. sana söyleyeyim de aklında tut ey aziz. birincisi iyilik yapman, ikincisi aklını başına toplamandır. üçüncüsü sabırlı adamlarla düşüp kalkmak ve sonuncusu da halka saygı göstermek görevini yerine getirmektir.

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî merhabà ey ādeminüñ cānınuñ cānānesi merhabà ey kān içici hublaruñ divānesi

ferîdüddîn attâr yine bu dünya bir köprüye benzer, yüzünü yola çevirdiğince üzerinden aşmaya bak. köprü üstünde ev yapan adam akıllı değil, belki bir divanedir.

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî zencîr saçın şöyle deli kıldı beni kim aklın yitirir her ki bu dîvâneye uğrar

ebû nasr bişr bin hâris bin abdirrahmân bin atâ bin hilâl el-hâfî el-mervezî / bişr el-hâfî / bişr-i hâfî kişiyi bilgisi sebebiyle ısrarcı, münakaşacı ve kendini beğenmiş olarak gördüğün zaman, bil ki o, hüsranda kemâle ermiştir.

segıyt lutfullaoğu remiev ben, uykusuz, uyanığım, uyanıyorum da, deli gibi, tek bir özüm düşünüyorum.

muhyiddin ibnü'l-arabî tevhid eden deli olmaz allah deyen mahrum kalmaz her seher açılır solmaz bahara erer gülümüz

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî ey nesîmî sözün müferrihdir bu cihetten sana melâl irmez

ebû nasr bişr bin hâris bin abdirrahmân bin atâ bin hilâl el-hâfî el-mervezî / bişr el-hâfî / bişr-i hâfî susmak sabırdandır. konuşan susandan daha fazla vera sahibi olmaz. şu var ki âlim kişi bazı yerde konuşur, bazı yerde susar.

segıyt lutfullaoğu remiev neden düşünüyorum büyük şeyler yeri alçaklık doldurmuşken? saadet tanrına karşı nefret edip il kudurmuşken?

muhyiddin ibnü'l-arabî erenlerin çoktur yolu cümlesine dedik beli gören bizi sanır deli usludan yeğdir delimiz

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî bu güftârın işârâtı derindir akl ana irmez ne bilsin olmayan mecnun ki leylî kimdir ey akıl

ebû nasr bişr bin hâris bin abdirrahmân bin atâ bin hilâl el-hâfî el-mervezî / bişr el-hâfî / bişr-i hâfî akıllı kimse hayrı ve şerri bilen kimse değil; hayrı gördüğünde ona tabi olan, şerri gördüğünde ondan kaçınan kimsedir.

esen güler / kolera kim kızların iyisi? ben onların sessizi , bu yakanın delisi bir 80'ler serisi

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî aşkın gamıdır ey cân şâdîlık ehl-i aşka şâd olmayan bu gamdan olsun melâl içinde

rasih ulaş bardakçı anadolu çıplak yalınayak karnı aç istediği bir lokma ekmek bilmez tatlı yemez

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî ehl-i tevhîd irişti hakka yâkın kaldı şirkette sûfî şöyle melâl

ziyâ’î bin alî bin hüseyin bin mahmûd bin yûsuf el-hersekî / mostarlı hasan ziyâ’î mihrüñ ile gün başına pîr-i çerhüñ her seher yüregi oynar ferâhdan görse sen cânı güneş

ziyâ’î bin alî bin hüseyin bin mahmûd bin yûsuf el-hersekî / mostarlı hasan ziyâ’î çerh bir dîvânedür zencîr-i mihrüñ sürmede nâr-ı şevküñ birle yakılmakda pinhânî güneş

ahmed paşa şöyle korkutmuş yüregin hançerin tîz-âbı kim kanda bir su görse berg-i bîd-veş titrer güneş

cezeri kasım paşa / sâfî gerdiş-i gerdûn elinden bu dil-i sâfî gibi toldurur hûn-ı cigerden dem-be-dem sâgar güneş

zekeriyâzâde yahyâ / şeyhülislâm yahyâ başı açık yalın ayak abdâlun olmuşdur güneş bir yirde ârâm eylemez şevkünle dünyâyı gezer

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî sûretin hatt-ı ilâhî anı nâdân ne bilir dîv-i mel’ûn-sıfât u ma’nî-i kur’ân ne bilir

nurettin çalışkan nef'î divanı ve sihâm-ı kazâ'nın zihniyet, edebîlik ve içerik bakımından karşılaştırılması

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî tevrât ü incîl ü fürkân kamu hüsnün sıfatı bu sözünün şerhi nedir âyet-i şeytân ne bilir

ahmet akbaş kullanıldığı bağlamlar ve ifade ettiği anlamlar açısından kur’ân-ı kerim’de “ferah” kavramı

sorularla islamiyet ruhun gerçek manasını allah'tan başka kimse bilmez.

kur'an / allah / tanrı - çev : diyanet işleri sana ruh hakkında soru soruyorlar. de ki: “ruh, rabbimin bileceği bir şeydir. size pek az ilim verilmiştir.”

mehmet alaaddin yalçınkaya osmanlı zihniyetindeki değişimin göstergesi olarak sefaretnamelerin kaynak defteri

vahdet nafiz aksu divaneler , divaneler, deliler uydurup durmayın boş bahaneler bu divan yıkılsa yıkılır cihan viraneye döner evler,haneler

vahdet nafiz aksu ben bu sesin ses teliyim hükmeden benim kulağına ben bu sedanın delisiyim

vahdet nafiz aksu dolaşıyor ankara‟da bir deli bir eli böğründe böğrümde diğer eli

vahdet nafiz aksu deli gömleklerinden güveylikler dikti modaevleri gözlerinle yırttın gömleklerimi ellerinle söktün darağaçlarını biliyorsun

vahdet nafiz aksu deli gömleğini giyinceye kadar tabiat renk körü mevsimler kadim bir masalla avunurlar şu haylaz çocuklar,ah bir bilebilseydim şu kardan adamda ne bulurlar?

vahdet nafiz aksu şafak ak atlastan deli gömlekleri dokuyordu idam sehpalarına mekan arıyordu seher müezzin davudi sesiyle ezan okuyordu cemaat mahşeri bir kalabalıktı bu sefer

vahdet nafiz aksu ey hayat...nihayet çakırkeyf ettin gönlümü ayak sürümekteyim seherle verip el ele susuzum...çeşme çok ıraklarda taa ufkun arkalarından bir ses diyor: gel hele tefler çalıp oynamakta deli gömlekli saki sokaklarda kuş sesleri...ulumalar...ve tarifsiz bir velvele

vahdet nafiz aksu kız, etek umursamazı, bir gerdan cömerdi.. gözleri,... yeşili asfalta serdi deli, delişmen; gülüyor habire, gülüşmen

didem madak hiç yapmadığım şeyler yapıyorum ahbap maç seyrediyor ve devamlı topa bakıyorum telepati yapıyorum.

vahdet nafiz aksu kimin canı yansa dünya yüzünde kim boğulsa dertte,gamda, hüzünde içimde tarifsiz bir volkan patlar yiterim dünyanın deli düzünde

wikipedia telepati yeteneğine sahip bazı” alıcı” telepatların diğer insanların zihinlerini okuma yeteneği oldukları söylenir.

wikipedia telepati deneyleri arasında en bilinen yöntem şöyle açıklanır: dış uyaranların az olduğu (sessiz, pek ışık almayan, soğuk olmayan vs.) bir odada birkaç kişi gevşer ve zihinsel olarak konsantre olur (odaklanır). bu kişilerden biri “verici”, diğerleri “alıcı”dır.

wikipedia prekognitiv telepati: bir kimsenin zihinsel durumun geleceği hakkında edinilen enformasyon aktarımı.

wikipedia roger luckhurst’a göre, batı kültüründe telepati kavramı esas olarak 19. yy. sonlarında ortaya çıkmıştır. bu dönemden önce bilim fiziksel olgulara yoğunlaşmıştı ve “zihin”le pek ilgilenmiyordu.

wikipedia düşünceler arasında doğrudan doğruya bağlantı kurulması, iki zihin veya ruh arasında imaj, fikir, sembol tarzında ortaya çıkan tesir alış verişi olarak da tanımlanan telepati ile yine parapsikolojide kullanılan empati teriminin sık sık birbiriyle karıştırıldığı görülür.

wikipedia telepati nosyonu iki psikolojik kavrama benzemez: düşünce sokma/silme kuruntuları ve psikolojik sembiyoz(karıştırma). bu benzerlik bazi kişilerin neden telepati fikrine kapıldığını açıklayabilir.

wikipedia düşünce sokma/silme, bir psikoz, özellikle şizofreni veya şizoafektif bozukluk, semptomudur.

wikipedia bu semptomu gösteren ruhsal hastalar, yanılgılı bir şekilde, düşüncelerinden bazılarının kendilerinin olmadğına inanırlar, ama başkaları (yani diğer kişiler, dünyadışı yaratıklar ya da komplocu istihbarat ajanları) beyinlerine düşünce koymaktadır (düşünce sokma).

wikipedia bazı hastalar düşüncelerin beyinlerinden alındığını veya silindiğini (düşünce silme) sanırlar. psikozun diğer semptomları yanı sıra, düşünce sokma da ilaçlı tedavi ile azaltılabilir.

wikipedia şizotipal kişilik bozukluğu olan kişilerin telepatiye inanmaya yatkın oldukları fikri, psikiyatrlar ve psikologların kanaatidir ve deneysel bulgular bunu desteklemektedir.

cengiz numanoğlu delik deşik olmuş, ahlâk yasası, sülüklerle dolmuş, mülkün kasası. mahşermiş.. mîzânmış.. kimin tasası? artık.. rüşvet bile, rüşvete tâbî; ne kadar da sabırlısın.. yâ rabbî...

vahdet nafiz aksu bir deli rüzgar gibi başımda es istemem şimdi susuş mevsimi ses istemem

cengiz numanoğlu nankör oldum; buldum sana bahâne, kibirlendim; oldum deli dîvâne, en sonunda, harmanında bir tane, savrula, savrula, sana yöneldim.

vahdet nafiz aksu akıllı haber için sor havadis deliden bulursan gerçek deli ayırma hiç veliden

cengiz numanoğlu kiminiz öfkesinden, neredeyse delirdi; nedense bu azrâil, hep zamansız (!) gelirdi..

marlo morgan zihinsel telepati; evet, insanlar aslında bu yöntemle iletişim kurmalıydılar. telepatiyle konuşabildikleri zaman, değişik diller ve alfabeler gibi engeller söz konusu olmaz.

segıyt lutfullaoğu remiev bitme cahil, doğ yeniden

kenan keskin vasiliev önce, iki denek arasındaki uzaklığı metre düzeyinde başlayıp kademe kademe binlerce km çıkartmasına rağmen zihinsel mesajların birinden diğerine yine rahatlıkla aktarıldığını çok açık olarak göstermiştir.

kenan keskin bir kişi, hz. muhammed (sav)’e iman etmeyip onu reddettiği müddetçe onun çeşitli seviyelerdeki ilim ve enerji alanına giremeyeceği, onunla telepatik bağlantıya geçemeyeceği için, onun ortaya koyduğu gerçekleri en alt düzeyde bile anlaması mümkün değildir.

cengiz numanoğlu vermişim, “ne cömert” desinler diye; üç beş çürük çarık, güyâ hediye. arkasından, dilenmişim medhiye; bu alkış delisi.. nefsimmiş meğer...

segıyt lutfullaoğu remiev hayır, kabullenmiyor gönlüm! dar bana sınırlı iman ben müslüman’ım diye şimdi yükselme, dar kal, dar mı inan?

marlo morgan eve geri döndüğümde, çevremdekileri bu zihinsel telepati olayına inanadırmamın çok güç olacağını seziyordum.

imâdüddîn / imâdeddîn / ömer / alî / nesîmüddîn / celâleddîn / seyîd / seyyîd / nesîmî ey nesimi can nesimi bil ki hak aynındadır cümle mahlukun vebali ulema boynundadır

vahdet nafiz aksu su üstünde yürüyüşler yaptı gönlümüz göğümüz kızıl bulutlar sundu bize deliler gibi seslere boğuldu kulaklarımız korsanlar kelepçeler vurdu ellerimize

cengiz numanoğlu her akşam ekranlarda, iftirâlar şeddeli, irticâ malzemesi: iki meczup, üç deli. dayatılır islâm’a, faturanın bedeli, gördükçe bu cür’eti, size yemin ederim; sanki bugün iniyor gibi kur’ân’ı kerîm..

marlo morgan bu insanlar iletişim kurmak için çoğunlukla zihinsel telepatiyi kullanıyorlardı.

vahdet nafiz aksu diyordu ki soğuk bir kışın kuşluk vaktinde dualarımın keser yolunu bin bir sebep ikindilere hasret türküleri söylerim o yüzden dinleyen gölgelerdir sözümü hep ve deli fermanlarını alan elimden

mine gökçe kırıkkanat insan beyni kendi enerjisini kendi üreten mucizevi bir trafo ve yapay zekaya taş çıkartacak doğal yeteneklere sahip. uygarlık bu yetenekleri köreltti. ilkel insanlar birbirleriyle telepati yoluyla temas kurarlardı.

cengiz numanoğlu kimi şöhret delisi, kimi zil zurna sarhoş; biliyorum.. onlara, ne söylense hepsi boş..

vahdet nafiz aksu deli gömleğimizi yırtışın olmasaydı taa uzaklardan göz ucuyla bakıp.... sular çoktan çekilmiş olacaktı,evet... bizi ıssız vadilerde yalnız bırakıp...

cengiz numanoğlu âlim diye ortada, iki alkış delisi, duydum ki; uykudaymış, âlimlerin gerisi...

marlo morgan kan ve kemik tüm insanlarda bulunur. farklı olan yürek ve niyettir.

vahdet nafiz aksu bir cılız naralanmaya şiir dedik, izin verdi sizin ulaşılmazınızla sehpaya çıktık biz geceler boyu sürüp giden yolculuklarda deli gömleklerine hiç yabancı değiliz

marlo morgan tanrım bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü değiştirebiliceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındaki farkı anlayabilme sağduyusu ver.

cengiz numanoğlu akla kara, bir yürekte barınmaz, secde yoksa, kibir kiri arınmaz. hele îmân, kolay kolay korunmaz; bunları bir daha, bir daha düşün…

cengiz numanoğlu ben bir deli miyim? söyleyin dostlar! güyâ, ibâdete fena takmışım; bu gidişle birgün uçacakmışım, hele çağdaşlıktan, çok uzakmışım; yoksa.. bende biraz yobazlık mı var?

murat yalman telepati nasıl yapılır? tekniğimi paylaşıyorum

vahdet nafiz aksu bilirim vefasıza ne keder ne gam olur derler ki delilere her gün bir bayram olur!

gülbike yıldırım ölümünün üzerinden geçen 400 yıl ne soneleri ne de shakespeare’in hayranlık uyandıran sanatçı zihnini tam olarak anlamamıza yetmemiştir. daha uzun yıllar shakespeare dehası konuşulup tartışılmaya devam edecektir.

cengiz numanoğlu demișler ki; “hey banki, burada bir deli var, bize küstahça kalkan, kocaman bir eli var.” derken.. açlık bastırmıș, kebap çekmiș canları; lâkin, doyurmak zormuș, bu vahșî hayvanları.

serpil ciritci direk bağlantı kur !telepati nasıl yapılır?

özge aslan nöro-sanat: beynin zihinsel, bilişsel, duygusal, sinirsel akışına etki edebilecek güçte, bilinçaltı ile etkileşimli, zaman-mekan-gerçeklik algısını sarsabilecek nitelikte sanat eserlerinin üretilmesi sonucu oluşan alandır.

rabia gedik isteklerini karşı tarafa iletmek | telepatik kelebek ritüeli

kareli vlog zihin gücü ve telepati ile istekleri karşı tarafa geçirmek

eugen casland budizm ve hinduizm gibi doğulu ruhsal geleneklerde ruhsal kapasiteler derinleştiğinde zihnin bazı maddesel sınırlamaları aşmaya başladığı ve diğerlerinin zihinleriyle telepatik iletişim içine girebilir hâle geldiği ve böylece durugörü ve psikokinezi gibi .......

uplifers insanın tek gerçek iletişim aracı: telepati

cengiz numanoğlu nereye akıyor, bu insan seli? gerçeği görmeyen; ya kör, ya deli. dünyada sabırdır, cennet bedeli; değer mi, değmez mi? bir daha düşün..

vahdet nafiz aksu şimdi ben sehpaların müdavimi deli gömlekleri içinde mağrur şimdi ben şimdi ben nasıl sıkışmışım anlatamam

gönül şen sende biraz akıl olsa beni severdin düşünce ve mantık olsa sen de severdin sevilecek insan bendim, neden sevmedin? gerizekalı sevgilim benim, gerizekalı sevgilim benim

vahdet nafiz aksu fanilik teneffüs vermiş tebessüm miktarı yol haritamız alnındaki sonsuzluk izleri ve dudaklarda o ağır hükmün kesinliği deli gömlekleri mi bekler yoksa bizleri

cüneyt özdemir kenan taş ile bir soru 1 cevap mustafa topaloğlu: siz deli misiniz?

mustafa topaloğlu her delinin kendi içindeki bir veliliği vardır. ben deliyim. ben sevginin delisiyim. sevgilerin delisiyim. o delilik eşittir eski tabirle veli derler.

nurcan elver çiğdem kafayı üşütmek üzereydi, ne yapmam gerektiğine karar veremiyordum ki...

vahdet nafiz aksu bir gönlü abad etmek delice hayallerle dağıtmak isterik kahkahalarla sisleri derin bir yürek acısıyla saatlerce süren bir kâbusun iz bırakan etkisidir gitmek

cengiz numanoğlu fakirdik.. ve lâkin, haddi bilirdik, secdede hamd ile, vecde gelirdik. üç kuruş gördükçe, sanki delirdik; kıldık.. her güzeli, çirkine tâbî; ne kadar da sabırlısın.. yâ rabbî...

tansu duran çoğu kereler kafayı üşütmek üzere olduğumu düşündüm. fakat buna rağmen böyle şeylere kafa yormaktan zevk alıyordum.

vahdet nafiz aksu .................deli bir dananın burnunu vura vura ......................inek memesini emmesi gibi .....................taze toprak taze bebeği emdi ....................... çocuk alışmıştı sıcağa

cengiz numanoğlu adâlettir, her zulmün âhirette bedeli; buna “masal” diyenler, ya ahmaktır, ya deli.

leonardo patrignani bedenimden uzakta, yalnızca zihnimle var oldum.

hilal kaplan müslümanlar, dünya coğrafyasında bulundukları hemen her yerde iktidar ağlarının en zayıf halkasına tekabül ediyorlar. mazlumlar ve madunlar. ....... ilan edilebiliyorlar. onları öldürenlerse ya deli ya "yalnız kurt" ya da özgürlük havarisi olarak takdim ediliyorlar.

cengiz numanoğlu ne olur.. bana da söyleyin dostlar!.. her gün düğün bayram, siz eğlencede; oysa benim, tek eğlencem, secdede. üstelik olmadım, henüz bir dede; yoksa.. aklımda bir, noksanlık mı var?

erkan tan bu hristiyanlar haçlılar ve siyonist yahudiler... korkaktırlar... aşağılık zorbalardır... kendileri karşımıza çıkmaktan deli gibi korkmaktadırlar. bu nedenle kiralık katiller tutmuşlar. kur'an-ı kerim'i el yapımı patlayıcı ile tuzakladılar.

vahdet nafiz aksu cahilliğin mucidi de sen ve en çok bilen de sen döken başımızdan kazan kazan kaynar suları içimizin kara kazanlarında düzenli aralıklarla kaynayan da sen

alain de botton entellektüellerde delirtici bir kibir, hayata karşı bir mesafe görülüyor. okunmayan kitaplar yazarak kendilerini tatmin ediyorlar. onların yetiştirdiği gençler de dünyadan habersiz. grekçe ve latince biliyor mu? evet. şiir ve nesirden anlıyor mu?

alain de botton - çev : ayşe ece ...... din eleştirmenleri, inananların aptallığını en acımasız biçimde ortaya koymaktan çok zevk almışlardır; bu zevkli çalışmalarına noktayı da ancak düşmanlarını tam bir aptal ya da deli olarak göstermeyi başardıklarını düşündüklerinde koyarlar.

örsan k. öymen bugün taksim meydanına birisi çıksa, “allah vardır!” diye bağırsa, kimse o vatandaşa dokunmaz. belki bazıları, “allah’ın varlığı zaten aşikar, ne diye bağırıyorsun?” diyerek, bu kişiye deli muamelesi yapabilir.

recep akdur hemen tüm hastalıkların ya da organların üşütme ile ilişkisi kurulur. bu ilişkilendirmelerden en kötüsü de kafayı üşütmek. hadi diyelim ki, diğer organları üşütüyoruz. ya da diğer hastalıkların üşütme ile ilişkisi var. akıl nasıl üşür?

cansın erol dağlar gelse üstüne deli gönül yıkılmaz kalbe dokunur bir acı söz bitirir sılasında hasret çeker aldırmaz alır bir kem bakış, gurbetlere götürür

vahdet nafiz aksu .........................ey yüreği burkulan sevgili .........................................-deli- .........................kırık kalbine uzatıyorum ................................geri çevirme .................................bu kırık eli

bbc ateist diye akıl hastanesine yatırdılar

eksisozluk / ekşi sözlük ateistlerin bilimsel olarak deli olması

caner taslaman ateistlerin deli olma olasılığı / caner taslaman & emre dorman

ilhan uçar “baş, kafa, ser” kelimelerinin eş anlamlılığı ve “baş” kelimesine divanü lugati't-türk merkezli bir yaklaşım

miliyet ....... çağırması üzerine oyun oynadığı belirterek yemeye gelemeyeceği söyledi. aldığı cevaba sinirlenen baba, ....... interneti kapattı. ....... bunun üzerine deliye dönen daniel'in, yatağının yanında bulunan avcı bıçağını eline alarak babasını sırtından bıçakladı.

ursula kroeber le guin gerçekçi, hem dünyayı hem hayallerini bilen kişidir. sizinse aklınız başınızda değil, üstelik binde biriniz bile hayal kurmayı bilmiyorsunuz.

hasan kâmil yılmaz tosun: evdekilerin “hoca kafayı üşütmeye başladı” dediklerini anlatmıştı bize.

hilmi yavuz ismet özel’in yayınlanan söyleşisinde ne demek istediğini anlamak mümkün değil. söyledikleri düpedüz deli saçması... ismet’in, epey gecikti ama acilen kapatılması gerekir.

vahdet nafiz aksu iyi ki hekimsin bu tımarhanede gözlerinle yırttın deli gömleklerini kabirsiz kalmak endişesi yokmuş bu viranede gözlerine gömermişsin sevdiklerini

cengiz numanoğlu âlim zâlim karıştı, renkleri seçilmiyor, velisiz kaldı sokak; deliden geçilmiyor. bu cinnet kervanına, kocabaşlar dahiller, tuz bozulmuş, ne yapsın bizim gibi cahiller?

ursula kroeber le guin hiç kimse cezayı kazanmaz, ödülü de. aklınızı hak etmek, kazanmak gibi fikirlerden arındırın, ancak o zaman özgür düşünebileceksiniz.

şair eşref ey padişah-ı âlem, düşman mısın zekâya? erbâb-ı iktidarı gördün mü saldırırsın, asrında kaldı millet üstadsız, kitabsız, havf eylerim yakında kur’an‘ı kaldırırsın.

ilber ortaylı kimse bunlara bir şey demiyor. mahallenin delisi gibi ben çıkıp söylüyorum. herif kendine göre tarihi çarpıtıyor. bunlar cahil adamlar, ne bilirler tarihi. bir bok bildikleri yok. ne okuyacak ne bilecek. allah’ın hödüğü suratına baksan halde turp sattırmazsın.

ömer lekesiz kafayı sıyırmak kafayı sapıtmak kafası noksan olmak kafayı çatlatmak kafayı üşütmek kafayı tatile çıkarmak kafayla arası bozuk olmak kafası yerinde olmamak kafası karışmak kafası durmak kafadan gayri müsellah kafası boş kafa değil balkabağı kafadan kontak vs. vs.

ömer lekesiz ben bunlardan en çok “kafayı sıyırmak”ı seviyorum ama iyi sözlükçüler bunun manasını “kafayı yemek” terimine yerleştiriyorlar.

vahdet nafiz aksu bir eli böylesine kutsayan bir deli belki bir daha gelmez dünyaya derdi hey gidi ellerini öptüğümün güzeli sözü bile elleriyle söylerdi

necip fazıl kısakürek mayın tarlasına düşmüş bir deliyim, hudutta; gözüm, sekizinci renk ve dördüncü bulutta....

vahdet nafiz aksu deli gömlekleri diken öz elleriyle sonra beş mühürlü meczup raporlarını hükümsüz kılan da sen bir yarım gülümsemeyle

ünal aziz rutkay / rutkay aziz bir oyun var rusça’dan çevrilecek, kim çevirir diye deli gibi araştırıyorum, bunu ancak ataol, yapar dediler, eyüp’te buluştuk, ilk karşılaşmamız ve tanışmamız heyecanla oyunu anlatıyorum ben kaptırmışım. tabii o anda bir kafedeyiz bir anda .......

ursula kroeber le guin özgürlük ağır bir yüktür, ruhun yüklenmesi gereken büyük ve garip bir sorumluluk. kolay değildir.

ataol behramoğlu gerisi bilinen hikaye patrondan imdat görmez evde karı ağlar deli kız vermez rahat

ataol behramoğlu susmasam kendi sesimden delirecektim.

şerif erginbay ve elleri ekmeğe batık biri alır götürür delinin düşlerini.

emek erez kimse kimsenin ne yaşadığın tam olarak anlayamaz belki ama sara ahmed’in söylediği gibi; imkȃnsız olanı nasıl anlayabileceğimizi bir gün öğreniriz belki.

alper gencer deli gibi uykum var nermin gözlerimi yumsam mayınlar patlayacak çobanlarımda kuzular geceye kırık bir kaval gibi dizilecekler

pınar köksal üretmen yaratmak için bilincin dışına çıkabilmek: edebiyat ve bilinçdışı

rachel aliene corrie bugün ölürsem çıldırmalı ve özgür olmalısınız

rachel aliene corrie rüyam; 2000 yılına kadar açlığı bitirebilmek! rüyam; fakirlere bir şans verebilmek! rüyam; her gün ölen kırk bin insanı kurtarabilmek! rüyam gerçekleşebilir ve gerçekleşecek, eğer hepimiz geleceğe bakıp oradaki parlayan ışığı görebilirsek.

rachel aliene corrie bu sabahtan sonra kendimi çok daha iyi hissediyorum. oturup uzun uzun, ne kadar büyük kötülüklere muktedir olduğumuzu ilk elden keşfedişimin verdiği düş kırıklığı üstüne yazdım.

vahdet nafiz aksu bir deli… beyninin tahtasında eli satranç mı oynuyor ne…

siirantolojim malatya’dan deli hatıraları

vahdet nafiz aksu bin bir deli öyküsünden birisi bunun galiba bir kız sevmiş kavuşamamış sevdam yavşak çıktı diyor başka bir şey demiyor ahali çok seviyor deli‟yi deli de seviyor deliliği

şirin xanım kerimbeyli şadiman / şirin hanım kerimbeyli şadiman ilahi, dünyanı şeytan, iblisdən, vicdanın paraya satandan qoru. beyni zəhərləyən min cürə hissdən, hər qəlbdə, ürəkdə yatandan qoru.

vahdet nafiz aksu namus sadakat prensip derin mevzular diğer yanda delişmen arzular hissettik, konuşmadık on yıl geçti dile kolay hiç buluşmadık!

şirin xanım kerimbeyli şadiman / şirin hanım kerimbeyli şadiman qanad vərdin mələklərə könül açdın diləklərə ələ düşdün ürəklərə pəymanımız səndən gəldi.

vahdet nafiz aksu benim yüzüne vuran güneş yüzün yollara düşen gölge salıverilen canlarız allah‟ın deli düzüne

şirin xanım kerimbeyli şadiman / şirin hanım kerimbeyli şadiman hər başda nurlarla çağlat ağılı, bitsin günahlarsız həyat nağılı. lütf əylə, ürəyə yol tapmasın ah, əy hər şəyə qadir, səvgili allah...

ergin günçe can sıkıntısını devrimci bir tutkuya dönüştürmek için kocaman bir ses edinmek istiyorum, istesem dokuz yaşında olduğumu bir deftere yazsam, yazıyorum.

yılmaz tatlıses yanmış bir yürek var ah ile dolu bin bir ızdıraptan geriye kalan hangimiz suçluyuz bilemiyorum benmiyim omuydu hatalı olan

ahmet selçuk ilkan bilinmez neleri getirir zaman bilinmez neleri bitirir zaman aşk bir hatıradır maziden kalan bir gün gitsen bile hatıran yeter

mevlânâ celâleddîn-i rûmî kırk yıllık akıl beni düşüncelere gark etti; altmış iki yaşımda av oldum, avlandım da tedbirlerden, düşüncelerden kurtuldum.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî önce kanla beslendim, sonra kan yerine süt gıda oldu bana; fakat akıl dişim çıkınca o sütten de kesildim ben.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî o akıllı-fikirli cinleri tut, şişeye koy, hapset; o sarhoş olmuş kanlı-kaatil kişilere gönül kanını doldur, sun.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî cilvelenmiye başladılar mı âşıkların gönülleri gibi renk-renk kanatlarını açmışlar da güzellikleriyle tavus kuşuna dönmüşler, görenlerin akıllan başlanndan gitmiş.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî mecnun, neden binlerce delilikler etti; o seçkin deli-divane, neden binlerce delilik icad etti? gâh elbisesini yırttı, gâh dağlara koştu, gâh zehir tattı, gâh yokluğu seçti.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî gelin; bugün hepimiz de, bizi esriten, kendimizden geçiren kadehlere sarhoş olalım. rabbimiz, dudağına değ dolu bir kadehle suvardı bizi, şükürler olsun, şam'a gene şükürler olsun, sonra da gene şükürler olsun.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî gelin; gerçekten de bugün, bayram günü; apaçık göründü dilediğiniz sevgili. gece karanlığı basınca olaylar, dolaşmaya gelir bizi; fakat yamanıp kalmaz, yüreğimizi sıkmaz onlar.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî aklım başımdayken söz söylemiyorum; yık beni o sözler bağışlayan, masalı güzel kadehle a sâki. "rableri suvanır onları" şarabı, bazı kere deliyi akıllandırır; bazı kere de akıllıyı deli-divane eder a sâki.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî kimin aklına-fikrine, kimin gönlüne-hatırına, o sevgilinin hayâli düştüyse o akıl-fikir, o hatır-gönül, ne de özden özdür, ne de eşsiz-ömeksizdir, ne de görüş-biliş sahibidir tanrım.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî elin de yeri mi var burda, sözü mü olur elin? akıl da elden çıktı, fikir de; çünkü sâki, gönüle huzur-karar vermede, şarap da pek keskin, pek sanyor adamı.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî a yağma padişahı, delirdim, darmadağan oldum; tekliğe ulaşabilme sevdasıyle iki büklüm oldum, birliğe, tekliğe ulaştır beni.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî eski adetine uy da gel, yanıma otur o tatlı dudaklarını oynat, mevlânâ de, seviyorum seni. hiçbir şeycikler bilmiyorum ben, senin bilen, geri kalanını, sen söyle a sevgili; söyleyince anlatıyorum seni, susunca da seviyorum seni.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî ateşlerle dolu bir gönlüm var, bir hoşça su serp ona; fakat çeşmenin, ırmağın suyundan değil, sendeki sudan. ayağın bastığı toprağa kurban olayım; bu gece dudaklarını öpmeme mani olma; gel a yoluyordamı hoş güzel, canla beraber dön-dolaş.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî ashâbı kehf in köpeği delirdi de saldırmada arslandan da üstün bir hale geldi; sarhoşum, tel kırmanın sırası değil; sustum artık.

tese onze antipetizm, faşizm, komünizm, sosyalizm, endüstri, veganizm, diktatörlük, sıkıntı, delilik, filistin, direniş, gıda, ....... / antipetismo, fascismo, comunismo, socialismo, indústria, veganismo, ditadura, aborrecimento, loucura, palestina, resistência, comida, .......

mevlânâ celâleddîn-i rûmî eflâtun bile, o aklıyla, o bilgisiyle bunu görseydi benden daha fazla deli olurdu, akılsız bir halde sevdalara dalar-giderdi.

halil hâlid ittihad-ı islâm, livâ-yı muhammedîyi takdis eden akvâm-ı muhtelifenin tevhid-i kulûbuna (kalplerin birleştirilmesine) hâdim olur.

halil hâlid panislâmizm bir maksad-ı siyasî ile avrupa'da icad olunmuştur ki islâmiyetin ma'kulâta müstenit (akla dayanan) bir müesse-i mukaddese olduğunu anlayamayan garbiyyûn nazarında medeniyet-i hâzıra âsâr-ı hasenesine karşı ihdas edilmiş, mutaasıp bâtıl-ı mezhebîden .......

mevlânâ celâleddîn-i rûmî o güzel sevdası, beni bilginlikten, kur'an okumaktan öylesine çekti-dışarı attı ki işte böylece sevdalara düştüm, deli-dîvâne oldum-gitti.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî sırları söyle a deli, akıllılardan ne korkuyorsun? yırt elbiseni a gök, kıyameti ne diye beklersin?

milliyet olay yerine gelen polislere "onu bıçakladım" diyen cahill, bir gün sonra ise zihninin bulanık olduğunu ve hiçbir şey hatırlamadığını söyledi.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî ateş salarsan aklı kül bahçesini tamamiyle yakar-yandınrsın da akıl-sızlıktan, delilikten binlerce bağ, bahçe düzer-koşarsın sen.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî akıl şaraba gark oldu mu devlet kapısı açılır; her kerem kesesi "doyurun" emriyle çözülür.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî aşk, erkeğin, kadının aklını çeler, fikrini alır amma âlemin eminliği de aşkladır, adalet-düzen de hep ondandır.

erol göka - kemal sayar beynin süreçlerini âdeta görmezden gelen 'beyinsiz' psikiyatri ile toplumsal ve kişisel bağlamları göz ardı eden 'zihinsiz' psikiyatri son yirmi yıldır kızışan bir mücadele içerisindedirler.

ebû nasr muhammed bin muhammed bin tarhan bin uzluğ el-fârâbî et-türkî mantık insan zihnini yanlış yapmaktan korur ve ona doğruya ulaşma yöntemlerini verir.

muhammed ikbal bütünüyle aşırı zihinsel faâliyetlerin gölgesinde kalan, aşkın değil de sâdece aklın hâkim olduğu bir insan, hayâtı dolu dolu duygusal boyutlarıyla, diğer bir ifâde ile içine dönerek, iç dünyâsıyla baş başa kalarak yaşayamaz.

sezai kalafat ısfahan makamı güven hissi, uyum sağlama, hareket yeteneği, zihin açıklığı, gönül yenileme, düzgünlük verme, zekayı açma ve hatıraları tazeleme özelliği vardır.

üstün öngel doktoru üzülerek şöyle diyordu: "tedavi sonunda zihni istediğimiz ölçüde bulanıklaşmadı." sonuç o kadar da kötü değildi aslında: "neyse ki, kayda değer düzeyde kafa karışıklığı ve genel bir düşünce tahribatı oluşmuş durumda."

benjamin rush özgürlük tutkusunun aşırılığı deliliğin bir biçimini teşkil eder.

benjamin rush freedom can exist only in the society of knowledge. without learning, men are incapable of knowing their rights.

bilge keykubat biberiye: biberiye bitkisinin zihni açtığı ve hafızayı güçlendirdiği eski çağlardan itibaren bilinmektedir.

banu bülbül hareket hâlindeki gerçeği durdurarak, bazı değişkenleri sabitleyerek, bir durup birini diğerine benzeterek düşünen, kavrayan insan zihni hareketi takip etmekte zorlanıyor.

mevlana anadolu lisesi tiyatro topluluğu fermanlı deli hazretleri

halkoyunlarımızcom erzurum deli kız oyunu

konya 42 yöresel deli oyunu konya gödene

her yerden videolar kastamonu köçek ve deli oyunu adama dikkat altın vuruş yapıyor

mehmet koca komitacı rum ve ermeni katillerin ruhlarında derin korku tünelleri açan bir türk milisinin mezarına dikilen kitabeden rahatsız olanlar, belli ki yarın soluğu ....... koca mehmet'in, demirci ali efe’nin, nene hatun’un, şerife bacı ve deli hasan'ın mezarında alacaklar.

emirdag deli battal yunan ordusu’nun artçı birliklerince şehit edilecektir. bu memleketin delisi bile yeri geldiğinde şahadet şerbetini milleti için tereddüt etmeden içer.

devadim şehit şerife bacı ‘deli dolu’ programında canlandırılacak

politikart1 asıl ismi vesile'dir. bazıları ona deli vesile der ama genelde neno olarak tanınır.

o.e.k.d :d / oekiskiniyor "deli seher" agresifliği, sokak dövüşlerindeki becerisi ve küfür haznesinin genişliği ile bilinir. genellikle sigara ister ve bulamadığı zamanlarda hırçınlığı tavan yapar.

mared deliler mi ? veliler mi ?

kastamonugazetesi deli ziya

ntv 'bilgisayar delileri' hayır için soyundu

jeffrey burton russell lucifer her türlü ölçü ve aklın ötesinde kendisine aşık olduğu için en başta şehvet omak üzere öteki günahları da kapsadığını ileri sürerek itiraz etti.

jeffrey burton russell uyumsuzluk, anlamsızlık ve bozulma tann'nın kozmos planını engelleyen kötüleri yansıtır ve sanat, hicvetmek ve nefret uyandırmak için değil, aklını çelmek ve tuzağa düşürmek için kullanılır.

jeffrey burton russell kısmen aklımız zayıf ve sınırlı olduğu için, fakat daha çok tanrı'nın kendisi her aklın ötesinde olduğu için, hakkında herhangi bir şey bilebileceğimiz her şeyin bütünüyle ötesinde bulunan tanrı hakkında hiçbir şey bilmeyiz.

jeffrey burton russell iblis, aklımızı çelme işe yaramayınca bizi yıldırmak için yaltaklanmayı ve korkuyu kullanır.

jeffrey burton russell iblis içselliğimize nüfuz edemez, fakat tutku ve şehvetle bizi çelmek için dışsallığımızdan yararlanabilir.

jeffrey burton russell ıstırap ve sıkıntının, bizi dışsallığa duyulan sahte ve yanlış güvenden uzaklaştırmak gibi bir üstünlüğü vardır.

jeffrey burton russell pek çok skolastik iblis'in bütün meleklerin en yükseği olduğunu savundu; fakat sorunun can sıkıcı olduğu anlaşıldı.

jeffrey burton russell başka bir can sıkıcı sorun da doğal kötülüktü, hayvanların ve özgür istençten yoksun öteki hissedebilen varlıkların ıstırabıydı. ahlaksal kötülük insan günahının sonucu ise, doğal kötülük neyin sonucudur?

jeffrey burton russell her şeyden önce bogomil düalizm can sıkıcı abartılarına rağmen, temel hıristiyanlıkta içkin olan düalizmden bütünüyle uzak değildir.

abdulhamîd bin abdurrahmân es-suheybânî bir kimse cinlerin varlığını inkâr etse yahutta onlar hakkında bu açık hüküm ve ifadenin dışına çıkaracak şekilde bir tevilde bulunsa kanı ve malı helâl kafir bir müşriktir.

abdulhamîd bin abdurrahmân es-suheybânî peygamber: “kardeşinin ağrıları nedir”, diye sordu. o: “onda bir parça delilik vardır” dedi. ....... okudu. hasta en ufak bir rahatsızlığı olmaksızın iyileşmiş olarak kalktı.

sabahattin ali başım dağ saçlarım kardır deli rüzgârlarım vardır ovalar bana çok dardır benim meskenim dağlardır dağlar

mutlu tönbekici kötülük kıt zekânın ürünüdür

şebnem ferah bildiğin tek yol savaşmaksa aklınla kalbin bir türlü buluşmuyorsa

mutlu tönbekici devletin sunduğu tek hediyenin “ölüm” olduğu bir yerde büyümek pek kolay olmasa gerek. silah sesleriyle, ölüm acısıyla, kan ve gözyaşıyla büyüyen bir çocuktan uslu bir vatandaş olmasını bekleyebilir miyiz?

ayşen gruda eskiden her şeyin anlamsızlığında anlamında bir anlamı vardı. şimdi yok. yani şimdi cinnet mevsimi. ama delilik iyidir. insanın hayatını kurtarır yaşasın delilik.

mutlu tönbekici ve dünyanın en feci buluşması da budur herhâlde: kıt zekâ ve fesatlık. cahilliğin çaresi var, bu bulamacın yok!

ayşen gruda ben özgür bir kadınım ve deliyim.

mutlu tönbekici mesele şu aslında. bu totodan anlama hadisesi zekânın veya bilginin kıtlığına değil, insanın kötülük seviyesine bağlı. anladığı zekâsından çok kötülüğüne bağlı.

al jazeera turk konya'nın 'deli' kızı

mutlu tönbekici kötülüğü zekâ işi görmek bir roman ve film üfürmesi.

can yücel bir cin şiiri

mutlu tönbekici bir insan ne kadar kötüyse o kadar yanlış, eksik veya tamamen gerisinden anlıyor.

banu savaş ben onların delilik dediğinin ilk adımı sonradan açılmış kuyularda yatırdıkları sanrının ilk bedeni

mutlu tönbekici işin gerçeği şu: insanlar ne kadar aptal o kadar kötü! ama nedeni bilinmez bir ahmaklıkla kötülükte zekâ boncuğu arayıp duruyoruz.

can yücel deliriyorum tiremens

banu savaş bu haller anne kaymak baba ise yoğurt kız ince zarda bir delik baba tut yukarda anne ört beni üstüme giydiğim sadece bir anlık delilik ...

mutlu tönbekici hem maksadını anlatamıyorsun hem de kıt zekâsıyla anladığı tam bir çirkef deryası!

erkin koray deli kadın

nil tuna kitap çevirmenliğine soyunmak biraz daha kolay diyebilirim. ama son zamanlarda gözlemlediğim kadarıyla genç ve tecrübesiz çevirmenlerin sıkıntısı, araştırmacı bir kişiliğe sahip olmamalarıdır.

cahit ırgat bir şehrin feryadı uçuyor her koğuştan, deliler sesleniyor : — "derdimiz, derdimizle atbaşı yüzdük yüzdük kuyruğa getirdik leşi çıkacağız tel örgüler dışına."

nil tuna bazen tek bir cümleye saatlerinizi harcamanız gerekebiliyor, ama insanlar çabuk sıkılıyor ve çeviriyi, yanlış olduğunu bile bile, yaptığı işe değer vermeden o şekilde gönderebiliyor.

ahmed bin ibrâhim bin ilyâs yesevî / ata yesevî / ahmed yesevî yalın baş ve çıplak ayak yürüdüğünde adem oğlu deli gibi olur imiş

nil tuna her ne kadar ısparta mis kokulu, güzel renkli, saf mayalı, doğal gülleriyle meşhursa da bizim çoban sülü bir o kadar yapay kalır yanında. ruhsuz, gözboyayıcı, işe yaramaz, samimiyetsiz…

moralı-zâde leylâ / leylâ aklımı top gibi tıfl-ı hayâlin çalalı nâmımız 'âkil iken oldı bu 'âlemde deli

necip fazıl kısakürek yoktur izlediğin bir dava yolu; bir bu yan, bir şu yan, büküntülüsün!

moralı-zâde leylâ / leylâ bir kızıl divâneyim zevk-i bahâr olmaz bana

ibrâhîm bin mehmed / halîlî / ibrâhîm halîlî paşa / ibrâhîm halîl paşa serserî gezdim cihân iklîmini mecnûn gibi dilde buldum yârimi leylâya hâcet kalmadı

moralı-zâde leylâ / leylâ itmem dil-i dîvâneden ölsem de şikâyet cevrin bana her veche lâyıkdır efendîm

demet özkan hislerini rota edinenler büyü dinine savrulurlar

narin çağlar bugünkü bazı çevrelerce kabul edilen “akıl şeytandır” anlayışının yanında, akıl sporunun engellenmesi çok normaldir. çünkü aklı kullanmaya düşman olmak, ancak akıl işi olmayan öğretileri kabul ettirmek isteyenlerin yapacağı bir şeydir.

demet özkan insan çoğu zaman aklını kullanacağı yerde hisleriyle hareket ettiği için yanlış yollara savrulur.

narin çağlar akla uymak ve aklı kullanmak arasında bir ayrım yapmak durumundayız.

demet özkan ağlayarak konuşan birini görünce büyülenir. akıcı-etkileyici konuşan birini görünce büyülenir. ruhani-coşkulu bir atmosfer görünce büyülenir. büyük kalabalıkları görünce büyülenir.

narin çağlar akla uymak, heva anlamında kullanılır ve genellikle birinin aklına uymak şeklinde kullanılır. evet, kimsenin aklına uymamalıyız. kendi aklımıza (hevamıza) da uymamalıyız. ama aklımızı kullanmalıyız. çünkü bu farzdır.

demet özkan hakikati belirlemek için eleştirel düşünmek, sorgulamak, delilleri incelemek gerekir. bunlar ise hislerle değil akılla olacak şeylerdir.

narin çağlar kuran’ı kerim’de hiçbir yerde aklı kullanmak eleştirilmezken, aklı kullanmayanlarla ilgili birçok eleştiri bulunmaktadır. “o (allah), aklını kullanmayanları pislik içinde bırakır” (10/yunus 100). “artık aklınızı kullanmaz mısınız?” (2/ bakara 44)

demet özkan insan sadece akıldan, düşünceden ibaret değildir elbette. aksine, insana ruh ve canlılık katan şey duygulardır. söylemek istediğim; duyguların doğru eksende çalışması…

narin çağlar bir şeyi etkili bir şekilde kullanmak için onu geliştirmek gerekir. kollarınızla bir şeyler taşırsınız daha çok taşımak için spor yapıp kaslarınızı geliştirmeniz gerekir. aklı kullanmak için de aklı geliştirmek gerekir. işte bu noktada satranç tam bir beyin sporudur.

gamze çifçi 12 tip insan mı vardır? dünyadaki 7 milyardan fazla insanı, hatta şimdiye kadar yaşayıp ölmüş 100 milyardan fazla insanı 12 kategorilik kişisel özelliklere ayırmak bile ortadaki akıl/mantık dışılığı görebilmek için yeterlidir.

narin çağlar satranç turnuvaları, akıllı, aklı başında ve zeki kişilerle tanınan yerlerdir. bu kişiler ağırlıklı olarak öğrenciler, doktorlar, mühendisler, askerlerden yani toplumu ayakta tutan, üreten, geliştiren kesimlerden oluşur.

gamze çifçi nazar inancının akıl, mantık dışı olduğunu; allah’ın ilkeleri ve koyduğu yasaları ile bağdaşmadığını ileri sürdüğünüzde akıl-mantık çerçevesinde bir itiraz getiremeyen ...... cevap şu olacaktır: “ama nazar kur’an’da geçiyor(muş), hatta peygamberimize de nazar değmiş.”

ismail hakkı başdağ doğaüstü güçlere sahip oldukları iddiası ile bazı insanlar üzerinde baskı kuranlar, karşılarındaki muhalifleri karalamak ....... dolayısı ile bunların sağlam bir kafaya sahip olmadıkları ve söylediklerinin dinlenmemesi şeklinde propaganda ya girişmektedirler.

yuval noah harari aksine algoritmalar bizim için doğru kararlar vermekte bu kadar isabetliyken tavsiyelerine kulak vermemek delilik olur.

hülya avşar eşeklik gider ama cahillik baki kalır.

yuval noah harari beni daha iyi tanıyabilen bir sistem ortaya çıktıktan sonra, otoriteyi hâlâ anlatıcı benliğin ellerine bırakmak delilikten başka bir şey olmayacaktır.

ismail hakkı başdağ muhammed (as) ve ondan önceki elçiler için yapılan “mecnun” (cinlenmiş) iddiası, bu tür propaganda yapanların söylemi olduğu kur’an içindeki ayetlerden okunmaktadır.

yuval noah harari herkül'ün gücünü, afrodit’in şehvetini, athena’nın bilgeliğini, dionysos’un deliliğini ya da istediğiniz her neyse onu satın alabilirsiniz.

hülya avşar türkiye'nin en zeki kadını benim.

yuval noah harari genetik bir testin kızınızın akıllı, güzel ve iyi huylu olacağını ancak kronik depresyondan mustarip kalacağını öngördüğünü düşünün. bir test tüpünün içinde hızla yapılacak acısız bir müdahaleyle onu yıllar sürecek sıkıntılardan kurtarmak istemez miydiniz?

delila meyaser / şenay güçer evet şenay, çılgınca, o içindeki kötü hücreye aldırış etmeden, deli divanece savaş!

yuval noah harari psikiyatriste, “beni bunalımdan kurtaracak bir şey yazabilir misiniz?” diye soranlar, can sıkıntılarını gidermek adına daha da kırılgan hâle gelecekleri mekanik uyarıcılardan istemiyorlar mutlu hissetmek istiyorlar.

delila meyaser / şenay güçer şu anda bir yerde kasım arkadaşı dinliyorum. devrimcilik delilik diyor.

yuval noah harari dinlerin sosyal düzeni koruma ve büyük çapta işbirliği organize etme aracı olduğu önermesi, dini en önemli ruhani yol olarak görenler için can sıkıcı olabilir.

delila meyaser / şenay güçer yaman çocuk, yekbun arkadaş. dinle ilgili çelişkisi... deli denilmiş kendisine... niçin deli?.. çünkü topluma uymadığında delisin demektir. yani sistemin toplum üzerinde yarattığı düzene uymadığında delisin... bir de âşık olanlara deli denilir.

yuval noah harari işveç’teki furuvik hayvanat bahçesi’nde yaşayan santino adındaki erkek şempanze bu sorunu anlamamıza yardımcı olabilir. can sıkıntısından bir az olsun kurtulmak isteyen santino heyecan verici bir hobi geliştirir: ziyaretçi taşlamak.

metin yatlı deli olmak işten değil şimdi gülüyor çığlıkları duydukça. yaklaşıp sormak gerek, -genç annenin çektiği acıyı duyuyorsunuz. böyle kaygısız ve gamsız olunmaz, bayan siz sadist misiniz.?

ayşe dalyan edebiyatta zihniyet incelemesi ve ahmed paşa’nın kerem redifli kasidesinde zihniyet çözümlemesi

mehmet pişkin bu bir intihar notu. gördüğünüz üzere öyle alkollü işte herhangi bir uyuşturucu madde etkisi altında değilim. gayet aklım başımda.

ali esen oysa yakında geleceğini söylemişti akıllı ve beyaz önlüklü doktorlar....

mahmut cahit külebi göklerde ellerin aklı atomlar, yıldızlar yapar. kim düşünür sayrıları! varsın beklesinler naçar kalıp kıyameti gayri.

mehmet / seyrânî dünyadan ahrete gidip gelmemek olmasa iktiza eder ölmemek balık baştan kokar bunu bilmemek seyrani gafilin ahmaklığından

füsun kavrakoğlu yasaklar ve sansür şiddeti 1909-1910’da yayılmaya başlayan tango 1913 yılına gelindiğinde bir çılgınlık halini almıştı. halk bu dansı ne kadar sevdiyse liderler o kadar nefret etti. abd’de tango dini çevrelerce dejenere ve ahlaksız bulundu.

füsun kavrakoğlu 1914 yılında papa x. pius, bu barbar, şeytani, ruhu karartan dansı yapan katoliklerin bunu günah çıkarmada belirtmelerini ve cezasına katlanmaları gerektiğini ilan etti.

füsun kavrakoğlu papa, bazı gazetelerin, tiyatro oyunlarının ve modanın da ruhu sapkınlığa sürüklediğini belirtmişti.

pınar doğu adalet bilinci kayboldu, kısasa kısas anlayışı yaygınlık kazandı iyice.

pınar doğu yoksa herkes lafta biliyor elbet, şiddet kötüdür, yanlıştır. peki, öyleyse neden şiddet var hâlâ? hiç düşündünüz mü?

turgut çiftçi gerçek ilahi din, geleneğin veya modernitenin kurguladığı ahlakı ve aklı ikinci plana iten, yahut ahlaksız, akılsız, sorumsuz tanrı anlayışına karşı çıkar.

hülya avşar her şeye şükrediyorum. saçım ne güzel oldu şükürler olsun diyorum. ben bunu yapıyosam sen niye yapamayasın. bi başkası niye yapamasın. yapamayanlar akılsız.

metin turan hem deli, hem veli sözü kılıçtan keskince seyrânî

hülya avşar : dışarda niye yaşadın peki? arda kural : çok canım sıkıldı çıktım.

mehmet / seyrânî cahilin rüyası hayra yorulmaz tecellinin cilvesinden sorulmaz eğri okla doğru nişan vurulmaz doğru ok atılmaz eğri kemansız

arda kural arda turan silahla hastane basıyo mermiyi ağza veriyo ateşliyo sonra memlekette bize deli diyosunuz.

ismail hakkı başdağ muhammed (as) ın “mecnun” olarak etiketlenmesi, onun söylediklerinin toplum nazarında alıcı bulmaması için yapılmış bir suçlama olup cinlerin hem bazılarının iktidarı, hem de bazılarının düşürülmesi noktasında kullanılan bir joker olduğu anlaşılmaktadır.

hülya avşar herkesin aaa bu senarist de kafayı yemiş ya dediğimiz senaryolar şimdi gerçek oluyo hayatta.

mehmet / seyrânî üzerimden güneş doğup aşıyor eriyip kar gibi bahtım üşüyor gönül tandırında bir aş pişiyor yanan ciğer midir, yürek mi bilmem

hülya avşar fazla zekâ da zaten insanı delirtiyo yav.

ismail hakkı başdağ cin algısı arap cahiliyesinde, doğaüstü güçlere sahip olduğu iddiası veya bir kişinin doğaüstü güçler tarafından aklının çelindiği iddiası temeline oturmuş bir düşünce olup, insan dışında ontolojik mahiyeti olan veya ruhani sayılabilecek bir varlık değildir.

moralı-zâde leylâ / leylâ sevdigim kim kurtarur zencir-i zülfünden beni görmemek yegdir görüp dîvâne olmakdan seni

nazîf abdullâh bin abdülmümin okunsun dergehünde arz-ı hâlüm yâ resûla’llâh bilinsin derd-i tab-ı pür-melâlüm yâ resûla’llâh

banu savaş gel bir kere kırılmışın suskun yüreği bir kerecik unutulmuş bin kere vurulmuş çocukların anası gel var bu delinin söz söyleyesi

cahit ırgat ve bir deli : "allah kuvvet versin," diyor "top çeken beygirlere."

hülya avşar hayvan keserek bayram yapan bir dini aklım almıyor.

ebu’l-alâ ahmed bin abdullah bin süleymân el-maarrî / ebu'l lâ el-maarrî ehl-i ‘akl añlamaz efsûs lisân-ı dilden zanneder ‘âşık-ı dîvâne mu’ammâ söyler

moralı-zâde leylâ / leylâ âteş-i dîdârına yandıkça dil memnûn olur sen saçı leylâya çok ehl-i hıred mecnûn olur

ebu’l-alâ ahmed bin abdullah bin süleymân el-maarrî / ebu'l lâ el-maarrî emeğin önemi, insanın kendisini üstün dereceye çıkaran iradesi, gerçek manada şöhret olma ve yaşamın keyfini çıkarmak ( rahat bir yaşam ) için akıl ve düşünceyi övmeli, onu açığa çıkarmalıyız.

odysseus alepoudellis / odysseus alepoudhelis / odysseas elytis / odisseus elitis - çev : cevat çapan çılgın nar ağacı

mustafa / kemâlî yansa eme yanmağa pervâne ansızdan gelir zülf-i yâre bend olan dîvâne ansızdan gelir

odysseus alepoudellis / odysseus alepoudhelis / odysseas elytis / odisseus elitis - çev : cevat çapan dizi sıyrılan çocuk çılgın muska, inatçı çene bol kısa pantolon kayanın bağrı, su zambağı ak bulutun yumurcağı!

ismâîl / kemâl ümmî onulmadı yaralar ne aceb derdüm var benüm mecnùn olup gezerüm ne aceb derdüm var benüm

odysseus alepoudellis / odysseus alepoudhelis / odysseas elytis / odisseus elitis - çev : cevat çapan silik bir gölge kaldı geride ve onun çatlak güveni ve geçmeyen baş dönmesi -- orada

ahmed bin ibrâhim bin ilyâs yesevî / ata yesevî / ahmed yesevî kıyametin şiddetinden aklım şaşkın gönlüm korkmuş, canım yorgun, evim yıkık sırat adlı köprüsünden gönlüm paramparça aklım gidip, deli olup kaldım dostlar.

cahit ırgat bu şehrin limanlan delidir takaları balıkları zilzurna

mahmut özdemir erdoğan sevdim seni bir kere başkasını sevemem deli diyorlar bana desinler değişemem

mustafa kemal fikirler zorla ve şiddetle, top ve tüfekle asla öldürülemez.

stephen demetre georgiou / yusuf islam / cat stevens iki tür insan daima açtır: biri bilimi arayan, diğeri de parayı.

nalan türkeli beyni bacak arasına esir düşmüş beyinsizler, kalkmış atatürk’e laf atıyor.

ralf uold emerson / ralph waldo emerson tutarlı olmaya çalışmak, küçük beyinlerin kaderidir.

irfan fethi gemuhluoğlu kalbimi oymuşlar, oymuşlar da şimâllim hayâlini, resmini değil seni koymuşlar içine onun içindir adınla atışı

émile édouard charles antoine zola okullarda beyinleri yıkanan genç kuşaklar yönetimde görev aldıkları zaman, ülke çıkarlarının değil, kendilerini eğitenlerin sözcüleri olacaklardır.

mustafa kemal kudretsiz beyinler, zayıf gözler gerçeği kolaylıkla göremezler.

ilhan arsel ne yazık ki diyanet, insanlarımızı akıl yoluyla değil fakat ‘hurafeler’ ve ‘şeytanlar’ ilmiyle eğiterek beyinsiz hale getirmeyi kendisine görev edinmiş gibidir.

ahmed hulûsi akten daha beyni tanımayan, onun yaratıcısını nasıl tanır!

kerem izzet güllü delirme hissi (hislerin doğası)

irfan fethi gemuhluoğlu önce pencereden tülün ardından görünüp köşe başından dönünce sen ne aklım, ne kalbim gene düşünmem sonunu kırpıştırarak gözlerimi alın yazımı hecelerim

gérard labrunie / gérard de nerval - çev : erdoğan alkan çünkü mutluluğumu kıskanan deliler o sevgili imgeyi bozmaktan hoşlanıyordu.

john keats beyni geliştirmenin tek yolu hiçbir fikre saplanmamak tüm düşüncelere açık olmaktır.

gérard labrunie / gérard de nerval sonunda deli gömleğinden kurtuldum ve sabaha doğru salonlarda gezinmeye başladım. kendimi tüm dertlerin dermanı tanrı sandığım için oradaki bazı hastaların üstüne elimi koyuyordum.

arthur schopenhauer toplum; aptal kafaların sığ ve yavan gevezeliklerini, büyük beyinlerin düşüncelerinden daha ikna edici bulur.

gérard labrunie / gérard de nerval çimlerden çıktım ve onunla konuşurken deli gömleğini geçirdiler üstüme, arabaya bindirdiler, paris'in dışındaki bir başka sağlıkevine götürüldüm.

malcolm little / el-hacc mâlik el-şahbâz / malcolm x zeki bir kızdı, iyi bir kızdı. beni adam etmek için elinden geleni yaptı, ama bak ben onu ne hallere düşürdüm; esrarkeşlik, fahişelik yoluna sürükledim. sebebi benim o kızın.

gérard labrunie / gérard de nerval bir yanında delilerin, öteki yanında hastane çalışanlarının bulunduğu koridorun sonunda odam.

hakan günday dünyanın en eski mesleği fahişelikse, dünyanın en eski hayal kırıklığı da aşktı..

gérard labrunie / gérard de nerval benim deliliğim, yazdıklarımla fazla özdeşleşmekten kaynaklanıyor.

albert camus dünyanın en eski mesleği "kendini satmak"tır. bunu "fahişelik" ile karıştırmak da bir o kadar eski bir yanılgıdır.

fuat boyacıoglu nerval aurélia’da; aile, cinsiyet ve ölüm gibi psikolojik takıntılarını(obsesiyon) deliliğe varan ifadelerle dile getirmiştir.

victor hugo avrupa uygarlığında kölelik kalmadığı söylenir. yanlış. hala vardır kölelik; ama yalnız kadınları ezer artık; adı da fahişeliktir.

cemile bayraktar hayır. bir şizofren yahut deli değilim. piyano tuşlarına dokunur gibi yazışım korkutmasın sizi, .......

nilüfer kuyaş shakespeare'in hamlet için söylediği gibi, nerval'in deliliğinde bir metot varmış sanki, bana öyle geliyor.

talip kurşun ille de ruh hastası olmak istiyorum diyorsanız, öncelikle bir ruhunuzun olup olmadığını anlamanız gerekir. delirmeden önceki son sağlıklı eylemi, kırbaçlanan bir atın boynuna sarılıp hüngür hüngür ağlamak olan nietszche belki de bir “ruhu” olduğunu o an fark etti.

yıldıray çiçek chp grup başkanvekili özgür özel küçükken ateşli bir hastalık mı geçirdi, yoksa kafa yapıcı bir şeyler mi kullanıyor bilmiyorum ama ciddi bir hafıza, akıl sıkıntısı olduğu gerçek…

özgür öztürk apollonaire ve arkadaşlarının, onun 40 yaşındayken kendini astığı sokak lambasının önünde gecenin bir vakti saygı duruşuna geçtiği, şiirlerini nöbetler ve gel-gitler arasında yazmış deli, lanetli şair.

milliyet baştan hacamat olmak; delilik, cüz zam, gece körlüğü, alaca, baş ağrısı, diş, göz, kulak gibi hastalıklara ve daha birçok hastalığa şifadır.

aziz nesin aklını başına al, yoksa derdin hiç bitmez tepene binmiş zübük, artık başından gitmez seni cahil bırakır, hem okutup eğitmez

george bernard shaw ırkçılık, beyinsizliğin şeytani ve psikopatça bir formu.

nihat doğan biz veliler içinde deli, deliler içinde veliyiz.

büyük diktatör beyni ve kalbi makineleşmiş kişilere teslim olmayın.

aziz nesin adamı zorla deli ederler

psikiyatri tüm insanlar az/çok maniktir.

irfan fethi gemuhluoğlu ruhu bir velveleyle karıştırıp bir sarmaşık gibi sarmıyor yarmıyor insanın göğsünü iki şak edip diyemiyorsun sol yanım yana veremiyorsun kalbini

psikiyatri tüm insanlar az/çok depresiktir.

arthur schopenhauer birisi herkes tarafından anlaşılıyorsa sıradan beyinlere hitap ediyor demektir.

psikiyatri tüm insanlar az/çok şizofreniktir.

irfan fethi gemuhluoğlu bir bıçak gibi kesmiyor deli poyraz gibi esmiyor şimalden bir hoş etmiyor deli divane edip zorlamıyor insanı

psikiyatri tüm insanlar az/çok paniktir.

nalan türkeli bunlar, toplumda var olan birkaç kişiyi katletmiyor, sadece.okumayan, araştırmayan, okumadıkça sorgulayamayan beyinleri işgal ediyor.

psikiyatri tüm insanlar az/çok obsesiktir.

irfan fethi gemuhluoğlu depreşti yaram, yaram depreşti de şimallim, sevişmek olmaz bize!...

psikiyatri tüm insanlar az/çok bozuktur.

yasemin çalış fakat zülal 6,5 yaşından itibaren allah'ın izniyle yürümeye başladı. çocuklar yanından kaçıyor. bu hastalığın dünyada olacağını, hep böyle devam etmeyeceğini anlatarak o sıkıntılarımızı yavaş yavaş zamanla aştık. psikolojik olarak biz de sıkıntılar çektik.

camille claudel bir avuç toprağı yoğurmayı bile bilmeyenler. duygusuz yavan insanlar. bu benim ruhum en kutsal varlığım…

camille claudel onlara göre rahatsız edici bir yaşam süren bu zavallı kadını mahvetmeye pek hevesliler. işledikleri suçu hatırlatan can sıkıcı hayaleti. ortada bir tehlike yok, yine de buradan çıkmama izin vermiyorlar.

paul claudel affedersiniz. şu aralar inancımı kaybettim. tanrı’ya vahşi bir cehaletle saygı duyardım.

paul claudel tanrı bize deneyim sağlar, camille! elini geri çeker. o’nun hikmetinin sırlarını kontrol etmek bizi günaha sürükler. onun sırları bizleri kararsız, kafası karışık bir hale sokar çünkü bizi ikna etmek için bunlar yetmez.

paul claudel ne korkunç bir hüzün. sanattan daha kötü bir şey yoktur. dahiler bunun bedelini öder. tam bir trajedi! kötü bir hayat! sanatsal meslekler çok tehlikelidir buna çok az kişi karşı koyabilir.

paul claudel sanat fakülteleri özellikle tehlikeli ruhlara hitap eder. hayal gücü ve duyarlılık, kolayca dengeyi bozup, kafayı sıyırmaya ve düzensiz bir hayata neden olabilir.

izdiham camille claudel:genç bir kadın nasıl delirtilir?

otto eduard leopold von bismarck 19'unda sosyalist olmayanın kalbi yoktur. 30'unda sosyalist olanın beyni yoktur.

georges benjamin clemenceau 20'sinde sosyalist olmayanın kalbi yoktur. 40'ında sosyalist olanın beyni yoktur.

alexander pope + pompey / pompey the great / gnaeus pompeius magnus biraz bilmek tehlikelidir ya derinliklerden iç, ya da bilgeliğin tadını tatmaya kalkma; çünkü sığ sular beyni zehirler, bol sular insanı temizler.

ozan deniz sarıtop yasalar, küçük beyinlerin otoritesidir.

ולדימיר לנין / βλαντίμιρ λένιν / فلاديمير لينين / vladimir ilyich ulyanov / vladimir ilyiç ulyanov yalancılar ve iki yüzlüler, beyinsizler ve körler, burjuvazi ve yandaşları, genellikle özgürlük, genellikle eşitlik ve demokrasi konusundaki boş sözleri ile halkı aldatmak isterler.

paul joseph goebbels propagandanın görevi akıllı olmak değil, başarıya götürmektir.

aziz nesin tere lelli tere lâm demokrasi vesselâm... hergün bayram deliye döndük terelelliye!

robin mclaurin williams sana ufak bir kıvılcım delilik verilmiş. onu da kaybetmemelisin.

aziz nesin bizler icat etmedik, bu moda amerikan... bu ne delilik böyle, ne çılgınlık el’aman!

ozan deniz sarıtop sözcükler anlamını yitirmez, insanlar anlamını yitirir sözcüklerde.

ژان-کریستوف گرانژه / жан-кристоф гранже / ժան-քրիստոֆ գրանժե / jean-christophe grangé zedelenmiş bir beyin güzel cümleleri, mantığa dayalı söz dizimlerini umursamazdı.

젬 이을마즈 / джем йылмаз / ջեմ յըլմազ / شيم يلماز / cem yılmaz nefret, çaresizlerin tek silahıdır. çünkü silah olarak beyin taşımak bunlara ağır gelir.

aziz nesin külâh değiştirirler, ali ile veli’si, ipi geçirmiş ele elin hınzır delisi.

ozan deniz sarıtop kalp, sınırları olmayan uçsuz bucaksız bir dünya'dır. akıl ise, bu dünya'da sınırları çizen bir serüvenci..

celal yalınız bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün olur.

robin mclaurin williams görüyorsunuz, sorun tanrı'nın erkeklere bir beyin ve bir penis vermesi ve kan aynı anda bu ikisinden yalnızca birine akabiliyor.

celal yalınız bu ülkede ilgililer bilgisiz, bilgililer de ilgisizdir.

ozan deniz sarıtop aklın olmadığı yerde cesaret, cesaretin olmadığı yerde akıl, yeniktir.

aziz nesin bir insan zır deliyse hiç kimseye olmaz yar, dev aynasına baksa, ayna ona gelir dar.

emine supçin bilginin ışığından mahrum beyinler, cehaletin esiri kişilik taşırlar.

hasan hüseyin korkmazgil bu ne beter çizgidir bu bu ne çıldırtan denge

ozan deniz sarıtop hedefe giden yol, her zaman akıl ve kalp arasındaki mesafe kadardır.

heinrich luitpold himmler anyone who thinks of homosexual love is our enemy. we reject anything which emasculates our people and makes it a plaything for our enemies, for we know that life is fight, and it is madness to think that men will ever embrace fraternally.

fetullah gülen / fethullah gülen yeşili kasvetli bir hüzün boğar; hazanla her yana yapraklar yağar.

paul joseph goebbels insanların beyin tembelliğini gördükçe, her istediğimizi yapabileceğimizi anladık.

emine supçin kadın ince fikirlidir. eğitim almamış olanı o ince fikirliliğini, ince ince kuyu kazmalara yöneltir.

benjamin disraeli ufak şeyler, ufak beyinli insanları etkiler.

fetullah gülen / fethullah gülen ne gül kalır, ne çiçek, ne de lâle, gömülür her şey derin bir melâle.

douglas noel adams mini etek, mini beyinleri tahrik eder.

emine supçin kadın kıvrak zekalıdır. eğitim almamış kıvrak zeka, fesatlığa çalışır.

anna eleanor roosevelt büyük beyinler fikirleri tartışır, orta halliler olayları, küçük beyinler ise insanları.

fetullah gülen / fethullah gülen tüter her yerde ayrı bir inşirah ne keder kalır ne de bir âh u vah..

napoleone di buonaparte / napoléon bonaparte / napolyon bonapart beyinsizlik sadece politika mesleğinde özür sayılmaz.

emine supçin kadına has doğal güzelliklerin, cehaletle nasıl da çirkinleştiğini gösterebilirim sana.

alexander pope akıllandıkça babalarımızın birer çılgın olduğuna inanırız; bizden daha akıllı olan oğullarımız da bizim için öyle düşünecektir.

fetullah gülen / fethullah gülen dinliyorum ruhumu gurbetten usanmışım, bunca “dâüssıla”ya dayanırım sanmıştım… her yeri vatan saymada meğer aldanmışım, herkesle hemdem olacağıma inanmıştım…

ferîdüddin attâr a akıllı, sen bana bir parça su ver. çünkü ben kendi suyumdan bıktım!

ozan deniz sarıtop zeki insan, kitap okumak yerine düşünmeyi öğrenir.

ahmedî bilmezem baña ne efsün eyledi kim gözi aklumı mecnûn eyledi

fetullah gülen / fethullah gülen düz günler monoton, bayramlarsa bir karnaval, adeta bir çöl gibi bana bu koca diyar; ızdırap tam ızdırap, neş’enin rengi melâl, hazanla inim inim duyduğum yaz-bahar.

mary wollstonecraft aklın cinsiyeti yoktur. / zihnin cinsiyeti yoktur.

françois poullain de la barre aklın cinsiyeti yoktur. / zihnin cinsiyeti yoktur.

emine supçin beden aç kalırsa güçten düşer, beyin aç kalırsa hurafeye düşer. beynin gıdası okumaktır.

fetullah gülen / fethullah gülen muzdarip bütün toplum, ilacı bunun iman, imana aç ruhlara başka bir derman azap. sarsılmış başta akıl, bakış bulanık hepten, bir acı imtihan bu, bize imtihan azap.

albert einstein evrende en büyük ziyan, sorgulama yeteneğini yitirmiş bir beyindir.

fetullah gülen / fethullah gülen bir kor saç içime ocaklar gibi yanayım; sen’siz geçen bu acı rüyâdan kurtulayım.. mecnûn gibi arkanda koşan kulun olayım..

ozan deniz sarıtop kimse kolay kolay düşünmeye cesaret etmediği için; akıl, çoğunluk için sonuca gitmeyen bir problemdir.

fetullah gülen / fethullah gülen rûhuma sisli-dumanlı bir kasvet yaymakta; göster çehreni ki, güneş gurûba kaymakta.. aklım uzakta kaldığı günleri saymakta...

nalan türkeli aklın olduğu yerde, yürek hafızası hazır kıtadır.

nalan çelik çığlık çığlığa analar kaç bebek doğdu şu an kaç bebek kundaklandı ak bezlerle biçim vermeli biçim eline, koluna, bacağına, beline en çok da başına… aklına, aklına yaşama taşınabilen kolay bir biçim.

fetullah gülen / fethullah gülen bir ses sun o eski bestelerinden, şu hüzünlü şafakta perde perde… açlıkla kıvranan ruhumu doyur.

neşe yaşın belki sana okullarda çok şey anlattılar. televizyonlarla düşüncelerine girdiler ve kafanı karıştırdılar. “düşman” dediklerinden nefret etmeni sağladılar. ama “düşman” da bir insandır ve onun evinde senin adın da “düşman”dır bunu unutma oğlum.

ünsal ünlü gazetecilik böyle bir şey. gazetecinin patronu üzülür. siz bir haber yaparsınız gazetecinin patronun canı sıkılır ama bir yandan da adam namusuyla iş tutar hem de para kazanır.

nalan çelik karşımızda gencecik kızlar yarı çıplak yarıştırılır. dünyanın öbür bahçelerinde bizi temsil ederler; memeleri popolarıyla. egemen sınıf çıkarları için metalaşan bedenler, unutulmuş akıl ortalıkta dolaşır durur.

rafet vergili canı sıkılan “ışık oyunlarıyla belediye başkanlığı yapıyor” yorumları yaptı.

heinrich karl bukowski / charles bukowski adımı 'deli jimmy'den 'çatlak jimmy'ye degiştirmişsin. haklısın 'çatlak jimmy' çok daha güzel.

kültegin ögel ister realizm, ister rasyonalizm, isterseniz bilumum materyalizm külliyatını yutmuş olun, hiç farketmez. bir gün denize düşünce siz de muskaya sarılırsınız.

sevgi kul kimyasal temizlik ürünleri delirtiyor!!

pınar doğu spinoza 44 yaşında öldü. nietzsche 44 yaşında delirdi. heidegger yaşım 44 diyerek ona atıfta bulunmuştu. cemil meriç yolunu 44 yaşında bulduğunu söylemişti. 44 yaş gerçeği diye bir şey var, 27 lânetinden sonra.

aidin salih bütün kadınlar delidir.

emine supçin cehalet sorgulamaz, yargılar. cehalet öğrenmez, inanır. cehalet okumaz, hatmeder. cehalet hoş görmez, katleder. cehalet ilkeldir, sosyalleşmez. medeniyetse, kadın ve erkeğin birlikte yürüyebilmesidir.

sorularla islamiyet ateist düşünce; aklın vizyonunu yitirdiği kalbin misyonundan uzaklaştığı zihnin vesveseye mağlup olduğu fikrin dumura uğradığı vicdanın sesinin kısıldığı bir sara nöbetinin nüksettiği dinsizlik dehlizinden habis bir ur gibi ortaya çıkan bir hezeyan-ı küfridir.

nalan türkeli vicdan yoksunu muktedir fetö'yle bir olup, düzenledikleri sahte belgelerle kimlerin canını yakmadı ki?

ozan deniz sarıtop cahil yaştan baş alır. alim akılla yaş alır.

abdullah öcalan savaş ve müzik iki ayrı şeydir. fakat onları birleştiren çok ince bir çizgi vardır. bu da ritim'dir. çünkü ikisi de bilinçli olmayı, yürek, beyin ve kullanılan aracın birlikteliliğini gerektirir.

ozan deniz sarıtop ahlaki değerlerden yoksun bir toplumun yasaları; sadece iyi insanları idam etmeye yarar.

hipokrat insanlar sara hastalığının nedenini tanrılara bağlıyor, çünkü ne olduğunu anlayamıyorlar. fakat anlamadıkları her şeyin nedenini tanrıya bağlarlarsa tanrısal işlerin sonu gelmez.

nalan türkeli cehaletten korkulur! çünkü; cahil bir insani her türlü yönlendirip kullanabilirsiniz... cahillerin en büyük düşmanları aydınlardır, ve aydınları yok etmek için gözleri karadır. bir aydın bir cahili öldürmez, ama bir cahil ‘bin aydını” öldürür.

ahmet altan beyin yıkayarak itaatkar kadrolar meydana getirme kurnazlığı, devletin yetersiz kalmasına yol açtı.

emine supçin beynimin ebesine!..

özgür demirtaş türkiye bireylere önem vermiyor. biat kültürü ile yol almaya çalışıyor. ön ilikleme ile değil, beyin ile yol alınacağını bilmiyor.

emine supçin cehaletle savaşta ilk kural onu iyi tanımaktır. çünkü zafer yalnızca düşmanını iyi tanıyanların ödülüdür.

ozan deniz sarıtop bilgi yasalara, yasalar cehalete hükmeder.

ملالا يوسفزي / malala yousafzai / malala yusufzay taliban kalemlerimizi ve kitaplarımızı alabilirdi ama beyinlerimizi düşünmekten alıkoyamazdı.

nalan türkeli dünkü adam dünkü adam bu kadar mallık bu kadar geri zekalı olunmaz vay be bu ülke bu kadar cahil mi?

çağrı mert bakırcı beynimizin yüzde 10'unu mu kullanıyoruz?

garajimdakiejder beynimizin yüzde 10'unu kullanıyoruz efsanesi

bahadır ürkmez beynimizin %10’unu mu kullanıyoruz?

hürriyet yüzyıllardır yaptığımız kitlesel yanlışları, beynimizin yüzde 10'unu kullanabildiğimiz inanışına sığınarak tatlıya bağladık.

lucy dünyadaki hayvan hayatı milyonlarca yıl eskiye dayanır. ama çoğu tür beyin kapasitelerinin sadece %3 ile %5 oranında bir kısmını kullanır.

lucy beynini bizden daha iyi kullanan tek canlı yunus. bu inanılmaz hayvanın beyninin %20'sini kullandığı tahmin ediliyor.

lucy hayvan zincirinin tepesinde insana ulaştığımızdaysa nihayet beyin kapasitesinin daha çok kullanıldığını görürüz. %10 fazla görünmeyebilir ama onunla yaptıklarımıza bakarsanız çoktur.

aydın öztürk ve her nazlı seher yeliyle uzak hasretlerime elvan elvan savrulan yürek

adnan oktar allahın delisi olmak, deli gönüllü olmak lazım.

mumsema allahın delisi demek küfür mü?

hasret yıldırım allah'ın delisi kadir mısıroğlu

meltem gürle dükkânın önünde oturan gençler, “allahın delisi işte!” dediler. bakkal da, “hep bizi bulur!” diye söylendi biraz.

atilla atalay sırf allahın delisi gelip bana küfür kâfir denizden çıkmamı buyuruyo diye çıkmamaya karar verdim.

yılmaz aybar dediler bana da ben inanmadım, hayâlinden başka şeye kanmadım, seni aramaktan hiç usanmadım, allahın delisi dediler bana.

hatice hasret say bi kere çocuklarda akıl yok fikir yok... allah’ın delileri onlar nasıl yönetsinler dünyayı kardeşim!?

ferdi küçük elalem para basar ülkemin ölüsüne siz boş verin bakmayın allah'ın delisine

pelin dimdik levent mete’nin şizofreni müzesi romanına dair bir inceleme

ahmet büke “ulan ben size buraya adli adam girmeyecek, demedim mi? beni yakacak mısınız siz? allahın delileri...” diye bağırmaya başladı.

duygu özakın deliliğe övgü: michael cheval’in saray soytarısı metaforuna karnavalesk yaklaşım

emel yılmaz hadi ordan! allah'ın delileri sizi!

emel yılmaz akıl, kendini ancak deliliğin zıddında, deliliğin zıddı olarak tanımlayabiliyor. öyleyse delilik, toplum düzeninin varlığı için gerekli; çünkü bu düzen ancak kendi negatifinin aynasında kimlik bulabiliyor.

deniz yeker gülmek delilik değildir

hande koçyiğit istanbul ajansı deliler kahvehanesi istanbul balat'ta bir kahvehane. deliler, abdallar, meczuplar, aşıklar yazıyor kapıda.

rıdvan bülbül konya’nın on sevimli delileri vardı.

sorularlaislamiyet allah neden deli insanlar yarattı?

sorularlaislamiyet delilerin ahiretteki / kıyamet günü durumları ne olacak? araf ehli olacağına dair görüş bildirenler var, siz ne diyorsunuz?

aldous leonard huxley bir gün gerçeği öğreneceksiniz, o zaman gerçek hepinizi delirtecek.

mehtap doğan malatya’nın birbirinden renkli 18 delisi

beytullah genç köy delileri, şehir delileri

orhan kılıçoğlu bir anadolu köyünün delisinden alacağımız ibretler!

ömer faruk hüsmüllü görmeyen bir göze göstermeye, duymayan bir kulağa duyurmaya, anlamayan bir kafaya anlatmaya boşuna uğraşıp da zamanını kaybetme. bırak kör, sağır ve beyinsiz kalsın.

ömer faruk hüsmüllü delileri seviyorum. neden? çünkü: çözmek için deli olmaya ihtiyaç duyulan, o kadar çok problem var ki!

ömer faruk hüsmüllü biz deliler zaman özürlüyüz.

david perlmutter the best diet for overall health, and specifically for heart, brain, and cancer risk reduction, is a diet that's aggressively low in carbohydrates with an abundance of healthful fat, and this is the central theme of 'grain brain.'

david perlmutter increase your consumption of healthful fats like extra virgin olive oil, avocado, grass-fed beef, wild fish, coconut oil, nuts and seeds. keep in mind that modified fats like hydrogenated or trans fats are the worst choices for brain health.

iskəndər pala / iskender pala deli ile devletli bildiğini işler: deliler akıldan yoksul oldukları için kural tanımaz, her istediklerini yaparlar. makam ve mevki sahipleri ise yetkilerine dayanarak her türlü icraatta bulunabilirler. .......

kertenkele - ziya hoca ( timur acar ) zaman zaman hepimiz dara düşüp sıkıntı yaşayabiliriz. bu gibi durumlarda bizlere düşen en büyük görev bu sıkıntıya düşmüş olan kardeşlerimize yardıma koşmaktır.

feridûn-i muşîrî ancak, akılsızlarla savaşmak gerektiğinde, kılıç bile kullandım. beni kınama. ben, sevda yolunda yürüdüm. yürüdüğümüz daracık ve upuzun yolda, cehalet karanlıkları kol geziyordu.

فريدون مشيري / ਫ਼ੇਰੇਦੂਨ ਮੋਸ਼ੀਰੀ / firidun müşiri / fereydoun moshiri / fereydun moschiri / fereydoon moshiri / feridûn-i muşîrî bir gül dalının, bir çiçeğin solmasına üzüldüm. kafesteki kanaryanın ölümüyle yasa boğuldum. halkımın sıkıntılarından dolayı bir gecede yüz defa öldüm.

മുഹമ്മദ് സാഹിദ് കോത്കു / mehmed zahid kotku nefs-î kâmile (sâfiye) bu makamda bütün vücut, akıl, ruh, nefis hep nur olur.

ömer egici / ömer ekinci micingirt akıl akılın kapanı kuranla akılı tanı görür hakkı ve tapanı kuransızsak yârsızız biz

ebu’l-kâsım-i lâhûtî dolsa da sıkıntısı bir dünyanın gönlüme lâhûtî yok benim gibi gamlısı ya bu benim mutluluğum

ahmet rıza boşdurmaz var ahmaklar ki maymundan tekamül etti insanlar deyüb ısrar eder bunda nadan oğlu nadanlar

ahmet rıza boşdurmaz üftadesiyim tanburun utun ve şarabın ruhum sıkılır mey tükenip ut bozulunca

ahmet rıza boşdurmaz nazmu nesri hikmetlerle malidir hurafattan gıllugişdan halidir düşüncesi ve efkârı âlidir kökünden yıkmıştır sıhruneyrengi

ahmet rıza boşdurmaz cahillere verdin nan u nimeti gafillere verdin nan u nimeti atıllara verdin nan u nimeti ne utandın, nede ar ettin felek

بولنت أجاويد / বুলেন্ত এজেভিত / μπουλέντ ετζεβίτ / בולנט אג'וויט / бюлент эджевит / բյուլենտ էջևիտ / ビュレント・エジェヴィト / ბიულენთ ეჯევითი / 뷜렌트 에제비트 / ബുലന്ത് എജവിത് / 比伦特·埃杰维特 / mustafa bülent ecevit bildiren misin bana başım gizleyen misin bilmem

ahmet çelebi b. arslan fatma mecnune olup daima cünun üzere olduğundan kendini köprüden atıp helak oldu bu husus için yanımda fetva vardır.

بشير فؤاد / beşir fuad / bəşir fuad ürktüm hep hayalâttan. aklım bana açıkla: yırtılan zaman mı gülün yaprağı mı? elinde buruşturuyordu validem. kapatılmış ve leyli bakışlı mecnune.

سلطان ولد / султан валад / sultan walad / sultân valâd / bahâeddin muhammed veled / sultan veled ey can! bil ki ben, deliliği, heyecanı ve sevdayı yüzlerce dünya hazinesine, ebedî saltanata ve tahta karşılık vermek istemem.

حسن حسین کورکمازگیل / hasan hüseyin korkmazgil akşam delisi

קרל סייגן / カール・セーガン / ಕಾರ್ಲ್ ಸಗಾನ್ / 칼 세이건 / carl edward sagan cehaletin esenlik getirdiği yerde, zeki olmak budalalıktır.

umberto eco entelektüeller yabanıl hoşgörüsüzlükle savaşamazlar, çünkü düşünceden yoksun katışıksız hayvanilik karşısında düşünce silahsız kalır.

ሞሊዬር / মলিয়ের / མོའོ་ལིས་ཨེར། / μολιέρος / 莫里哀 / מולייר / मॅलिएर / մոլիեր / 몰리에르 / モリエール / მოლიერი / ಮೋಲಿಯೆರ್ / മോള്യേർ / มอลีแยร์ / мольер / မောလျဲ / jean-baptiste poquelin / molière susan bir bilgin tek bir kelime konuşamayan aptallardan farksızdır.

ويل روجرز / ꭰꮒꮼꮧ ꮷꮒᏼꮻ / ուիլ ռոջերս / უილ როჯერსი / வில் ரோஜர்ஸ் / วิล โรเจอร์ส / william penn adair rogers / will rogers herkes cahildir... farklı konularda...

باولو فريري / പൗലോ ഫ്രെയർ / பாவ்லோ பிரையர் / paulo reglus neves freire yüzleşme noktasında ne mutlak cahiller ne de yetkin bilgeler vardır; sadece halen bildiklerinden daha fazlasını öğrenme girişimi içindeki insanlar vardır.

haydar / pir sultan abdal hiç akıllar ermez dostun sırrına

ekim nazım kaya akıllı olmak mı daha iyi, zeki olmak mı?

murat tali zeka mı akıl mı? zeki ve akıllı olmak için ne gerekir?

haberturk sizden daha akıllı biri ile vakit geçirmek, şimdi olduğunuzdan daha akıllı olmanıza yardımcı olabilir. sizden daha akıllı olan insanların etrafında olmak, farklı bir düzeyde düşünmenizi sağlayacaktır.

מרילין ווס סוואנט / мэрилин вос савант / マリリン・ボス・サバント / മെർലിൻ വോസ് സാവന്റ് / 瑪麗蓮·沃斯·莎凡特 / marilyn vos savantová / marilyn mach / marilyn vos savant daha zeki olmak için neler yemeli? beynin ihtiyacı olan besinlerin başında karbonhidratlar geliyor.

메릴린 보스 사반트 / مریلین واس ساوانت / μαίρυλιν βος σαβάντ / marilyn mach / marilyn vos savant bilgi edinmek için çalışmalısınız; fakat bilgelik kazanmak için gözlemlemelisiniz.

sabah dünyanın en zeki adamı kabul edilen bilimadamı albert einstein'ın da çoklukla rağbet ettiği zeka küpü besinler arasında türk sofrasının gözdeleri de var.

canan efendigil karatay tahıl hayvan yemidir. tahıl yersek koyun gibi oluruz. tahıl yersek tahıl beyni oluruz. vegan demek tahıl beyni demek. veganlar kısa ömürlüdür. veganlar yalnız tahıl yiyor tavşan ve koyun gibi. veganlık hastalıktır.

ayşe özyılmazel bitkisel besleniyorlar. ve bu insanlar 100 yaşını geçiyor; üstelik akılları yerinde, elleri ayakları tutarak, kendi işlerini görebilerek... dünyadaki ünlü ve başarılı vegan ve vejetaryenleri de bir bir sayabilirim. hangisi tahıl beyinli, hangisi hastalıklı?

yıldıray karaer bir kısım insan tabi yapın dedi, bir kısım siz aklınızı peynir ekmekle mi yediniz dedi. açıkçası biraz da cahil cesaretiyle 2005 yılında corendon havayolları'nı kurduk.

turgut kazan aklını peynir ekmekle mi yedin?

كارل ساغان / কার্ল সেগান / Կարլ Սագան / კარლ სეიგანი / carl edward sagan inanmak istemiyorum, bilmek istiyorum.

ufak tefek cinayetler - oya toksöz ( gökçe bahadır ) elin ne kadar güçlü görünse de başkalarının aklı ve zekâsı insanı hiç beklemediği yerden vurabilir. cehennem, başkalarıdır.

zehra göre sıkıntılarla dolu bir kış mevsimin ardından rüzgâr; bahar mevsiminde tazelik, ferahlık ve güzel çiçek kokuları yayarak etrafa taravet verir. tabiattaki bu değişiklik insanın duygularına yansır ve tek arzusu aklı baştan alacak bir aşka düşmek olur.

derya önge deliden uslu haber deliler, duydukları şeyleri akıl süzgecinden geçiremedikleri için ulu orta söylerler. bu yüzden doğru haber delilerden alınır.

газиза самитова / gazize samitova мученьем были дни мои, и сердце быстро постарело. в огне печали и тоски напрасно жизнь моя сгорела

barış kahraman yazmak hakkında kafa yoran o kadar çok yazar olmuş ki… çünkü insan her eyleminin nedenini bilmek ister çoğu zaman; çünkü bir yazar beyhudeliğe sarılırsa aklını kaçırabilir james joyce gibi.

funda eryiğit tecavüz sahnesini oynarken etkilendim. kendimi kötü hissettim ama o ruh halini sonrasına taşımak akıl sağlığı için iyi olmuyor.

sait faik abasıyanık bütün gün, ne ettiğimi bilmeden dolaştım. çoktandır ne yaptığımı bilmiyorum.

sylvia plath ne yediğimi bilmiyorum ama ilk lokmadan sonra kendimi çok daha iyi hissettim.

ahmet süheyl ünver azîz dostum, sen gel bunu kimseye gösterme. ‘ne güzel akletmişler’ demezler de ‘allah akıllar versin’ diye hasedlerini izhâr ederler; onları günâha sokarız, akılsızlıkla itham ederler.

kostas karyotakis en azından bu insanların içinde biri tiksintiden ölseydi… suskun, kederli, mütevazı olan tavırlarla hepimiz cenazede eğlenecektik.

nâzan / râbia cânân olaydı cânım, hicran muhâl olurdu; lafz-î firâka hattâ makber meâl olurdu! sahbâ olaydı hûnumi bulmazdı dilde yer gam: endîşe, gussa kalmaz, mihnet hayâl olurdu!

دنيس ديدرو / ཏེའུ་ཏེ་རོ། / เดอนี ดีเดอโร / 드니 디드로 / დენი დიდრო / ਦੇਨੀ ਦਿਦਰੋ / denis diderot insanı taş ya da kırık kalpli yapan bu dünyadan gidiyorum. beni nereye gömerlerse gömsünler.

abdurrahman oğuzhan sevilen birinin ölmesi, boşanma gibi duygusal stres ya da ağrılı diş çekimi, cerrahi girişim gibi fiziksel stres sonucu ortaya çıkan kırık kalp sendromu, çoğunlukla kadınlarda ve menopoz sonrasında görülüyor.

habib karasakallı şair; hisle, planla dizer cümlelerini siyasetçi yalanla üzer cümlelerini

sinan karakaş şairden siyasetçi olmaz siyaseti yürek kaldırmaz siyaset akılla yürüyor şairler akılla yol almaz

lev nikolayeviç tolstoy - çev : ümid gurbanov bilmemek utanç ve zarar verici değildir. her şeyi bilemeyiz. bilmediğimiz şeyi biliyor gibi davranmak utanç ve zarar vericidir.

hippolyte jean giraudoux the madwoman of chaillot

juliet mitchell mad men and medusas

hilmi yavuz benim yüzümdür işte, mağrur, kalın, şizofren; unutmak ve aynayla, aşklarla azalmada; ben gideli beridir hilmi yavuz ile ben

keykávus bin iskender bin kâbus bin veşmgir kusurlu kişilerle dostluk etme. kusursuz düşman yeğdir, kusurlu dosttan. çünkü kusurlu dost bilgisizlikle öyle kötü bir iş eder ki yüz kusursuz düşman akılla etmez.

kerem karaosmanoğlu david icke, ingiltere'de herkesin kendisini parmakla gösterdiği, “deli” muamelesine maruz kaldığı “acılı” yıllardan sonra ....... binlerce kişiden oluşan fan kitlesini peşinden koşturarak hatırı sayılır derecede bir popülerlik kazanmıştır.

elif erdoğan yapılan tartışmalara bakıldığında, ileri sürülen argümanların dikkate değer bir kısmının mantık yokluğundan muzdarip olduğu, içlerinde bir sürü safsata barındırdığı gözlemlenebilir.

celaleddin vatandaş yetişkin erkek, genellikle 30’lu yaşlarında olup hayatta tecrübeli, savaş yöntemlerinde zeki, servetinin ve evinin yönetiminde örnek gösterilebilen, ailesine karşı sorumlu, cesur, onurlu ve kendini dürüstlüğe adamış kişi olarak tanımlanabilir.

celia fenn - çev : saffet güler yaratıcı aktivite, sihir, sanat, dans ve müzik ile sağ beyin salyangozunu aktive edin.

gérard labrunie / gérard de nerval şiirlerim açıklandıklarında büyülerini yitirirler. açıklama diye bir şey mümkünse tabii!

pınar öğünç mutluluk yalnızlık gibi kavramlara dâir konuşurken ben çok gerilirim. mutluluk dediğimiz şey de böyle yekpâre bir tertemiz bir his değil ki.

helena petrovna blavatsky bilge olanlar duyuların zevk bahçelerinde oyalanmazlar.

dzyan kitabı ( kadim kutsal öğreti ) göze güzel görünen eşler aldılar. [bu] eşler, “zihinsizler” den, “akılsızlar” dan [idi]. canavarlar doğurdular: erkek ve dişi [olan] kötü ifritler, ayrıca, kıt zihinli khado [:dakini:dişi ifritler de doğurdular]

baruch spinoza kutsal kitabın amacı bilimleri öğretmek değildir. bundan kolayca şu sonuç çıkarılabilir ki, o, insanlardan bilgisizliği değil, sadece itaat ister ve itaatsizliği mahkum eder.

platon cahil insan başkalarını aldatamaz, aldatamayınca da yalancı olmaz.

ali mehmet celâl şengör cahil ve aptal “uyanabilir” mi?

doğan kuban türklere cahil diyen önce batılılar. istatistikler de onları doğruluyor.

mihemed / muhammed / fakî-yi tayran / feqiyê teyran dilo ya pîr bi kêr nayê eger aqil û zanayî mebe yoldaşê dunyayê ne yoldaşek wefadar e

ıv. amenhotep / akhenaten / akhenaton hakiki bilgelik, ahmaklıktan daha az cüretkardır. bilge insan sıkça şüpheye düşer ve fikrini değiştirir. ahmaksa dik kafalıdır ve şüphe etmez; kendi bilgisizliği dışında her şeyi bilir.

barry john kemp without the basis for proper diagnosis, the charge of madness is best avoided … but clearly akhenaten had an original mind.

sâdık hidâyet sıkıntı, acı ve dert dolu bir hayattan sonra, taşınmaz yüklere, üst üste inen sopalara, yoldan geçenlerin zincirlerine, lanetlerine katlandıktan sonra, allah'a şükür bu berbat hayata veda ediyorum.

pitchfork music and the psychedelic mind

psynews psytrance and intelligence

jim derogatis turn on your mind: four decades of great psychedelic rock

serap kaya bu dönemde yaygın kullanılan lsd; olayları yavaşlatan, derin düşünmeyi ve kabileleşmeyi geliştiren, benlikle dünya arasındaki sınırları bulanıklaştıran bir madde olarak tercih edildi. psikedeli çağı böylece başlamış oldu.

ozan baygın rumî’nin mesnevileri ve beat şairlerinin deneyim şiirleri psikedelik zirvedir.

çetin alkan yoksul aile ortamında büyüyen çocuklarda ek destek amaçlı eğitime ihtiyaç vardır. ancak ek destek ihtiyacının olması çocukların bilişsel gelişiminde zeka düzeylerinin düşük olduğu anlamına gelmemelidir.

rasim adasal küçük kız çocuğuna beş erkeğin birden tecavüz etmesi bu erkeklerin anormal bir kişilik özelliğine sahip olduklarını gösterir anormal bir cinsel dürtüye sahip olan bu insanlar şehvet canavarları cinsel manyaklar cinsel katiller cinsel vampirler olarak adlandırılabilir

ntv 'pollyannacılık' geni bulundu elaine fox, bu gene sahip olmayanların, hayata daha karamsar baktığını, depresyon gibi akıl sağlığını bozan hastalıklardan daha fazla mustarip olduklarını söyledi.

iskender gürdöl bu ülke insanına gerçekleri söylemekten çekinmeyelim. “pinokyo” culuk yapmayalım. reyting ve çıkarlar uğruna toplumumuzun yara almasına neden olmayalım.

gamze palamut belki iyi gelir. bünyeye bir faydası olur. bazı şeyleri anlayabilmek için deli olmak gerekir belki de. hem boşa dememişlerdir herhalde ‘akıllı olup dünyanın kahrını çekeceğime, deli olurum dünya benim kahrımı çeksin’ diye.

mehmet ali demirel ey çılgın dünya

lope de vega - çev : adalet cimcoz çılgın dünya

engin namlı deli dünya

isra gülümser deli dünya

mustafa ceylan essin deli rüzgar içimde yangın

kasım karşı deli dağ derler yüksek bir yayla

mehmet imir fırat yine deli deli akıyor

seda akay her yıl deli dolu yazlar yaşanır

gülseven aksoy dışarda deli bir güneş

anonim ay bulut deli bulut da

aşık ibreti bir cahil softayla ettik refakat

aşık şeref taşlıova her gelen her cahil bir oklar beni

abdurrahim karakoç alim derler bakarsın sözü kelamı cahil yazar derler yazar da özü kalemli cahil diplomayla unvanla kazanmış cehaleti gidip aynaya bakmaz sayar alemi cahil

neşet ertaş cahildim dünyanın rengine kandım

ahmet yamacı şu gençlikte neler geldi cahil başıma

aşık ferrahi cahil gönlümü eylesen

aşık gevheri sözün bilmez bazı cahil elinden

mevlânâ celâleddîn-i rûmî bu dar gönül mezarında nefesin daralmıyor mu?

mevlânâ celâleddîn-i rûmî bize can kulağı gönül kulağı veren, akıl fikir bağışlayan allah'a yemin ederim ki, dünyada bir tek ayık, bir tek akıllı bırakmayacağız.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî ey güzel! senin şerefine, aşk şarapları içilen bu mecliste, akıllı kişilerin akılları başlarından gitsin! ey dilber; coştukça coşan aşkınla ne baş kalsın ne sarık!

fazıl hüsnü dağlarca deli kuşun öttüğü

mevlânâ celâleddîn-i rûmî akıl aşk yoluna düşenlerin yolunu keser.

ramazan şenses aldın aklım ettin beni deli sen amman

mevlânâ celâleddîn-i rûmî aşkın şerhinde akıl, çamura saplanmış eşek gibi yattı kaldı.

aşık sefai deliler aşk ile yanar dolanır bu alemi bomboş sanar dolanır

mevlânâ celâleddîn-i rûmî aklı yarım olan, senin aşkınla ne yapar?

aşık mahzuni şerif şeytan deli merdan deli pir deli

mevlânâ celâleddîn-i rûmî binlerce akıllı kişi, dert ve ihtiyaç zamanında umumiyetle o tek tanrı’nın huzurunda ağlar, inler. hiçbir aklı eksik ve deli yoktur ki acizliğini varsın da bir nekese arz etsin!

ahmed hulûsi akten cinlerin büyük çoğunluğu, merkür’ün güçlü tesirlerinden feyz aldıkları için hemen hepsinde zekâ güçlüdür. dolayısı ile şeytan da çok zekidir. buna karşın cinler, akıl yönünden zayıftırlar!

ahmed hulûsi akten bir insan zeki olabilir yeterince akıllı olmayabilir akıllı olabilir zeki olmayabilir hem zekâsı hem de aklı kıt olabilir hem zeki ve hem de akıllı olabilir çünkü zekâ merkür’ün ruhaniyetinden kaynaklanır akıl ise satürn ve uranüs tesirleri ile meydana gelir.

euripides - çev : celâl üster tanrı, yok etmek istediğinin önce aklını başından alır.

valentin louis georges eugène marcel proust dünyadaki bütün büyük işler nevrozlular tarafından yapılmıştır; dinlerimizi kuranlar da, başyapıtlarımızı yaratanlar da yalnızca nevrozlulardır.

joseph rudyard kipling bir yerde herkes az çok delidir.

mark twain sarımsak turşu için neyse, delilik de sanat için odur.

cavidan yonca lodi aklı başında âşık bir insan gördünüz mü hiç? aşk dediğin şey tamamiyle bir çılgınlık, delilik. normal bir ruh hali değil aşk.

samuel barclay beckett hepimiz deli doğarız, bazılarımız öyle kalır.

francis bacon insanın doğasında akıllılıktan çok, delilik vardır.

özge özpirinçci normallik baskı yaratan bir durum; delilik daha özgür.

nilüfer kuyaş sanatçı olmak metotlu bir deliliktir. metod ve disiplin şart ama onun içinde bir delilik barınacak. kurallardan tabulardan yasaklardan hiçbir şeyden korkmayacaksınız ama kendi iç karanlıklarınızdan da korkmayacaksınız. insanı deliliğin eşiğine getiren asıl şey odur.

simon mccarthy-jones the concept of schizophrenia is coming to an end.

mesut akyıldız aslında delilik, alışılmışın dışında birşeyler yaptığınızda size verilen isim oluyor. kısacası anlaşılmaz olduğunuzda size deli diyebilirler, en önemli konu başkalarının delilik olarak gördüğünü sizin nasıl görüp algıladığınız.

sabri yurdakul "ölüsü olan on gün ağlar delisi olan her gün ağlar" sözü ile ailede şizofren bir hasta olduğunda yaşamın ne kadar çekilmez olduğu deyimlerin arasıra girmiş olduğu halde günümüzde çok fazla telaffuz edilmez olmuştur.

murat ilhan atagün, murat serkan yıldırım, özge atay canbek ....... eksitasyonlu şizofreni, şizoaffektif bozukluk, organik etiyolojili katatonik durumlar, deliryum, nöroleptik malign sendrom (nms) gibi çeşitli ruhsal ve nörolojik bozukluklar ekt’nin birincil kullanım alanlarıdır.

özge atay canbek onun bana yazdığı ve benim de ona yazdığım mektuplarda bu konuya değinmediğimizi, onu görmeye gittiğimde de kitap üzerine tam konuşmadığımızı, onun düşüncesini anlatmadığını, benim ise kitabın anafikrini kafamda netleştiremediğimi hatırlıyorum.

nazlı muhip eksik kadın

mustafa koçal çocuk istemeyen kadın eksik kadındır!

beyazkedi-silbastanbaslamakgerekbazen / öykü eksik kadın

fatma benal yazgan eksik veya yarım kadın ifadeleri çocuk sahibi olan, olmayan veya olamayan tüm kadınları derinden yaralamıştır.

diren çakmak fransız devrimi’nde kadın:eksik yurttaş

tülin ural evet kadınlar demişken; sessizce her deneni yapan neredeyse aptal (görünen) bu da yetmezmiş gibi hafif kaçık o yarım akıllarının meğer tıkır tıkır işleyip işlemediğinden onların birer melek mi şeytan mı olduğundan

napoléon bonaparte / napolyon bonapart hayatın iniş ve çıkışlarından, erkeklerin sıkıntılarını azaltmak için kadınlara büyük iş düşer.

hatice şirin user etimoloji önerileri: eser, yelek (eser “delilik”; yelek “kolsuz bir üst giyimi”) eser “epilepsi, delilik” yel “rüzgar; cin çarpması, delilik; bedeni şeytanın ele geçirmesi”

seyfeddin rzasoy delilik, yiğitliğin alplıktan önceki aşamasıdır.

beyza özkan insanların ölümü gözlemleyişleri, ölümü anlayış şekilleri farklıdır. buna göre, bir şairin ölümden anladığı ile filozofun ölümden anladığı arasında fark vardır.

haydar yalçınoğlu şıbli türk kökenlidir. zamanın siyasal yönetimi ile yakın bağları vardır. kendisi hallac’ın ölümünden sonra düşüncelerini sürdürmüştür. deli olduğunu söyleyerek ve arada bir akıl hastanesine yatarak ölümden kurtulduğu belirtilir.

süleyman tülücü insanlar, onu bühlûldâne, "akıllı deli" diye isimlendirdiler ve onu er-reşîd’in akrabası ve soytarısı kabul ettiler ve onun akıl ve zekâsı hakkında kahvehanelerde hikâyeler anlattılar.

matthew joseph thaddeus stepanek / mattie stepanek i never question god. sometimes i say, 'why me? why do i have such a hard life? why do i have this disease? why do i have siblings who died?' but then i think and say, 'why not me?'

anthony horowitz - çev : zeynep avcı belki kendinizi deli gömleğiyle bağlanmış olarak hayâl ederseniz anlamaya başlarsınız. aslında hiç de fena fikir değil bu. siz hiç deli gömleği gördünüz mü bay styler? hiç bir deli gömleğine dokundunuz mu? hiç deli gömleği giydiniz mi?

hollanda' da bir dilek kardeşim ve ben bir delilik yaptık

harun emin kolçak hadi gir ruhuma sar beni çal fikrimi deli et beni fırtınalar kopar içimde unuttur bana kendimi

fatih artvinli , şeref etker gerek cezai sorumluluk, gerekse medeni hukuk açısından ‘cinnet’ (delilik) önemli olduğu kadar, belirlenmesi güç bir durumdur. toplum için, öncelikle cinnet halinin anlaşılır ve yasalarla belirlenmiş bir tanımı gereklidir.

وهب بن منبّه / vehb bin münebbih adem, deli olarak yaratılmıştır. eğer deliliği olmasaydı, hayattan zevk almazdı.

darian leader asıl yanlış olan ise deliliğin sıklıkla şiddet ve sınır ihlali ile ilişkilendirilmesi ve bu ilişkilendirme çoğunlukla medya tarafından besleniyor.

bülent sevinç deliler için hukuk dersi 1 - hakim ve savcılar nasıl dava edilir ?

gökhan el khalisi 23 nisan ~ eşcinsel çocukların da bayramı !! suçlu ve günahkâr diğilsiniz. hasta diğilsiniz. ne yalnız ne de yanlışsınız. çocuk kalbinizi yormayın.

laurie b benzo iatrogenic brain injury- you can recover

داشييل هاميت / ντάσιελ χάμετ / דשיל האמט / ダシール・ハメット / դեշիլ հեմմեթ / დეშილ ჰემეთი / 達許·漢密特 / 대실 해미트 / डाशिएल् ह्यामेट / дэшилл хэммет / samuel dashiell hammett remember, i've got no idea what this is all about.

nigar çiçek ruhu yaralanıyor ve bu yaralanmayı yaşamamak için : -kendimiz olalım, -gülmek istiyorsak gülelim, -ağlamak istiyorsak ağlayalım, -cenazemiz varsa sırf insanlar ağlamıyor diye ya da sessizce bekliyorlar diye sürü psikolojisine takılıp kalmayalım.

gizem kolçak kitap ruhun ilacıdır.

tadeusz kawecki eğer zeki olmak iyi bir şeyse, hayvanların çoğu niye aptal olarak kaldı?

arthur saniotis bilimin bize gösterdiğine göre hayvanlar, insanlardan üstün bilişsel yeteneklere sahip olabilirler.

michael hanlon bilim, hayvan zihni ile ilgili yeni şeyler ortaya çıkardıkça bu yaratıklara yönelik davranışlarımızı değiştirmemizi talep eden gürültücü sesler artık hem daha yüksek çıkacak hem de daha akla yatkın gelecek hepimize.

بيتر سنجر / 피터 싱어 / 彼得·辛格 / peter singer çoğu insan akıl yürütme yetisi ve diğer zihinsel yetiler açısından insan dışı hayvanlardan daha üstün olabilir; ama bu, insanlarla hayvanlar arasında çizdiğimiz çizgiyi haklı çıkarmaya yetmez…

marc bekoff genelde olan şey şudur, belirli bir konuda diğer hayvanlardan daha iyi bir performans sergilediğimizde onlardan daha zeki ve akıllı olduğumuzu iddia ederiz ama eğer bizden daha iyi performans sergileyen onlarsa o zaman bu iddiayı nadiren dile getiririz.

sibel koçbıyık konuşma içeriği sadece akıllı, uslu olmalarını, ıssız yerlerde dolaşmamalarını tembihlemekle sınırlı kalırsa, bu nasihat bilgilendirme yerine geçmez, çocuğunuzu korumuş, onu cinsel istismarla yeterince bilgilendirmiş olmazsınız.

suzan saner istismarcı ile evlendirerek sorunu “çözmek” gibi yaklaşımlar akıldışı, çağdışıdır.

esra yalazan bütün ‘deli’ okurlar gibi o sırada etkilendiğim bir roman ya da hikâye okuyorsam mutlaka yazarına bir şeyler soruyorumdur, o da cevaplarını satır aralarında, kelimeler arasındaki kısa boşluklarda, sürprizli benzetmelerinin tılsımında veriyordur zaten.

ibram onsunoğlu koca kapı’nın -derin devletin azınlığa dayattığı sansürle dalga kırıyoruz. gülüyoruz ama aslında üçümüzün de canı sıkkın ve öfkeliyiz. canı en sıkkın olanı tabii benim.

elif mutlu bir kişinin can sıkıntısının üstesinden gelmesi, kendi kendini oyalayabilmesi, mutsuzluğu atlatabilmesinin yollarını öğrenmesi gerekiyor.

bersu ekinci aslına bakılırsa kabak çekirdeği, öyle sadece can sıkıntısından tüketilecek bir yiyecek değil. gördüğünüz gibi belki de öylesine can sıkıntısını gidermek için tüketilen kabak çekirdeğinin birçok sağlık faydası var.

ali aydoğan okul basma moda oldu neredeyse. ....... babanın canı sıkılır okul basar. sevgilinin canı sıkılır okul basar... öğrencinin kafası bozulur okul basar... polisin psikolojisi bozulur okul basar. basan basana. okul burası beyler, okul. ilim irfan yuvası...

cansel ünal kendimin ne olduğunu bilmiyodum, bu durum bu kadar vahim.

إسماعيل / ઈસ્માઇલ / իսմայիլ / אסמאעיל / ისმაილ / исмаил / iszmáíl / ismá‘íl / ismayıl / îsmaîl / ismoil / ismael / ismâil bin haydar / xətai / hatâî / hatâyî dünyâdan elin çek dîvâne gönlüm ulaş bir üstâda er ile görüş mürşid nazarını yâd ederse dil ikilikten geçüb bir ile görüş

çerezcioğlu ailesi -dayanılmaz kemik ağrıları var. -derslerin nasıl bakalım, zor değil mi psikolojiktir efendim istanbul'un ünlü bir hastanesinde doktorla aramızda geçen bu diyalog eşin dostun "ben büyürken de ağrımıştı kemiklerim, boyu uzuyordur" tanımından biraz daha cahilceydi

burçak çerezcioğlu tarih çok sıkıcı ve lüzumsuz bir ders.

burçak çerezcioğlu bosna-hersek olayı çok canımı sıkıyor.

burçak çerezcioğlu pollyannacılık oynamasam ve ümitlerim, isteklerim olmasa tımarhanelik olmuştum.

burçak çerezcioğlu bir insanı tanımak için zaman değil kafa, gözlem ve akıllı olmak gerekir.

burçak çerezcioğlu yine çok canım sıkkın.

burçak çerezcioğlu bilmek istemiyorum bu kahrolası dünyada hiçbir şey.

burçak çerezcioğlu neden? hiçbir şey bilmiyorum.

burçak çerezcioğlu bu sayfaya hep aynı şeyi yazmak. mesela bıktım. bıktım. bıktım. bıktım. bıktım. bıktım.

rüzgar mira okan hayatımızın özellikle bazı alanlarında sadeleşerek daha dingin huzurlu iş ve yaşam dengesi kalp beden ruh zihin dengesi denge halinde yaşayıp eeen o üst gelişmişlik seviyesine çıkabiliriz. böylelikle daha yaratıcı da olabiliriz.

رمون روسل / реймон руссель / レーモン・ルーセル / raymond roussel - çev : tahsin yücel duhl-seroul zaman zaman korkunç aybaşı bunalımları geçiriyor, bunun sonucunda da beyine ulaşarak taşkın delilik nöbetlerine neden olan kanamalar doğuyordu.

گری گوتینگ / ガリー・ガッティング / gary gutting - çev : hakan gür roussel ünlü psikiyatr pierre janet tarafından incelenmiş ve “saptırılmış bir dinsel delilik”ten mustarip olduğu teşhisi verilmişti.

eda köksal deli gibi merak ettiğim ama elimin gitmediği kitaplar

arzu ertaylan bir direniş/isyan biçimi olarak 'delilik' ve 'meczupluk' un sinemadaki temsili

테니슨 / అల్ఫ్రెడ్ టెన్నిసన్ / ألفريد تنيسون / 阿佛烈·丁尼生 / अल्फ्रेड टेनिसन / ալֆրեդ թեննիսոն / alfred tennyson and but for all my madness and my sin, and then my swooning, i had sworn i saw that which i saw; but what i saw was veiled and covered; and this quest was not for me

claire vorster ellie sparrow and the great fire of london: sizzling adventure story for girls ages 9-12 kindle edition it fell upon us like madness. whirling, roaring, splintering, blazing madness.

ayşegül çoruhlu açlık orucu nedir? nasıl yapılır?

sümeyye uslu açlık orucu

pembe defter - öykü'nün günlüğü / öykü büyükdere 5 günlük açlık orucumla ilgili - water fasting, su orucu, şifa orucu

sevgi kul ödem!!!açlık orucundan sonra yaptığım en buyuk hata

ümmügülsüm kardeşiniz 20 gün açlık orucu deneyimim (aidin salih/ şifa orucu)

p. taylan kümeli duygusal açlık

neslihan tuğçe sert duygusal açlıkla baş etme yolları

nasil.com / berna ermiş duygusal açlık nedir?

beyhan budak duygusal yeme ve zayıflama teknikleri

can çiftçi psikolojik ve fiziksel açlık: seninki hangisi?

video eğitim psikolojik açlık - kişisel gelişim eksiklikleri

ahmet canan karakaş manevi zekanın iç yönelimli dindarlık, affetme esnekliği ve öznel iyi oluşla ilişkisi

mehmet opuz beyin yıkama makinesi

fatih akın beyin yıkama operasyonları

m ali kirman beyin yıkama teorileri

ismail soner sekman zihin kontrolü veya beyin yıkamak

e-psikiyatri beyin yıkama tekniğiyle 15 günde canlı bomba!

dbe beyin nasıl yıkanır

akıl çıkmazı fetö beyin yıkama tekniklerini nasıl kullandı?

gündem özel zeka ve ruhsal zeka üzerine her şey

ezgi gökaş duygusal zeka

bahar bal çocuk gelişiminde duygusal zeka | pedagog bahar bal

funda alp ben biraz deli sayılırım ama bu kadar sevdiğim bir işi tek başıma karar verip de bitirecek kadar da deli değilim

cihad kısa modern dünyada şiddet olmazsa olmaz mıdır? biz aileden başlayarak, sonra okulda ve toplumsal yaşamda, insanların, bu dürtüleriyle, bu davranışlarıyla nasıl başedebileceklerini biz bu insanlara öğretmedik. sıkıntı burda başlıyo.

şenay tanrıvermiş bire bir gerçeklik hatta oyundakinin çok daha ötesinde tuhaf bir absürtlüğü gerçeklik olarak yaşadığımızı düşünüyorum. bu avanaklığı uyanıklık zannettikleri için her acayipliği doğrulayacak söyleme sıkı sıkı sarılıyor ve savunuyorlar.

karin karakaşlı zihin, kalp, ruh, beden bir de sherlock

أوليمب دو غوج / marie gouze / olympe de gouges uyan ey kadın! usun alarm çanları tüm evrende yankılanıyor; haklarını bil! doğanın heybetli krallığını artık önyargılar, fanatizm, batıl inanç ve yalanlar kuşatmıyor. hakikatin meşalesi bütün aptallık ve kibir bulutlarını dağıttı.

enver aysever rte gençler komando olsun istiyor. neden bilimci, sanatçı olsun istemiyor?

yavuz dizdar bi şey bilmiyoruz. tıp bi şey bilmez efendim. modern bilim diye bi şey yoktur efendim.

yavuz dizdar cin mafyanın kendisi değildir, ona bizatihi devlet tarafından atfedilen güçtür.

bahaettin karakoç ben sevda bölüğünde kıdemli bir askerim hizmetim sanadır ey tacidarım canı bir emanet bilir taşırım bir ırmak delirir geceleri bir yıldız kayar ötelerden bir bulut geçer ay’ın önüne birden üşürüm ve seni daha çok düşünürüm

baba tâhir-i uryân sıkıntı çeken bir bedenim var allah’ım! hasret çeken bir yüreğim var allah’ım! barınak arzusu ve kimsesizlik sıkıntısından, göğsümde bir ateş var allah’ım!

baba tâhir-i uryân bir an olsun halimi gör, ey dilber! gönlüm daralmış, bir geceyi (de) benle geçir. başına gül takıyorsun ey benim taze gülüm! gül yerine, başına ben elimi koyayım.

baba tâhir-i uryân ne mutlu onlara ki, her ezberi bilmezler, ne bir harf yazarlar ne de okurlar. mecnun gibi çöllere yüz döndürüp, gider bu dağlarda ceylan gibi otlarlar.

بابا طاهر عريان / बाबा ताहिर / բաբա թահեր օրյան / баба тахер орьян / baba taher oryan / baba tahirê uryan / baba tâhir-i uryân bir ince kadehtir yüreğim, billurdan bin parça olur ah edip iç çektiğim ân.

baba tahirê uryan / baba tâhir-i uryân nezanîn kêmasiyek e, nehînbûn kêmasiyek dubare ye.

bilmemek eksikliktir, öğrenmemek tekrar eksikliktir.

لو أندرياس سالومي / 露·安德烈亚斯·莎乐美 / лу андреас-саломе / 루살로메 / לו אנדריאס-סלומה / լու անտրեաս-սալոմէ / ლუ ანდრეას-სალომე / lu andreyas salome / louise von salomé / luíza gustavovna salomé / lioulia von salomé / lou andreas-salomé mutluluktan öylesine aptallaştım.

بول ألين / փոլ ալեն / 폴 앨런 / пол аллен / พอล อัลเลน / פול אלן / paul gardner allen there are relatively few ideas that you can do just by yourself.

fidan korkut owen, nur demirbaş çelik iyilik halinin pek çok tanımı olsa ....... daha anlamlı yaşam geçirme hedeflerine ulaşmak için çabalaması; bedeninin, aklının ve ruhunun bütünleşmesi; sosyal, kişisel ve ekolojik olarak tüm alanlarda işlevsel bir yaşam sürmek yer almaktadır.

öykü şahin artık uykusuzluğun da etkisiyle iyice yorulmuştum zihnim bulanmaya başlamıştı bir kadeh şarap içip yatmamın iyi gelebileceğini söyledi ebem zaten o söylemese ben söyleyecektim bunu ona gerçekten de şarabı içtikten sonra gevşedim ve bir yarım saat 40 dakika kadar uyudum

aybike turan kendinize söylenmeniz başkasına söylenmekten daha zor. çok daha zor. çünkü bu sıkıntıya kendi kendini sokuyosun aslında.

berrin ayrancı kola artık günümüzde herşeyi o kadar hızlı tüketiyoruz ki. yani bu tüketim çılgınlığıdır gidiyo.

meltem güner negatif ve pozitif nedir?

feyza altun ahlâki olarak bi sıkıntımız var. çünkü biz gece belli bir saatte bir kadının dışarda olabilme özgürlüğünü hâlâ kabul edemiyoruz. ....... sıkıntı burda sıkıntı kanunlarda değil.

başak kablan ben hiç bi şey bilmiyorum. kim olduğum hakkında hayat hakkında evren hakkında hiç bir fikrim yok. ama şunu çok iyi biliyorum ki çok büyük oyunlar dönüyo.

didem bilaş kızını gözünün önünden ayırmamak için kafeye gurur'u da götüren mert, kafayı yemek üzereydi.

ali erkan kavaklı okumak, beyni beslemektir; neden kafayı yemek olsun?

boncuk ömer mutluluktan kafayı yemek üzereydim.!

aslı der kendini derslere öyle kaptırdı ki, şimdiden üniversite hazırlık kurslarına başladı. daha üç yılımız var ama, bu ne aceleyse? fizik, kimya ve biyolojiden özel ders alıyormuş. inanamıyorum! kafayı yedi bence! ne yapmaya çalışıyor, anlamıyorum.

neslihan gedik kısaca hayatımdan bahsetmek gerekirse, ben on yaşındayken benden yedi yaş büyük ablam hamile kaldığı için intihar etmişti. annem kafayı yedi ve sekiz yıl önce hastaneye yatırmak zorunda kaldık.

miyase sertbarut aklını çelme çocuğun. sonra seninle konuşmak isterse, herkes onun delirdiğini düşünür.

talip apaydın "kızın aklını çel, sana şunu sunu vereceğiz" deriz.

nurdane diken gönül çelen

atilla durukan ben güllerin rengine oldum deli divane, sen bir gönül çelensin

ayşe sucu yozlaşma o kertede ki toplum, ameli aklını ve basiretini yitirdiği gibi gerçek aklını da bulamıyor.

yurdagül uygun matematiğini bilmediğin hayatın kölesi olursun…

ইনেস / アグネス / אגנס / นักบุญอักแนส / أغنيس / αγνή / ஆக்னெஸ் / agnes of rome / sainte agnès / saint agnes / azize agnes christ has made my soul beautiful with the jewels of grace and virtue. i belong to him whom the angels serve.

القديسة لوسي / წმინდა ლუსია / 聖露西 / לוצ'יה הקדושה / святая лучия / 성녀 루치아 / புனித லூசி / saint lucia / saint lucy / azize lucy no one's body is polluted so as to endanger the soul if it has not pleased the mind.

קתרינה הקדושה / シエナの聖カタリナ / 가타리나 / 聖加大利納 / كاترينا / კატერინა / екатерина / புனித கத்ரீன் / catalina / catarina / caterina di jacopo di benincasa / caterina da siena / santa caterina / saint catherine / azize catherine o you who are mad about your creature!

นักบุญเจอโรม / ജെറോം / иероним / जेरोम / ιερώνυμος / הירונימוס / հիերոնիմոս / جيروم / jérôme de stridon / eusebius sophronius hieronymus / saint jerome / aziz jerome ignorance of scripture is ignorance of christ.

القديس سيباستيان / άγιος σεβαστιανός / святой себастьян / סבסטיאן הקדוש / 성 세바스티아누스 / saint sebastian / saint sebastian / aziz sebastian the devil strains every nerve to secure the souls which belong to christ.

kent m. keith people are illogical, unreasonable, and self-centered.

ভার্জিনিয়া উল্‌ফ / 維吉尼野·烏爾芙 / וירג'יניה וולף / վիրջինիա վուլֆ / 버지니아 울프 / ವರ್ಜೀನಿಯಾ ವೂಲ್ಫ್ / adeline virginia stephen / virginia woolf eğer göz kamaştırıcı, engelsiz bir zihin varsa, diye düşündüm, yeniden kitap rafına dönerek, o da shakespeare'in zihnidir.

فرجينيا وولف / adeline virginia stephen / virginia woolf yine delirecekmişim; bu korkunç günleri atlatamayacakmışız gibi hissediyorum.

вирджиния вулф / adeline virginia stephen / virginia woolf tüm uç duyguların delilikle ilgisi vardır.

qul hümmət / kul himmet ak bınarım ser çeşmenin başıyım anın için ben andan deliyim naci derler bir güruhun kuluyum ararlarsa ol katarda bul beni

salvador domingo felipe jacinto dalí i domènech soytarı olan ben değilim, deliliğini gizlemek için ciddiyet oyunu oynayan şu aklın mantığın alamayacağı ölçüde sinsi, bönlüğünden bile habersiz toplum.

الأم تريزا / մայր թերեզա / mother teresa / rahibe teresa people are often unreasonable and self-centered.

kemal kılıçdaroğlu emekliler akıl tutulması yaşıyor. geçen seçimde akp'ye oy verdiniz. bu seçimde de akp'ye oy verirseniz iki elim yakanızda olacak.

كمال كيليتشدار أوغلو / քեմալ քըլըչդարօղլու / 凱末爾·奎里達歐魯 / кемаль кылычдароглу / kemal karabulut / kemal kılıçdaroğlu baskı karşısında suskun olan istediği kadar çok şey bilsin aydın değildir.

جمال كورسل / 제말 귀르셀 / τζεμάλ γκιουρσέλ / ג'מל גירסל / ジェマル・ギュルセル / джемаль гюрсель / ჯემალ გიურსელი / 杰马勒·古尔塞勒 / ջեմալ գուրսել / cemal gürsel garp kafasıyla araba yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk.

oliver wendell holmes bağnazın kafası gözbebeği gibidir; ne kadar aydınlık olursa o kadar küçülür.

nihat genç cia projeleri ‘duygusuz ve kafasız ve kalpsiz ve insansız ve ülkesiz’ edebiyat yaptırır.

metin uca bir dönem kafa toplarına çıkmaktan kafasız kaldığı ortaya çıkan bir ünlü futbolcunun sonradan manyak fetullah'ın peşinden nasıl gittiğini öğrendik.

engin ardıç yahu be kardeşlik, sizler bu kadar mı kafasız, bu kadar mı beceriksiz adamlarsınız? (pardon ve de kadınlarsınız? eşitlik ilkesini unutmayalım.)

cengiz gündoğdu kafasız bir yazarla medya neden ilgilensin. ben, işte o kafasız edebiyatçılardan biriyim. ama görüyorsunuz, bu kafasız yazardan düşüncelerini soran oluyor.

john griffith chaney / john griffith london / jack london kafasız zevzekler sürüsü! bu tip adamlardan biri de “başlangıç ilkeleri'nin belli bir edebi kudretten bütünüyle yoksun olmadığını” buyurmuş.

democrito / democritus / demokritus / demokritos doğru düşünenlerin umutları gerçekleşebilir umutlardır; kafasızların umutları gerçekleşemez umutlardır.

eksisozluk zeki insanların kafası gece çalışır

gezgin mikrofon erkeklerin kafası en çok neye çalışır?

gezgin mikrofon kızların kafası en çok neye çalışır?

sarı mikrofon erkeklerin kafası en çok neye çalışır?

askmoyra hangi burcun kafası neye çalışır?

memurlar trabzonluların kafa saat 12 den sonra niye çalışmaz

yiğit bener ama zaman zaman esip gürlese de, hiç olmazsa cahil değildir, üstelik kafası çalışır...

sami gürel kafası olan, kafası çalışan bir insan, insan olarak yaşamayı, bilge olarak ölmeyi ister...

nurcan elver köylü möylü ama kafası çalışan bir kadınmış semahat'in annesi.

özge günerken üniversiteyi kazanacak kadar kafası çalışan genç arkadaşlar! eğlenmek, gezmek, tozmak hakkınız… da, neden eğlenirken arkanızda çöp yığınları bırakıyorsunuz?

آلپ‌ارسلان تورکش / ալփարսլան թյուրքեշ / 阿爾帕爾斯蘭·蒂爾凱什 / алпарслан тюркеш / אלפארסלן טירקש / ali arslan / hüseyin feyzullah / alparslan türkeş türklük bedenimiz, islâmiyet ruhumuzdur. ruhsuz beden ceset gibidir.

ཁཱར་ལ་མར་ཁེ་སི། / كارل ماركس / 卡尔·马克思 / ကားလ်မာ့ခ် / կարլ մարքս / কার্ল মার্ক্স্ / ካርል ማርክስ / καρλ μαρξ / карл маркс / კარლ მარქსი / קרל מרקס / カール・マルクス / karl heinrich marx din, ezilenlerin iç çekişi, kalpsiz bir dünyanın kalbi, ruhsuz koşulların ruhudur.

شيشرون / μάρκος τύλλιος κικέρων / cicéron / marcus tullius cicero kitapsız bir oda, ruhsuz bir beden gibidir.

إدغار موران / эдгар морен / エドガール・モラン / edgar nahoum / edgar morin akıl, aydınlanmadan bu yana kendini gerçeğin kendisi sandığı için kendi kendini tanrılaştırdı ve kendi kendini tanrılaştırdığı için delirdi.

wafa sultan / vefa sultan islâmî öğretiler müslümanların kafasında dehşet verici, iğrenç ve korkunç bir hale gelmiştir. bu insanların kafalarının içini açıp beyinlerindeki bu ölümcül kanser hücrelerini temizlemekten başka bir alternatif olduğunu düşünmüyorum.

вафа султан / وفاء سلطان / വഫ സുൽത്താൻ / wafa sultan / vefa sultan hiçbir insan yoktur ki muhammed'in biyografisini okuduktan sonra hâlâ ona inansın ve gerek psikolojik bakımdan ve gerekse zihinsel bakımdan sağlıklı bir insan olabilsin. böyle bir şey mümkün değildir.

ופא סולטאן / wafa sultan / vefa sultan dünya genelinde şahit olduğumuz çatışma, dinler ya da uygarlıklar arasındaki bir çatışma değildir. ....... bu çatışma, uygarlık ve geri kalmışlık arasındaki çatışmadır; uygar olanla ilkel olanın, barbarlıkla akılcılığın çatışmasıdır.

هيباتيا / υπατία / հիպատիա / hypatia of alexandria / iskenderiyeli hypatia to rule by fettering the mind through fear of punishment in another world, is just as base as to use force... reserve your right to think, for even to think wrongly is better than not to think at all.

hakan yel insanlardan tiksiniyorum. davranışlarını izledikçe, sözlerini dinledikçe, düşüncelerini öğrendikçe onlardan daha çok nefret ediyorum. uslanmak bilmeyen ikiyüzlülükleri beni yıldırıyor.

kemal doğan birazda salih'in sapıkça tecavüz yöntemlerinden tiksindim.

halil bekki bir tepeye düşman var mı diye kontrole gittik. bir baktık ki her yer ceset dolu. çok tiksindim. her yerde el bombası var.

nihal yeğinobalı ama yok, nefret tehlikelidir; tiksinmek daha iyiydi, daha etkin, daha kestirme...

משלי / առակներ / 箴言 / притчей соломоновых / سفر الأمثال / süleyman'ın özdeyişleri / süleyman'ın meselleri / süleyman'ın bilgelikleri rab hileli tartıdan da, hileli ölçüden de tiksinir.

kur'an / allah / tanrı - çev : harun yıldırım yapmayacağınız şeyi söylemeniz, allah katında en tiksinen şeydir.

barnaba / barnabas musa ve davud'un kitaplarını tahrif ettiklerini söylememi istemiyerek, tersi bir nedenle bana işkence ettiklerinden ve bu yüzden benden nefret edip, ölümümü arzuladıklarından, işte bundan dolayı allah kendilerini tiksinti ve nefretle kabul eder.

îsâ / mesîhî / didymus judas thomas yalan söylemeyin ve tiksindiğinizi yapmayın, çünkü tanrı karşısında herşey açıktır ; zîrâ açıklanmayacak gizli hiçbir şey yoktur, ve perdelenmiş olan ile perdesi kaldırılmayan hiçbir şey kalmayacak.!

beş kardeş - aziz ( fatih artman ) & zeynep ( aybüke pusat ) z : hayattan tiksindirdin beni 2 saatte yemin ediyorum a : e sende haber istedin bende seni haberin kaynağına getirdim işte z : ya ben istemiyorum haber falan yapmak böyleyse eğer allah cezasını versin haberciliğin de

beş kardeş - nazım başeğmez ( nadir sarıbacak ) fikirlere kelepçe vuramazsın.

демокрит / დემოკრიტე / 데모크리토스 / demokrîtos / ഡെമോക്രിറ്റസ് / ဒီမိုခရိတပ် / டெமோக்கிரட்டிசு / 德谟克利特 / դեմոկրիտես / 德謨克利特 / démocrite d'abdère / デモクリトス / ديموقريطوس / democritus / demokritus / demokritos pers kralı olmaktansa, bilen kişi olmayı tercih ederim.

democrito / democritus / demokritus / demokritos duyularımız bize asla gerçeği gösteremez, ancak edindikleri algıyı yansıtırlar. gerçek, duyularımızın çok ötesinde bir şey olmalı.

epikuros / epikür akıllı, dürüst ve insaflı olmadan mutlu yaşanamıyacağı gibi, mutlu olmadan da akıllı, dürüst ve insaflı olunamaz. bunlardan biri, örneğin akıllılık eksikse dürüst ve insaflı olan da mutlu yaşıyamaz.

דמוקריטוס / δημόκριτος / দেমোক্রিতোস / démokritosz / democrito / democritus / demokritus / demokritos akıllı olduğuna inanmış birini akıllı kılmaya çalışmak boşa vakit harcamaktır.

էպիկտետոս / эпиктет / ابكتيتوس / επίκτητος / エピクテトス / épictète / epiktet / epictetus / epiktetos sahip olmadığı şeylere üzülmeyen ve sahip olduklarına sevinen, akıllı bir insandır.

menekşe toprak insanlığın bunca birikimine ve bilgisine rağmen, ideolojik ya da ahlaki gerekçelerle bu ülkenin yazarını otosansür fikriyle oynama ve toplumun yetişkin bireylerini sürekli masal okuyan çocuklara dönüştürme hakkını kim nasıl görebiliyor kendinde?

menekşe toprak kadınları öldürmekten yahut onları öldürmekten beter etmekten vazgeçin! vazgeçin de hiç değilse hayal gücü yerinizi alsın ve kendini sadece kaba kuvvetle ispatlamayı bilen sığ dünyanıza azıcık da düşünsel karanlıklar bahşetmeyi denesin.

mihrimah / fahrünnisâ / mihrünnisâ / مهری / михри / міхрі / mehri / mihrî ol mehün mihrî cihân halkı da dîvânesidür sen seni sanma hemân dünyede tenhâ delüsi

mihrî âkil komazuz hûblarun elden ölünce zencîr-i ser-i zülfini dîvânelerüz biz

mihrî ey tabîb-i dil beni bend eyle dermân vaktidür zülfünün zencîrine dîvâne gelmişlerdenüz

mihrî zencîr tutmaz idi bu dîvâne mihrî'yi bend'itdi bend-i zülfün anı şimdi mûy ile

hasan tunç divane aşuk gibi da dolanirum yollarda

ahmed / cenâbî râh-ı ‘aşk içre bu gün bir baş açuk dîvâneyem mihnet ü derd ü belâ-yı hecr ile hem-hâneyem

fuzûlî yine dîvâne aşk eyledi dârü’ş-şifâ meyli yine gül-zâre çıktı kûşe-i mihnet giriftârı

fuzûlî mecnûn dedi ey edîb-i kâmil dîvâne-i aşk olur mı âkil

yaşar nuri öztürk dîvânelik, aklın bütün güçlerini kullanmış olan hak erinin aşka yükselmesiyle, kitleden gördüğü nankör tepkiye karşı takındığı aldırmazlık-umursamazlık tavrı olarak verilebilir.

muhammed ikbal rabbim! bana akıl verdiğin gibi dîvânelik de ver iç âlemin cezbesine giden yolunu ver.

şemseddin ahmed sivasî n’eyleyim gönlüm seni dîvânesin dîvânesin geçti ömrün olmadı uslanasın uslanasın

mehmed / hecrî uslanup ferhâd u mecnûn kodılar şeydâlıgı bu benüm dîvâne göñlüm çâr’olup uslanmadı

ahmet edip / harâbî her âdemi bir hâl ile halk eylemiş allah dîvâne olan âbdâl olan ‘akîl olan var

mehmed / kâmî dîvâne göñül sensin var ise yine şimdi ayva güline mâ’il bir kırmızı dîvâne

albert einstein sezgisel akıl kutsal bir armağandır ve rasyonel akıl ise sadık bir hizmetkardır. hizmetkarı onurlandıran ve hediyeyi unutan bir toplum yarattık.

aristokles / eflatun / platon tanrı’dan kaynaklanan delilik kutsaldır. / tanrılardan gelen sapıtma lütüftur. / tanrılar tarafından gelen çılgınlık güzelliktir.

எபிகியூரசு / 伊比鳩魯 / 伊壁鸠鲁 / epicurus / epikuros / epikür insanların çoğu için sükunet uyuşuluk, heyecan deliliktir.

epikuros / epikür tabiatın gerektirdiği zenginlik sınırlıdır ve kolayca sağlanabilir; buna karşılık, delice isteklerimiz yüzünden peşinden koştuklarımız uçsuz bucaksızdır.

ਐਪੀਕਿਉਰਸ / ეპიკურე / အက်ပစ်ကျူးရပ် / 에피쿠로스 / էպիկուրոս / エピクロス / إبيقور / এপিকুরোস / എപ്പിക്ക്യൂറസ് / אפיקורוס / एपिकुरुस / επίκουρος / эпикур / epikur / eipiciúras / epicuro / epikuro / epicurus / epikúros / épicure / epikuros / epikür ölçüsüz öfke deliliğe neden olur.

yusuf hayaloğlu ben deli değilim

mustafa durak insanın en çok düş severi ya delidir ya da şair.

friedrich wilhelm nietzsche - çev : oruç aruoba böylesine kartalcadır, parsçadır. şairin özlemleri, senin özlemlerin, binlerce maske altında, sen ey deli! sen ey şair!

murat menteş bir insan acıdan delirdiğinde, diğerleri onun acısını değil, deliliğini görürler.

şahamettin kuzucular şiirimizde deli delirmek mecnunluk ve cünunluk

wikipedia

  1. petro kimi tarihçiler tarafından rusya'yı, avrupa'nın ve dünyanın kaderinde söz sahibi devletlerin arasına soktuğu düşünüldüğünden, “büyük” sıfatıyla anılırken, kimi tarihçiler tarafından davranışları sebebiyle deli petro olarak anılmaktadır.

cemal şener deli azizi sağlığında herkes deli olarak biliyordu. ama öldükten sonra kutsandı ve deli aziz aziz baba oldu.

friedrich wilhelm radloff / vasily vasilievich radlov şaman adayı önce kendinde yoğun bir yorgunluk hisseder. vücudu kasılıp titrer, esnemeler olur. göğsü daralır, bir takım sesler çıkararak ağlar. sonra birdenbire sıçrayıp ayağa kalkar deli gibi dönmeye başlar.

zeynep oktay uslu ortaçağ’da akıl, aşk ve delilik

مراد برداقجي / мурат бардакъчы / murat gökhan bardakçı bilinen ilk gay kulübü deli birader’in hamamıydı

burçin mutlu pakdil bir hoca, “kadınsın. istanbul’dan geliyorsun. fizik okuyacaksın. sen deli misin?” demişti.

رواقية / στωικισμός / ստոիցիզմ / ストア派 / 스토아 학파 / stoa / stoïcisme / stoicism / stoacılık tüm aptallar delidir.

أنطونين أرتو / անտոնեն արտո / アントナン・アルトー / 앙토냉 아르토 / ანტონენ არტო / αντονέν αρτώ / אנטונן ארטו / antoine marie joseph paul artaud / antonin artaud deli, toplumun dinlemek istememiş olduğu ve dayanılmaz gerçekler söylemesini engellemek istemiş olduğu bir insandır.

bilgen seven aklının almayacağı âlemler varken bunca dert tasa içime oturdu deliriyorum, bir yıldız düşecekken her birimize âlemlerin derdi bir oldu geldi içimize. sığmıyorum görmüyor musun? aklımı zor tutuyorum gitti gidecek. deliliğin şanlı tarihine adımı geçirsinler razıyım.

bilgen seven piyano icat edilmeseydi piyanist ne yapacaktı, delirecek miydi çalacak enstrümanı bulamamaktan? kemancı ne yapardı?

bilgen seven hiçbirşey öyle sus pus durmaz ne var ne yoksa akar ya yolunu bulur ya delirir. işte ay öyle delireceği zaman nöbetçi gezegen gelip tutar. kafanı duvarlara çarptıran ağrılar ayın delirmesinden.

bilgen seven ne yaparsak yapalım istersek en kanlı savaşı yapalım, en büyük isyanı çıkartalım, en deli diktatörü alkışlayalım tarihçilerin eli kaleme gitmeyecek ve biz çok rahat olacağız seninle.

hikmet kıvılcımlı burada mistik küçük burjuva aydınının ruhu, tarihin materyalizmini bile, kendi buharlı zihniyetinin aynasında görüyor.

gülümser heper allah allah, delirmemek elde değil, nasıl bir mikropmuş bulaştı, sirayet etti, nüfuz etti zihnimize? yoksa çoktandır bulaşmıştı da, şeytanın hatice teyze kılığında ateşi gözümüze sokması mı lazımdı?

gülümser heper -peki halen bir şeyleri yakmak istiyor musun? -istiyorum evladım, bana öyle bakma, deliymişim gibi, deli değilim ben, şeytan dürtüyor zahar, kapıdan girerken bile düşündüm, yak şu hastaneyi diye.

marcus tullius cicero para hırsı, cinsel arzu gibi istekler tarafından sürüklenen, delidir.

democrito / democritus / demokritus / demokritos aklın üç belirtisi vardır. iyi düşünmek iyi söylemek iyi yapmak.

afrika atasözü bilge her şeyi bilmez, sadece ahmaklar her şeyi bilir.

thomas eugene robbins / tom robbins kilisenin nefret ettiğim yanı, toplumun nefret ettiğim yanıydı. yani otoriter kişiler. iktidar manyakları. katı dogmacılar. o her şeyi yönetmek isteyen, açgözlü, sevgi ve cinsellik açısından zayıf salaklar.

lev nikolayeviç tolstoy sağlık manyakları bir gün kendilerini aptal hissedecek, hastanede yatıp hiçbir şey yüzünden ölürken.

ジョージ・カーリン / ಜಾರ್ಜ ಕಾರ್ಲಿನ್ / 조지 칼린 / джордж карлин / జార్జ్ కార్లిన్ / דזשארדזש קארלין / 喬治·卡林 / džordž karlin / george denis patrick carlin fark ettiniz mi, otomobil kullanırken, sizden yavaş giden herkes aptal, sizden hızlı giden herkes de manyaktır.

agatha mary clarissa miller christie mollowan insan bazen manyak bir katile de acır...

gülfem çakmakçı hepimizin bi sürü sıkıntısı var.

gülfem çakmakçı mütiş bi jenerasyon geliyo bence. çünkü hepiniz mutlulk üzerine çalıyosunuz biz çalışmak üzerine yaşadık yani biz çalışalım en iyisini yapalım falan gibi delilikle yola çıktık.

gülfem çakmakçı bu kalp malzeme zihin de değil sadece kalbi keşfetmediğimiz zaman mümkün değil zaten bi yere gidemiyosunuz. şevkat anlayış bunlar bence bi yere gitmemizdeki en temel değerlerimiz.

reşat önder şiir, insanın tüm duyuşsal ve zihinsel aktivitesinin bileşimi; edebi bir boşalımdır.

feyza bayraktar 1 kişinin yapmış olduğu olumsuz çıkarımlar ve değersizlik hissi sebebiyle kafasında kurduğu senaryolar onun iş hayatında gerçekten neye ihtiyaç duyduğunu ifade edememesine yol açacaktır.

feyza bayraktar 2 böylelikle kişi o kısır döngüden çıkamayarak kendini hem bedensel hem de zihinsel olarak tükenmiş hissedebilir ve bu yüzden kariyerinde hedeflediği noktaya ulaşması daha da zorlaşabilir.

gülin yıldırımkaya güzeller daha mı zeki? dünya, ‘aptal sarışın’ efsanesini çürüten araştırmayı konuşuyor...

emin gürsoy bu iktidar beni üç yaşında bir çocuk zekâsında görüyo.

hülya çakıcı zeka ile birlikte kendimizi sevip, değer vermek seçimlerimizde çok etkili oluyor. varoluşunu anlamsız bulup insanın kendi hayatına son vermesi, anlamsız bulduğu hayatı daha da anlamsız kılıyor.

yonca tokbaş görüntüye para harcamakla kalbini yorma cancağızım. gönlünü hoş tutmaya, sohbeti aşkla yapmaya, yargısız koşulsuz muhabbetle ömrünü uzatmaya bak.

yonca tokbaş o kadar daraldım ki ……. bi gün şirkette elim ayağam titremeye başladı anksiyeteye girdim. ya camı kırcam (hava dışarda çok güzel dışarıya da çıkamıyosun 70 kat aşâ inmen lazım) ya camı kırıcam ya bi şekilde kafayı kırıcam başka bi çıkışı yok bunun.

yonca tokbaş geçtim aynanın karşısına mal ne bu sağlıklı bi beden düşünen bi kafa kalbinin sesini dinleyebilen bi yonca.

yonca tokbaş para için yola çıkarsan gönlün su koyuyo seni bırakıyo. kaybet... kaybet... ama sen istediğin için gönülden yola çıkarsan para kıskanıyo arkandan geliyo.

sinem sal ben aklımı devreye sokmazsam, breton bana küfreder.

sinem sal dünyanın bu kadar hızlı değişimine şahit olunca, insanın aklını yitirmesi hatta bazılarının kalbine mukayyet olamaması normal karşılanıyor artık.

sinem sal biz, aklı fena halde karışıklara yapılacak en son şey soru sormaktır.

sinem sal bir tane bile aklı başında, çok zeki, ışıl ışıl, kalbi temiz siyasetçi yok.

sinem sal büyük büyü bozuldu, lanetine inananlar bu ağaçların artık çok uzaktalar.

ahmet nevzat cerrahoğlu / kerim sadi ve ancak "sefalet" adlı korkunç ejderha yer yüzünden kalktıktan sonra, insanlar kalplerinde temiz bir ferahla raks ederek ve ellerinde gül dallarıyla şenlik yaparak ideal memlekete götüren geniş yola çıkacaklardır.

tuba ergüzel çılgın zamanlarda yaşamak bize düştü;ölümün acımasızlığı her zamankinden beter..

kerim yavuz haykırmıştım aşkımı göğsümü gere gere. kutsal kitap üstüne yemim ettin kaç kere. beni isa misali suçsuz günahsız yere. çivilerle çarmıha çaktın adamakıllı.

engin yılmaz savrulan yaprak olacağına, rüzgâr ol adamakıllı.

uludagsozluk bir vajinayı karşımıza alıp adamakıllı konuşmak

alî bin ebî tâlib öfke delilikten bir bölümdür. çünkü, sahibi nadim olur, nadim olmuyorsa deliliği adamakıllı pekişmiş demektir.

ibrahim kiras başındaki kutsallık halesini artık kaybetmiş olan bu devleti ayakta tutabilmek için toplumun adamakıllı değiştirilmesi gerekiyordu.

akif kurtuluş “akşam buluşup şöyle adamakıllı bir konuşsak, diyorum.” “akşam buluşup konuşmadan ayrılsak, ama ayrılmadan önce, şöyle adamakıllı sevişsek?” bana en uygun cümle buydu.

metehan yaşar iki kutu bayat konserve dışında ne erzağımız var ne de adam akıllı cephanemiz.

hikmet kıvılcımlı artık biz öyle bir iki formalık eser değil, adam akıllı telifat istiyoruz.

gülden sönmez olayı engelleyemediniz bari olay sonrasında suçluların adam akıllı yakalanması için çalışma yapabilirdiniz.

deniz eren “erkekliğe sığmamak”, “erkek sözü vermek” ya da bir işin doğru, güzel yapıldığını belli etmek amaçlı söylenen “adamakıllı”, “adam etmek” gibi cinsiyetçi söylemlerin varlığından yine bu tür ayrımlar toplumda kadını ikinci el insan konumuna itmektedir.

turgut uyar sizin alınız al inandım sizin morunuz mor inandım tanrınız büyük amenna şiiriniz adamakıllı şiir dumanı da caba

özgür keşaplı didrickson çok büyük bir sorunun ne ilk ne de son örneği yaşanmışken beddua eden kadının dışında haberleştirecek bir şey bulamayan gazeteciler ve bu haberleri onaylayan haber merkezleri için “allah akıl fikir versin” mi demeli? ne demeli, kime seslenmeli?

mehmet şeker allah akıl fikir versin ve biraz da izan

adnan şahin allah herkese akıl fikir versin

entelköy efeköy'e karşı! - imam adem ( recep yener ) bu yerde kıvrım kıvrım kıvrılan anarşistlere sen akıl fikir izan din iman nasip eyle yarabbim.

deniz sipahi allah akıl fikir versin

ertuğrul özkök allah sana akıl fikir versin diyeceğim ama

erdal beşikçioğlu allah israil'e akıl fikir versin, savaş olmasın.

aysel zeynep hafız hasan'ın ve emine hanım'ın çocuklarına en kızdıkları zaman söyledikleri sözler “allah akıl-fikir versin”, “allah hidayet versin”, “allah iyiliğinizi versin” gibi hayır duadan ibaret sözlerdi.

mine söğüt dünyayı yönetmeye talip olmayan ve inatla “gerçeği” arayan şüpheci akıl, dünyayı yönetmeye hevesli ve gücünü “gerçeği sonuna kadar yadsımaktan” alan dogmatik akıl karşısında zayıf kalıyor.

mehmet efe bu akıl tutan yalan mı çocuklarıma yorgan

gün zileli anarşizm, eğer insanlık, savaşlarla, cinayetlerle, bunalımlarla, akıl tutulmasıyla mahvolup gitmeyecekse, gerçekleşmesi mümkün biricik alternatiftir.

mine söğüt laiklik, sadece din ve devlet işlerini birbirinden ayırmak değildir; din ve ahlak işlerini de birbirinden ayırmaktır.

mine söğüt rolleri ahlak dağıtır; senaryoyu toplum yazar; ve kime sorsanız finali “kader” yapar.

jean de la bruyère dünyada başarı kazanmanın iki yolu vardır: ya kendi aklından faydalanmak, yahut da başkalarının akılsızlığından faydalanmaktır.

uğur yüce akıllı adam aptal insanları kullandı ve aptal adam akıllı adamdan daha çok çocuk yapınca akıllı adamın daha çok çalıştırabileceği köleleri oldu. dünya daha fazla akıllı adam istemiyor, daha çok aptal lazım!

jean de la bruyère bilgisizlik kolay ve rahat elde edildiği için çoğunluk bilgisizdir.

אן סקסטון / ან სექსტონი / anne sexton dışarı çıktım cin çarpmış büyücü gibi, uğursuzluk tutkunu, gece daha yürekli; şeytanı düşleyerek, yaptım tersliğimi

anne sexton kır evlerinin üstünden, ışıktan ışığa; kimsesiz şey, on iki parmaklı akıl fukarası. böyle bir kadın tam kadın değildir. ben böyle birisi oldum.

jean de la bruyère alay, çoğu zaman akıl yoksulluğundan ileri gelir.

ayten mutlu aklı kısa saçı uzun sokakta mutfakta yatakta elinizin altında gönlünüzce ektiğiniz biçtiğiniz tarla tepesinde tepe tepe tepindiğiniz eksik etek kiminizin anası karısı kiminizin ya da orospunun teki

hasan fehmi tezdoğan ali'nin sırrına akıllar ermez

karacaoğlan akılları yoktur, küfre uyarlar, imanları yoktur, cana kıyarlar, başlarına siyah şapka giyerler, beğleri var, bizim beğe benzemez.

eylem ayrancı patolojik yalan üzücü, sıkıntı veren bir gerçeğin reddini belirtebilir, hatta çalışma objesi hakkında olabilir.

reşat sabri yurdakul adları yalancıya çıktığı gibi, ne yaparlarsa yapsınlar yalan söylemeye engel olamadıklarını bu yüzden de çok sıkıntı yaşadıklarını söylüyorlardı.

ayla günerhan hakikati söylememenin, sıkıntıların çözümü olacağı durumlarda yalana başvuruyoruz. gerçeği aktarmamak başımıza büyük sorunlar açmayacaksa ve genel iyiliğe katkıda bulunacaksa yalan tercih edilen bir alternatif.

victor marie hugo yalan zeka işidir, dürüstlük ise cesaret. eğer zekan yetmiyorsa yalan söylemeye, cesaretini kullanıp dürüst olmayı dene.

uludagsozluk yalan söyleyebilmenin yüksek zeka belirtisi olması

toronto üniversitesi küçük yaşta yalan söylemek zeka belirtisi

özgür bolat yalan söyleyen çocuk daha mı zekidir?

oğuz tan yalanın bile iyisini uydurmak zekâ gerektirir. mesela henüz olgunlaşmamış olan çocukların yalanları hemen anlaşılacak tarzdadır, çok masumanedir.

candaş tolga ışık biri bizimle kafa buluyor

osman korkmazel kafa buluyor

enis berberoğlu birileri kafa buluyor

kurtlar vadisi pusu - hüsnü yalınkılıç ( adnan erdoğan ) & tuncay kantarcı ( osman wöber ) tuncay : napıyosunuz hüsnü bey hüsnü : şeytanla kafa buluyorum tuncay bey. ıslık çalıp çağarıyorum, sonra euzu besmele çekip kovuyorum. tuncay : manyak mısın kardeşim.

جان دوندار / τζαν ντουντάρ / ջան դյունդար / джан дюндар / can dündar murat, meğer nedim'in de görüşmecisiymiş. bana dediği gibi ona da, “hükümet gidişattan rahatsız,” demiş. mesajlaştım nedim'le... “bu murat bizimle kafa buluyor olmasın,” diye...

حەسەن جەمال / հասան ջեմալ / хасан джемаль / hasan cemal başbakan yardımcısı yılmaz askerle kafa buluyor: “kışla düzeniyle avrupa birliği'ne gireceğizl"

tevfik kara bir avuç eşkiya almış dünyayı arkasına türkiye yi takmıyor sanki bizimle kafa buluyor

afer engel bazılarının yoktur sünneti. zaten gusul abdestini hiç bilmiyor, sorunca abi o nasıl birşey diyor, sanarsın kafa buluyor.

sibel kayalı türker antidepresanlarla kafası bulanarak psikopatlığının ayarı düşen neşe, ne eski ne de yeni bir neşe'dir. ne üzgün ne neşelidir. ne günahkârdır ne de mümin. velhasıl rengi bulanarak solmuş, solmuş bir neşe'dir. böylesini de ne kul ister ne de allah.

muammer memiş yok bir şey miray, arkadaş biraz kafası bulanmış herhalde sabah sabah kavga çıkardı, şimdi de müdür bey'in yanına çıkıyoruz maalesef.

orkun usta kagura fısıltılarla onu kendine çağırdıkça ve bacaklarını omuzlarında gezdirdikçe wilderwein'ın kafası bulanıyor, başı dönüyormuş.

yılmaz onay türkçe'yi iyice unutmuş olduğu için mi, yoksa.. yoksa bunları, hollandaca da olsalar anlayamayacak mıydı? kafası bulandı.

imdb shattered mind

anna carlotta mirror of a shattered mind

laura lam shattered minds

erin elizabeth confessions of a shattered mind

أبراهام لينكون / अब्राहम लिंकन / աբրահամ լինքոլն / აბრაამ ლინკოლნი / abraham lincoln konuşup aptallığınızı belli edeceğinize, susun da herkesin şüphesi kalsın.

جان دي لا برويير / ժան դը լաբրյուեր / ჟან დე ლა ბრუიერი / ז'אן דה לה ברייר / 尚·德·拉布魯耶 / jean de la bruyère insanın ne konuşacak kadar zekaya, ne de susacak kadar akla sahip olmaması büyük bir talihsizliktir.

mehmet nejat yavaşoğulları yani insanların bilim ve akla inanması her şey insanca olan her şey öyle başlıyo zaten.

hâfız-ı şirâzî akıllı kuş yakalanır mı ökseyle, kapanla?

سوفوكليس / सोफोक्लीज / 所霍利茲 / סופוקלס / ソポクレス / სოფოკლე / սոփոկլես / σοφοκλής / sophocles / sophokles / sofokles denn wer nur selber einsichtsvoll sich dünkt, begabt mit geist und rede wie kein zweiter, enthüllt bei licht besehen sich als leer.

mahfi eğilmez imf?den ümük sıkmayan yeni imkân

recep tayyip erdoğan kaçak girişte kararlı tedbirler alınarak bu işin ümüğünü sıkmak gerekir.

دنيز بايقال / дениз байкал / ντενίζ μπαϊκάλ / dəniz baykal / deniz baykal seçimden sonra milletin ümüğünün sıkılması ihtimaline dikkati çekiyorum.

murat çabas yine ümük sıktıracağız

mehmet kerem doksat ümük nasıl sıkılır, tâcizden nasıl yırtılır? mustafa kimdir?

yusuf sinan berber ümük sıkan

mehmed niyazi -aslanım benim; demek almanın ümüğünü sıktı. mustafa ses tonuyla da durumun nezaketini anlatmaya çalışıyordu. -hayır, ümüğünü sıkmadı; alman tabancayla öldürüldü. -alman eşek cennetine gittiğine göre, ümüğü sıkılmıştır.

necati gültepe alaybeyinin emrinde bir avuç sergerde var, ancak vergi toplamada fakirin fukaranın ümüğünü sıkmaya yarıyorlar,

binnaz öner hele hele, ben onların ümüğünü daha da sıkmaz mıyım?

democritus / demokritus / demokritos biz hiçbir şey bilemeyiz. doğru ancak gerçeğin derinliğinde bulunabilir.

düzgün gökhan dünya barışı konusunda tüm insanlar cahildir.

erkan can cahil toplumları yönetmek çok daha kolaydır.

gizemxyz tüm insanlar cahildir.. cahillik ömür boyu savasılması gereken bir olgudur.. kimse ben tamamım oldum cahil degilim diye bir iddiada bulunamaz. bulunsada kaale alınmaz.

nebi mehdiyev “hiçbir geçerli delili olmaksızın kafasında on binden fazla saç teli olduğuna inanmak” ahlâk dışı bir tutum değilse, o halde “benim dışımdaki tüm insanlar cahildir” inancının da ahlâk dışı olmaması gerekir.

akira kurosawa ignorance is a kind of insanity in the human animal.people who delight in torturing defenseless children or tiny creatures are in reality insane.the terrible thing is that people who are madmen in private may wear a totally bland and innocent expression in public.

جولدا مائير / গোল্ডা মেয়ার / גולדה מאיר / ഗോൾഡാ മെയർ / கோல்டா மேயர் / 梅雅夫人 / голда меир / 果尔达·梅厄 / 골다 메이어 / გოლდა მეირი / ဂိုလ်ဒါမယ်ယာ / golda meirová / golda mabovitch / golda meir bir ülke, halkının en fakir kişisi kadar fakir, en okumamış insanı kadar cahildir.

michel eyquem de montaigne knowledge and truth may be in us without judgment, and judgment also without them; but the confession of ignorance is one of the finest and surest testimonies of judgment that i know.

anna marie quindlen ignorance is death. a closed mind is a catafalque.

yalçın küçük üniversitedeki profesörlerin, öğrencilerinden cahil oldukları bir aşamadayız.

bertrand arthur william russell men are born ignorant, not stupid; they are made stupid by education.

ali rıza oğlu mustafa / mustafa kemal gerçek kurtuluş ancak cehaletin ortadan kaldırılmasıyla olur. cehalet kaldırılmadıkça toplum yerinde kalıyor demektir , yerinde duran bir şey ise geriye gidiyordur.

мэтью прайор / matthew prior from ignorance our comfort flows. the only wretched are the wise.

arthur schopenhauer dinler ateşböcekleri gibidir: parlayabilmek için karanlığa gereksinim duyarlar. tüm dinlerin koşulu yaygın olan belirli bir derecede cehalettir. ki sadece bu havada yaşayabilirler ancak.

william shakespeare the common curse of mankind,—folly and ignorance.

benjamin disraeli to be conscious that you are ignorant is a great step to knowledge.

jean-baptiste poquelin / molière bilgili bir ahmak, cahil bir ahmaktan daha çok ahmaktır.

mehmet efe paramparça olmuş ahmak güvercinler gibiyiz

hülya çakıcı insanlar hayatlarında yolunda gitmeyen işler, ilişkiler, sıkıntıların üst üste geldiği zamanlarda sıkışmış ve çaresiz hissettiklerinde varoluşlarını sorgulamaya başlarlar.

لئوئنت اوزومجو / levent üzümcü en büyük sıkıntımı şöyle tanımlayabilirim; bütün olup biteni bildiği ve gördüğü halde yarın öbür gün eline fırsat geçerse bize aynını yapacak olan insan sayısının kalabalıklığı beni çok üzüyo.

hülya çakıcı kimse mevkisine güvenmesin, çaresiz olanda üzülmesin, zaman neyi alır neyi götürür kimsede bilemez onun için umutsuzluğa gerek yok. en sıkıntılı, bunalımlı anında kişi gerçekte bir hiç olduğunu hatırlamalıdır, bu hatırlama en etkili ilaç olacaktır.

william penn adair rogers / will rogers well, all i know is what i read in the papers.

ömer hayyam gelip gittiğimiz şu dairenin ne başı belli, ne de sonu. kimse doğru söylemiyor şu âlemde nereden geliyor, nereye gidiyoruz?

ömer hayyam bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye kimse bilmez

ahmet nevzat cerrahoğlu / kerim sadi ne zaman acıkan beden ve acıkan ruh oturduğu sofradan tok kalkar; ne zaman susayan beden susayan ruh yanına vardığı pınarlardan kana kana içerse, insan ideal memleketinin dâ'-üs-sılasını o zaman duyabilecektir.

ahmet nevzat cerrahoğlu / kerim sadi aziz dostum, siz bana "ruhların medeniyeti"nden ve bir "fikrî kültür"den bahsederken, öyle sanıyorum ki, uzak yıldızlardan birine ait bir masal söylüyorsunuz!

jean-baptiste poquelin / molière tütün, sadece insanın beynini tazelemek ve temizlemekle kalmaz, aynı zamanda insanın ruhunu da erdeme kanatlandırır. tütün edepli insanların tutkusudur ve tütünsüz bir hayat süren, yaşamaya layık değildir.

düzgün gökhan aslımızı nasıl terk ettik? onursuzluğu sürdürmek aslımıza uyar mı? aslına uygun yaşamayan tek canlı insandır. insan olmak bir sorun oldu. insan zekasını onun aleyhine çevirecek kadar aptalsınız.

düzgün gökhan barışık dünya için zekamızı sınayalım. zekâmız barışmaya yetmiyor mu?

düzgün gökhan doğa bizden önce oluştu, bizi var etti. bütün ihtiyacımızı karşıladı. üstelik zekâdan yoksundur. bu akılsız haliyle çok şey bağışladı bize.

düzgün gökhan yemin ederim, kendini dünyaya ait his eden bir köy, tüm gezegenimizi baştan başa yenileyebilir…böylesine kapsamlı aitlik, bütün köylülerin zekasını dahiyane yaratıcılığa ve buluşlara sürükler.

düzgün gökhan 7 günlük tecrübe dünyanın zekâ düzeyini yükseltir. yedi milyar kafa barış üzerine yoğunlaşacak! düşünsenize, yaratıcılığı nasıl körükleyeceğiz. insan dehasına ortam sağlarsan zeka, sınır mı tanır ?

düzgün gökhan iç savaşları yaşayan toplumlarda zeka geriliği maksimum sınıra varır. mutlu eden savaş var mı ki, zekâ düzeyini yükseltsin?

düzgün gökhan mutluluğumuz zekâ düzeyine göredir. zekâ düzeyi barış düzeyine eşittir. iq testi gerçekçi değildir, aldatmacadır. barış testi daha sağlıklıdır. bir insana “zeka düzeyi yüksektir” demek yerine, ”barış düzeyi yüksektir” demek, daha hayatidir.

düzgün gökhan savaşanların aptallık düzeyi yüksektir.

düzgün gökhan aidiyet kusurları zekâ özürlü yaptı bizi. soy güdüsünün yıpranması zekâ geriliğine sebep oldu.

düzgün gökhan savaş budalası olacağımıza barış dâhisi olalım!

düzgün gökhan savaşanlar, dünyanın zeka düzeyini düşürme suçlusudur.

düzgün gökhan zekâyı geriletmek zeka suçudur.

düzgün gökhan şiddet zekaya karşı işlenmiş cürümdür. ”uluslararası zekâ failleri ve cürümleri mahkemesi” kurulmalıdır.

düzgün gökhan zekânın meçhul failleri aptallığın içinde gizleniyor(kafamızın failleri gözümüzün önünde durmazlar, kafamızın içinde gizlenirler).

düzgün gökhan savaş zekâ cürümüdür, zekâya işlenmiş toplu katliamdır. zekâ suçu işliyoruz hepimiz, yalan mı?

düzgün gökhan bedenin tecrübesine kapılarak zekâyı bedene feda ettik.

düzgün gökhan aptallık çağımızın vebasıdır. insanlar aptallığından dolayı barışamıyor, barışın savaştan daha yararlı olduğunu bilmemek aptallık değil midir? insanlar aptallıklarını kabullenmeyecek kadar zeka geriliğine tutunmuşlardır.

düzgün gökhan bütün askeri ekollerde “mantığın bittiği yerde şiddet başlar” anlayışı genel kabuldür. bilerek mantıksızlığı(şiddeti) sürdürmek aptallığın gerçek tanımıdır. aptallık tercih edilen bir durumdur.

düzgün gökhan insanlara aptal olduklarını göstermezsek kendilerini zeki görmeyi sürdürecekler. bu budalalığın önüne geçmek gerekir. aptallıkla mücadele etmeliyiz.

düzgün gökhan beyin sorunsalını yaşıyoruz. beynimiz barışık değildir. barışık olsaydı, soy güdüsünün sesini duyardı; beynimizin kulakları sağırdır.

düzgün gökhan şiddetten cayınca, zekâmız yaratıcı bilgi üretir. barışı yaşayan ülkelerin düzeyine bakın! zekâ, huzurla kerametlidir. huzursuz zekâ ölümcül düşünür. mutsuzluğun zekâsını neden taşıyorsunuz?

melek can ‏gelenekçilik ile gericilik kavramlarını ayırt edebilen beyinlere ihtiyacımız vardır belki de...

yunus emre akıllar mât olur niteligünden ki bir zerrede bin bin ‘ibretün var

pir sultan abdal kesilmedik kara çalı toradı, şeytana uyanlar almaz muradı, yoloğlu gelmedi fitne nüredi, gerçek akıllıyı del'eylediler.

jean de la bruyère il y a dans quelques hommes une certaine médiocrité d'esprit qui contribue à les rendre sages.

لوكيوس سينيكا / λούκιος ανναίος σενέκας / լուցիուս աննեուս սենեկա / ლუციუს ანეუს სენეკა / lucius annaeus seneca kendilerini bilgeliğe adayanlar aylaktır yalnızca; yaşayan da yalnızca onlardır.

denis diderot duyarlılık, hiç de büyük bir dehanın niteliği değildir. böyle bir kimse adaleti sever, ama bu erdemi, tadını çıkarmadan gösterir. her şeyi yapan, gönlü değil kafasıdır.

mary baker eddy sağlık bir beden değil, bir kafa meselesidir.

ماري بيكر إيدي / մերի բեյքեր էդի / メリー・ベーカー・エディ / 메리 베이커 에디 / мэри бэйкер эдди / mary baker eddy la malattia è un'esperienza della cosiddetta mente mortale. è paura che si manifesta sul corpo.

mary baker eddy du umfasst deinen körper in deinem denken und du solltest auf ihm gedanken der gesundheit und nicht der krankheit abbilden.

ibrahim hakkı bilmelisin ki nefis, şerle dolu allah'a asî, âhiret ehline düşmandır. onu ancak az yemek, az uyumak ve az konuşmakla itaate alabilirsin (uslandırabilirsin) ve onun şerrinden, düşmanlığından kurtulup, ibadetle uğraşıp, allah'a yakınlaşırsın.

muzaffer ozak çok yiyen çok uyuyan çok içen, keneflerde dolaşır. az yiyen az uyuyan az içen, allah huzurunda, veliler huzurunda dolaşır.

muhammed bin abdullah şeytan insanın damarlarında kan gibi dolaşır. o yolları açlık ve susuzlukla tıkamak sadece allah dostlarına mahsustur.

anonim az yiyen melek olur, çok yiyen helâk olur.

osman müftüoğlu az yiyen çok yaşar

ابن قيم الجوزية / ebû abdillâh şemsüddîn muhammed bin ebî bekr bin eyyûb ez-züraî ed-dımaşkī el-hanbelî / ibn kayyim el-cevziyye dört şey bedeni hasta eder : 1- çok konuşmak. 2- çok uyumak. 3- çok yemek. 4- çok ilişkide bulunmak.

şakir kadan insanlık kavramının yüceliğini ve erdemlerini kişinin çıktığı deliğin kutsallığına bağlamak deliliktir.

charles-louis de secondat / baron de la brède et de montesquieu tımarhaneler, dışarıdakiler kendilerini akıllı sansınlar diye kurulmuştur.

paulus / pavlus tanrısal akılsızlık insansal bilgelikten üstündür. / tanrı'nın deliliği insanlarınkinden daha bilgedir.

άντριου ντάλμπυ / andrew dalby hera ise ino'yu delirtir ve ino da oğlunu bir kaynar su kazanına atıp öldürürken kocasını da bir geyik zannedip vurur.

andrew dalby kral lykorgas delirir. asma ağacı sanarak oğluna saldırır ve onun bacaklarını yok ettikten sonra kendisine gelir.

denis diderot bütün dahilerse, koltukta bulunur; birincilere deli denir, bunların cinnetini kopya etmeye uğraşan ötekilereyse, bilge derler.

gamze ateş çeşnili delilik

ali açıköz ölüme diklenmek dumrul gibi yiğitlik midir, yoksa delilik mi..

آن سكستون / ανν σέξτον / анна секстон / энн секстон / 安妮·塞克斯顿 / anne gray harvey / anne sexton yanlış kovanda yakalanmış arılar gibi biz deli hanımlar halkasıyız akıl hastanesinin salonunda oturup gülümseyen bize gülümseyen ve hepimizin eline birer zil veren kadına.

jean de la bruyère akıllı insanlara gülmek, delilerin ayrıcalığıdır.

آتیلا ایلهان / アッティラ・イルハン / аттила ильхан / attilâ hamdi ilhan deli cafer ismail tayfur ve şaşı maktulün on beş yıllık arkadaşı üçü kamarot öteki aşçıbaşı dört bıçak çekip vurdular dört kişi

attilâ hamdi ilhan eğer sisler bulvarı olmasa eğer bu şehirde bu bulvar olmasa sabah ezanında yağmur yağmasa şüphesiz bir delilik yapardım hiç kimse beni anlıyamazdı on beş sene hüküm giyerdim dördüncü yılında kaçardım belki kaçarken vururlardı

aydanur saraç dualar asılıyor pencereye, bu delilik bitmeliymiş

düzgün gökhan azad ettim deliliğimi

aylin başdemir delirme güncesi

heinrich karl bukowski / charles bukowski bazıları hiç delirmez ne korkunç hayat sürüyorlardır allah bilir

fahrettin cüreklibatır / cüneyt arkın deli gibi sevmek çılgınlar gibi aşık olmak ölürcesine sevişmek ölüp ölüp dirilmek

fahrettin cüreklibatır / cüneyt arkın kavak yelleri essin deli gönlünde sevdalan alabildiğine tut, öp, kokla ısır hayatı minnetle

paulus / pavlus tanrı dünya bilgeliğini akılsızlığa dönüştürmedi mi? / tanrı dünya bilgeliğini deliliğe dönüştürmedi mi?

ibn kayyim el-cevziyye dört şey bedeni yıkar : 1- stres 2- üzüntü 3- açlık 4- uykusuzluk

aziz sancar her insanda zekâ var, ben üstün zekâlı değilim. başarı zekâyla değil, sabır ve çok çalışmayla olur.

charles-louis de secondat / baron de la brède et de montesquieu zekanın peşinde koşmayın aptallığı yakalarsınız.

德尼·狄德罗 / ドゥニ・ディドロ / denis diderot adaletin aklını kaybettiği yerde felsefe susar.

charles-louis de secondat / baron de la brède et de montesquieu dünyada başarı kazanabilmek için aptal görünülmeli, akıllı olunmalıdır.

ibrahim hakkı ey âdemoğlu, kalbini dünya sevgisiyle öldürme.

denis diderot vücudu öldürenden korkmayınız; ruhu öldürenden korkunuz.

ابراهیم حقی / îbrahîm heqî / ibrahim hakkı ey gönül, madem, marifet şarabını içtin, kapat dudaklarını, ilahî sır dökülmesin. her söze, dağdaki pınarlar gibi coşma öyle, basiretin derya olur, sükût olursan eğer.

denis diderot en tehlikeli çılgınlar din tarafından yaratılan bu kişilerdir, ve... onları nasıl kullanacağını gayet iyi bilerek toplumu karıştırmayı amaçlayan kişilerdir.

ibrahim hakkı ey gönül sendedir ol kaf-i kanaat, sende sendedir akl ü edep, nutk ü belağet sende

denis diderot bana bazı şeylerin aklımızı aştığını söyleseler de, bu, saçmalıklara inanmama yol açmaz. hiç şüphem yok ki aklımızı aşan şeyler var; ama aklımıza aykırı olan herşeyi ve ona zıt düşen ne varsa, cesurca reddediyorum.

ibrahim hakkı akıllı kimseye muhalefet etmek şiddetli tekdire gider. ahmağa cevap vermemek en güzel cevaptır.

denis diderot eğer rahipleri istiyorsanız filozoflara ihtiyacınız yok demektir ve eğer filozofları istiyorsanız rahiplere ihtiyacınız yoktur; çünkü biri aklın dostu ve bilimin geliştiricisi olarak anılırken, diğeri aklın düşmanı ve cehaletin savunucusu olarak tanınır.

ibrahim hakkı dil senden âbâdan olur can bülbülü nâlan olur çün akl fikr-i gayr eder tâ vermesin kalbe keder

ibrahim hakkı akıl sadık bir dosttur, her şeyden ibret alır.

ibrahim hakkı gece, kâmiller için sürur vaktidir. kalp semasına güneşin inişidir. halk bunu bilmez de, uyku denizine dalar gider.

william seward burroughs deli dedikleri, etrafında neler döndüğünü çözmeye başlamış bir insandır; hepsi bu.

wikipedia normatif elitizme göre, elit yönetimi arzuya şayandır; zira, yönetim en akıllıların veya en iyilerin elinde olmalıdır.

մարիո վարգաս լյոսա / jorge mario pedro vargas llosa now we have peronism that is everything: it's the far right and its the center, it's left centrist and is also extreme leftist, it is democracy and is also terrorism, its demagogy is also insanity... peronism is everything.

emma byrne i argue (using peer reviewed science!) that swearing is both big and clever. it’s likely to have been one of the first forms of language that we developed and, since then, it’s been helping us to deal with pain, work together, manage our emotions and improve our minds.

nur sümeyra ne güzelsin ey bilmemek!

ömer hayyam dünya üç beş bilgisizin elinde onlarca her bilgi kendilerinde üzülme eşek eşeği beğenir hayır var sana "kötü" demelerinde

أومبرتو إكو / উমবের্তো একো / ཨུམ་བེར་ཏོ་ཨེ་ཀོ། / ουμπέρτο έκο / אומברטו אקו / ումբերտո էկո / umberto eco ulbertino söze karıştı: "yaşamını tehlikeye attığını biliyor musun?" "olsun," diye yanıtladı michele, "ruhumu tehlikeye atmaktan iyidir."

ömer hayyam biliyorum varlığın yokluğun dış yüzünü yükselmenin de alçalmanın da içyüzünü ne çıkar öte yanını da bilsem feleğin bezmişim bilgiden atmışım her türlüsünü

ömer hayyam bilgisizliğimi sundum durdum aleme bir yoksulluk karanlığı çöktü gönlüme utandım günahımdam müslümanlığımdan bundan böyle zünnar takacağım belime

umberto eco gülmenin tıpkı banyo gibi bedendeki sıvıları ya da bedenin öteki sayrılıklarını (hastalıklarını), özellikle nedensiz can sıkıntısını sağaltmaya (iyileştirmeye) yarayan iyi bir ilaç olduğuna inanıyorum ben.

ömer hayyam öldük dünyayı şaşkın bırakıp gittik yüzlerce incimiz vardı delinmedik sersemliği yüzünden bilgisizlerin renk renk düşünceler kaldı söylenmedik

umberto eco terazinin bir kefesine yüksek zihinsel meziyeti, öbür kefesine aptallığı koyduğunuzda neredeyse dengede kalır.

ömer hayyam meyhanede kendini bilenler bulunur bilmeyeni ayırmak da kolay olur yıkılsın bilgisizlik yuvası medrese ordan kendini bilip de çıkan hiç yoktur

селахатин демирташ / صلاحالدین دمیرتاش / 萨拉赫丁·德米塔尔什 / սելահաթին դեմիրթաշ / selahedîn demirtaş / selahattin demirtaş cemil çiçek duruyor, duruyor ‘bunlar sünnetsizdir, bunlar şöyledir' diyerek kafaları bulandırmaya, meseleyi başka yerlere çekmeye çalışıyor.

ömer hayyam ne bilginler geldi, neler buldular! mumlar gibi dünyaya ışık saldılar. hangisi yarıp geçti bu karanlığı? birer masal anlatıp uykuya daldılar.

صلاح الدين دميرطاش / صألاحئدین دئمیرتاش / سەلاحەدین دەمیرتاش / селахацін дэмірташ / σελαχατίν ντεμιρτάς / סלהאטין דמירטאש / селахаттин демирташ / 셀라하틴 데미르타쉬 / selahattin demirtaş kürt sorunu aramakla bulunmaz, sorunu görmek için göz değil, akıl ve vicdan gerekir.

ömer hayyam yapılmadan sana bir gece baskını, emret getirsinler, gül renkli şarabını. altın değilsin sen, ey bilgisiz gafil, toprağa gömdükten sonra, çıkarsınlar seni.

ömer hayyam şarap içersen akla yabancı kesilme bilgisizliğe yurd olma renkli şarabın sana yağ-bal olmasını istersen kimseyi incitme, deli-divane olma.

selahattin demirtaş alevi’ye alevi, kürt’e kürt denir. aleviler cem evine gider, kürtler kürtçe konuşur. bu böyledir bunu öğreneceksiniz. bu bir ayrışma, bölme değil. önce farklılıkları kucaklayacak kadar yürekli olacaksınız.

bülent şık kapitalist sistem denilen şeyin, artık iç dünyalarımıza kök salmış bir tür akılsallık biçimi olduğunu düşünüyorum.

selahattin demirtaş biz paramparça bir toplum, bir millet olalım’ demiyorum. ırka dayalı tek milletin alternatifi demokratik ulustur. ulusun kendi içinde çok kültürlü, çok etnisiteli, çok inançlı olarak tanımlanmasıdır. bu birlik üzerine kuruludur.

philippe patrick starck beynimizin mimarisi, sinapsları ve kafamızın içindeki değişik oluşumlar yüzünden deli oluyorsunuz.

selahattin demirtaş kardeşlik söylemi sadece dillerindedir. işte diyor ya ‘neyiniz eksik daha, sizin neyiniz eksik.’ söylemde bile ayrımcılık var. siz, biz. bize yani türk olmayanlara ‘siz’ diyor. oysa biz bu ülkenin hep birlikte sahipleriyiz.

سقراط / ছক্ৰেটিছ / σωκράτης / סאקראטעס / 蘇格拉底 / סוקרטס / սոկրատես / സോക്രട്ടീസ് / ဆိုကရေးတီး / ସକ୍ରେଟିସ / сократ / socrates / sokrates delilik, düpedüz bir dert değildir, tersine en büyük zekalar, onunla helen ülkesine gelmiştir.

سيزين آكسو / سەزەن ئاقسۇ / סזן אקסו / сезен аксу / セゼン・アクス / σεζέν ακσού / 세젠 악수 / սեզեն աքսու / sezən aksu / fatma sezen yıldırım / sezen aksu , halil koçak ikili delilik

socrates / sokrates erdem, ruhun güzelliğidir. felsefe, neleri bilmediğini bilmektir.

alî bin ebî tâlib akıllının sanısı, câhilin algısından daha doğrudur.

socrates / sokrates sadece bir iyi vardır, bilgi; ve sadece bir kötü vardır, cehalet.

turgay altun anti-bilimcilik ise bilimciliğin tam tersi olup, her şeyin akılla açıklanamayacağı, tek doğrunun olmayacağı ve tek bilgi edinme yolunun bilimsel yöntem olduğunun reddidir.

şubat - samim akça ( raif özkan uğur ) delirmek, bazılarınızın sandığı gibi yapayalnız kalmak değildir.

şubat - samim akça ( raif özkan uğur ) delilik, gerçeksizle tanışma halidir efendim.

şubat - samim akça ( raif özkan uğur ) delirmek, hayatı anlamakla kâimdir. lanet değil efsundur, efsun.

şubat - samim akça ( raif özkan uğur ) delirdiğiniz zaman akıllılardan daha zenginsinizdir artık.

şubat - samim akça ( raif özkan uğur ) delirmeye çok yaklaştığım zamanlar. evet, oldu. sizin de olmuştur. fazla tutkulusunuzdur. aşkınızı, nefretinizi, korkularınızı kontrol edemezsiniz bazen. bazen. hayat bu, incitir.

şubat - samim akça ( raif özkan uğur ) ama sizin delilik dediğiniz şey sizi sizden daha iyi bilenlerin tasarladığı bir projedir. ama insanlığa çok yakışan bir projedir. delilik için değil, proje için diyorum, dikkat!

şubat - samim akça ( raif özkan uğur ) siz sanıyorsunuz ki bu tımarhanedeki herkes deli. tımarhane... yani sizin dilinizde insanların tımar edildiği yer. mikroplar gibi. sanıyorsunuz ki siz akıllısınız, burdakiler deli, dimi. yanlış efendim.

şubat - samim akça ( raif özkan uğur ) tımarhane dediğiniz yer, dışardakiler kendilerini akıllı sansın diye, içeri tıkılmış insanlarla dolu olan yerdir.

şubat - samim akça ( raif özkan uğur ) gerçek bilgelik deliliktir.

şubat - samim akça ( raif özkan uğur ) kendini bilge sanmak, gerçek deliliktir.

şubat - samim akça ( raif özkan uğur ) deliler de plan yapar. ve onların yaptığı plan, siz normallerinkinden daha tehlikeli olabilir.

şubat - lodos ( sarp akkaya ) unutma doktor sen de insansın senin de kusurların var mükemmel değilsin erdemli değilsin umutlu değilsin mutlu değilsin. insan olduğun için övünme birazcık cesur olsan sen de deli olmayı seçerdin.

pilli bebek / cem kısmet delilik

müfide inselel delilik kısa sürer çok pişmanlık uzun

alî bin ebî tâlib rızık, zekasızların; mahrumiyet, akıllıların; bela ise sabrın payıdır.

mine söğüt din tacirlerinin bu hilesine prim veren bir muhalefet partisinin kurtuluşu, halkla aynı yerden ilişki kurmakta araması tehlikelidir. çünkü o yer... aklın küçümsendiği, bilimin hiçe sayıldığı, cehaletin pohpohlandığı yerdir.

אבו מנצור אל-מאתורידי / أبو منصور الماتريدي / ebû mansûr muhammed bin muhammed bin mahmûd el-mâtürîdî es-semerkandî akıl yürütmeyi inkâr eden kimsenin elinde onu reddetmek için akıl yürütmekten başka bir kanıt yoktur.

mâtürîdî ileride meydana gelecek felâket ve musibetler; öyle ki bu tür bilgilere muttali olmak akılların yeteneği dahilinde bulunmamaktadır.

philippe patrick starck mutluluğu aramak ahmakça.

mâtürîdî bizim kanaatimize göre kur'an'ın anahtarını teşkil eden fatiha suresinin içerdiği muhtevanın öğrenilmesi bütün insanlar için farzdır. bunların hepsi aklı yerinde olan insanların tamamı için gerekli şeylerdir.

miguel de cervantes saavedra kim yumuşatabilir yazgımı? sadece ölüm. kim kurtarabilir beni bu aşktan? değişiklik. kim iyileştirebilir gönül yarasını? delilik.

miguel de cervantes saavedra evet, akıllıca değildir, sevdadan sıyrılmayı istemek: çünkü çaresi sadece, ölüm, değişiklik ve deliliktir.

philippe patrick starck i have this mental sickness called creativity.

yunus emre akılları şaşırır deryalara düşürür nice ciğer pişirir key odlu nesnedir aşk

miguel de cervantes saavedra bütün aşıklar biraz delidir!

philippe patrick starck i'm not a god, i'm not a genius, i'm not a monk, i make non-design for non-consumers. i don't know if i do exist.

miguel de cervantes saavedra sen ya fazla yorgunsun ya da deli.

mâtürîdî 1 aristo ve taraftarlarının vardıkları bu sonucu (heyûla görüşünü) etraflıca inceleyen kimse şunu anlar ki onlar allah’ın nimetlerini bilmeyişleri sebebiyle böyle bir çıkmaza düşmüşler, hak yolu şaşırıp sapıtmışlar,

mâtürîdî 2 sonra da haktan ayrılışın doğurduğu şaşkınlık kendilerini, hiçbir aklın düşünemeyeceği ve hiçbir gönlün hoş karşılamayacağı bir hayalle avunmaya sevk etmiştir.

selahattin demirtaş sarılmaz yürek yarası derinden kanar durulmaz

selahattin demirtaş kafam leyla gibiydi , yüreğim mecnun.

umberto eco 1 sokakta yürürken kulaklarına ipod takan veya trende gazete okuyarak veya manzaraya bakarak bir saat oturamayan, hemen telefon açıp, yolculuğun ilk kısmında ? yola çıktım?, ikinci kısmında da ? varmak üzereyim? demekten kendini alamayan gerizekalılar kimdir? .......

umberto eco 2 bunlar artık gürültü olmadan yaşayamayan insanlardır. bundan dolayıdır ki, müşterilerinden dolayı zaten gürültülü olan restoranlar bazen iki televizyon ekranı, bazen de müzik aracılığıyla daha fazla gürültü sunar; televizyonu kapatmalarını isterseniz de size

umberto eco 3 deliymiş gibi bakarlar. bu gürültü ihtiyacı, uyuşturucu görevi görür ve asıl önemli olan şeylere odaklanmayı engeller.

john hardress wilfred lloyd , john mitchinson the book of general ignorance كتاب الجهل العام книга всеобщих заблуждений cahillikler kitabı

mevlânâ celâleddîn-i rûmî bilmek başka, bulmak başka.

stephen john fry hepimiz cahiliz.

adnan oktar bütün insanlar cahildir. alim allah'tır.

uludagsozluk hepimiz cahiliz

kur'an / allah / tanrı - çev : bekir sadak siz bilmezsiniz, allah bilir.

sozdebilim neden hepimiz cahiliz? - araştırma

සොක්‍රටීස් / సోక్రటీసు / சாக்கிரட்டீசு / ꮜꮭꮨꮝ / ソクラテス / સોક્રેટિસ / სოკრატე / 소크라테스 / សូក្រាត / suqrot / sócrates / socrate / socrates / sokrates bir şey bilmediğim dışında başka bir şey bilmiyorum.

طاهر ألجي / تاھیر ئەلچی / طاهر ایلچی / тахир эльчи / tahir elçi troller yine bana saldırı başlatmış,yahu "troll" dediğiniz de sonuçta insan değil mi? ne kadar da akılsızlar bunlar ama..

طاهر ألجي / تاھیر ئەلچی / طاهر ایلچی / тахир эльчи / tahir elçi troll'un sağcısı solcusu,türkçüsü kürtçüsü olmaz,troll trolldur sonuçta hepsi de beyinsiz işte..

miguel de cervantes saavedra herkesin yüzlerce küçük kusurları, delilikleri yok mudur?

gökçen erdoğan sıkıntı olsa da onu çözmeyi amaçlarız biz hekim olarak. o yüzden canlar sizi çok seviyorum. bir hata yapmış olabilirsiniz ya da geçmişte böyle bir sıkıntı yaşamış olabilirsiniz çözmek istiyorsanız bunun çözümü var. canınızı sıkmayın olur mu sizi çok seviyorum.

gökçen erdoğan kadınlar emir cümlelerinden en çok yatakta hoşlanırlar. utanırken bir de bakarsınız coşarlar. çekinmeyin çıldırın.

cevdet coşkun tümdengelim duyu deneylerine güvenmez. akıl yürütmeye güvenir.

cevdet coşkun bilimin doğası aklın sınırları vardır. akıl evreni anlama ve anlatmada yetersizdir.

cevdet coşkun entelektüel karşı çıkışlar anti-bilim bilimsel gelişmeler, hiç de sadece aklın ve deneyin değil akıl dışılığın ve tutkulu insan doğasının bir edimidir.

ümit sayın bilimin 20. yuzyılda dev adımlarla ilerlemesi ve geldiği nokta akıl almaz boyutlardadır.

ümit sayın anti-bilim, bilimle ilişkiliymiş veya bilimselmiş gibi gösterildiği halde gerçekte bilimsel olmayan, gerçeklere ve akılcı ispata dayanmayan, dünya insanlığının yararına olmayan, ....... edilip, gerçekmiş gibi gösterilen hatalı bilgiler ve düşünsel kurgular bütünüdür.

thomas samuel kuhn bilim akılcı (rasyonel) ve tarafsız (objektif) bir faaliyet değildir. çünkü, bilimi yönlendiren temel faktör bilim adamlarının psikolojik ve sosyolojik özellikleridir.

kur'an / allah / tanrı - çev : yaşar nuri öztürk şairlere gelince, onlara da çapkınlar, sapkınlar uyar.

miguel de cervantes saavedra söylendiğine göre şairlik de delilikmiş ve bulaşıcı bir hastalık gibi şifası yokmuş.

? - çev : ümit şimşek delirmiş bir şairin hatırı için tanrılarımızı mı terk edelim?

ألبرت أينشتاين / albert einstein insan genelde düşmanı olmadıkça başkasına akıl vermekten kaçınır.

miguel de cervantes saavedra akıllı insan, bütün yumurtalarını bir tek sepete koymaz.

miguel de cervantes saavedra şimdi lütfen söyleyin bakalım, elinde olmadan deli olan mı, yoksa bilerek delirenler mi daha akıllıdır?

alî bin ebî tâlib bilgin, değerini bilen kişidir; bilgisiz, yaptığını bilmeyen kişidir. akıllı, davranışına dayanır, câhil, emeline dayanır. bilgin, kalbiyle, gönlüyle bakar görür; câhil, gözüyle bakar görür.

أبو بكر / আবু বকর / アブー・バクル / աբու բաքր / abu bakr / абу бакр / 阿布伯克爾 / abdülkâbe / abdullāh / abdullāh bin ebî kuhâfe osmân bin âmir el-kureşî et-teymî / ebû bekir kitaplar akıllı kişilerin bahçeleri, faziletli kişilerin güzel kokulu çiçekliğidir.

adem kenger bekar olan olur deli dolu hiç bilmez gidecek yolu

cahit sıtkı tarancı bir delilik ettim tuttum evlendim

ebru akel iki insanın ömür boyu aynı eve kapanıp birlikte yaşamaya dair yemin etmesi kadar büyük bir delilik yok!

ömer hayyam evi barkı olmak nedir? dedim; biraz keyfetmek için yıllar yılı dert çekmek, dedi.

kadinlarkulubu dertler bitmiyor, evlilik bunaltıyor :(

nureddin yıldız evlilik dert denizinde sabır gemisiyle yüzmektir

fetvameclisi evli olmak ilim aşkıma engel oluyor ne yapmalıyım? ....... aklıma geldikçe içim daralıyor canım sıkılıyor boşta boşlukta hissediyorum kendimi .......

şerife akpınar sâlim, tezkîresinde şâirin evlenmediği için mal mülk derdine de düşmediğini belirtir. aşağıdaki beyitte de âgâh’ın, “ne sevgiliye ne kavuşmaya ne ayrılığa ihtiyacı olmadığını, bunların onun için bir eksiklik olduğunu” ....... bana ne yâr gerekdür ne vasl ne hicrân

yaşar aydemir behiştî dîvânı şu beyit, sanki çoluk çocuğundan sıkıntısı var izlenimini veriyor: kılmayan burc-ı tecerrüdde mesîhâne sebât har-ı pâ der-gil olup bâr-ı ‘ıyâlile ölür

ece uslu biz hepimiz aptalız

homer jay simpson evlat herkes aptaldır- ben hariç.

ray douglas bradbury hepimiz aptalız, hem de her zaman. sadece her gün farklı türden aptalız. sanıyoruz ki bugün aptal değiliz, dersimizi aldık. dün aptaldım ama bu sabah değilim. ertesi gün de anlıyoruz ki, evet, o gün de aptaldık.

hamza küpcüoğlu hepimiz aptalız

uludagsozluk hepimiz aptalız

mete yarar biz hepimiz deliyiz

cenk behram su aslında hepimiz deliyiz

yalçın hafçı “hepimiz deliyiz aslında,” diyor izzet bıyık altından gülerek, “ama bazılarımıza henüz teşhis konmamış.”

renklidünya hepimiz biraz deliyiz aslında

kizlarsoruyor hepimiz mi deliyiz?

eksisozluk hepimiz deliyiz

süveyda ölüdeniz hepimiz deliyiz

onur keşaplı mevzunun böylesine can sıkıcı oluşu ise sinemayı yitirmeye başladığımız ilk aşamayı unutturuyor. avm kuşatması sonucu, “fast food-alışveriş-bir de hazır gelmişken film” döngüsüne hapsedilen sinemanın, pek çok butik ve öz sinema salonunun yitimiyle beraber .......

عمر بن الخطاب / ömer bin el-hattâb görgüsüz bir bedevî, hazret-i peygamber’e sebepsiz yere üç kere seslenmişti. onun bu gönül sıkıcı tavrına rağmen resûlullah, bedevînin her seslenişinde; «buyur!» diye mukâbelede bulunarak muhâtabının kabalığına karşı dâimâ nezâketle davrandı.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî bu beşerin gönül sıkıcı dört vasfı vardır. bu dört aklın çarmıhı olmuştur.

onur behramoğlu şehrin camilerinde namaz kılmak hoşuma giderdi. öğleyin sultanahmet camii ışık içinde olurdu. o caminin mimarisinde mi ne, ışığı çoğaltma gücü var. orası gönül sıkıcı karanlıkları gideren bir ışıklar mucizesi, bir aydınlıklar sarayıydı.

ece sevim öztürk çocuklarınız, çocuklar ölürken kafasını çevirsin, görmezden mi gelsin istersiniz? televizyon şovu sırasında herkes gülüp eğlenirken anlattıklarıyla "can sıkan" bir kadından söz ediyorum sizlere.

ece sevim öztürk biz gazeteciler; sıkıcı konularla uğraşan sıkıcı insanlar :))

aslı erdoğan haftanın en sıkıcı gecesinde listesini tüketmiş, şansını bir de soğuk revani türk kadınıyla deneyen, on beş ile elli beş yaşları arasındaki sayısız erkekten biri de olabilirdi.

aslı erdoğan canı öylesine sıkkındı ki, en içten gülümsemeye bile karşılık verecek gücü yoktu.

aslı erdoğan türk solunun, ben milliyetçi olduğunu düşünüyorum. işkenceden yana cezaevinden sözettiğinde ama, vatan haini oluyorsun, vatan satmak. ne kadar eski moda, ne kadar aptalca bir söylem.

aslı erdoğan bence size çılgınlar gibi tutkun sevgilileriniz ya da istediğiniz an böylelerini bulma garantileriniz olmasaydı, aşk üzerine bu kadar atıp tutamazdınız.

aslı erdoğan santa teresa’nın delisi

aslı erdoğan bir delinin güncesi

aslı erdoğan brezilya’ya döndükten sonra böyle olmuş. deli değil, yani her zaman değil. büfenin yanındaki mavi konak’ta oturur. aklı basında olduğu zamanlar çok hoş adamdır doğrusu. müthiş biri. ama işte, bazen saati geliyor, kendini sokaklara salıyor.

aslı erdoğan sıkı bir budist ve gerçek bir aseksüel olduğu, asla partilere gitmediği, içkiden, danstan, gürültüden tiksindiği için, rio’nun tiyatro çevrelerinde zırdeli sayılırdı.

aslı erdoğan üç beş adım atmıştım ki dev bir dalgayla savruldum. bağırışlar, çığlıklar, sövgüler sağanak halindeydi, insanlar koşuşuyor, düşüyor, yerlerde sürükleniyor, coplar inip kalkıyordu.

hatunca kadın dediğin istediği şeyin zıttınıda ister aslında kadınlar şizofrendir.

uludagsozluk kadınlar delidir

george denis patrick carlin kadınlar delidir, erkekler aptal. ve kadınların deli olmasının sebebi erkeklerin aptal olması.

senem kale yeryüzündeki bütün kadınların delirmesi dileğiyle

heinrich karl bukowski / charles bukowski kadın sözcüğünün köküne indi benim için. kadın sözcüğü müydü, yoksa dişi sözcüğü mü anımsamıyorum, ama bunu yapabilmek için önce latinceye çevrilmesi gerekmişti. latince kökünden şu sonuç çıkıyordu- kadınlar delidir.

ahmed bin ibrâhim / kuddûsî bir insanın en yüce görevi ve geleceği, yeryüzünün bayağı, dar ve sıkıcı çemberi ile insanın geçek varoluşunu engelleyen cennet özleminden kurtularak, sûfî için ideal olan dünyaya kavuşmaktır.

ahmed bin ibrâhim / kuddûsî ışkına oldum o’nun giriftar, kalmadı aklım dîvâne geldim.

ahmed bin ibrâhim / kuddûsî ne denlü aklı olsa da, kişinin, okumaz hocaya başlanmayınca.

ahmed bin ibrâhim / kuddûsî sabî, baliğ, hemen âkıl olur mu, nice yıllar geçüp yaşlanmayınca?

فرعون / φαραώ / פרעה / փարավոն / ファラオ / fîrewûn / pharaoh / firon / firavun / رمسيس / রামিসেস / ραμσής / רעמסס / ռամզես / рамсес / ラムセス / ramesses / ramses - çev : abdul metin saruhan size gönderilen bu elçiniz mutlaka delidir.

mûsâ - çev : ali fikri yavuz o doğu ile batının ve ikisi arasında bulunan her şeyin rabbidir; eğer aklınız varsa, anlarsınız.

amin maalouf dinle genç dostum, yüce tanrı sana, bir âdem oğlunun erişebileceği en değerli şeyi vermiş: zekâ, belagat, sağlık, güzellik, öğrenmek arzusu, hayattan zevk alma, erkeklerin takdiri ve sanırım kadınların hayranlığı. seni, bilgelikten yoksun bırakmadığını umarım.

amin maalouf bu kutsal "yasa"da can sıkıcı olan, gökyüzü kararmaya başladığı an onun doğru dürüst çalışamaz hale gelmesi.

amin maalouf korkma ya da güvensizlik duygusu her zaman akılcı gerekçelere dayanmaz, abartıldığı hatta paranoyaya dönüştüğü de olur; ama bir halkın korkmaya başladığı andan itibaren dikkate alınması gereken şey, bu tehdidin gerçekliğinden çok korkunun gerçekliğidir.

amin maalouf çok akıllı bir türk maceracısı olan cavlı, iki frenk şefi arasındaki kavgadan yarar sağlayabileceğini hemen anlamıştır.

maalouf senin gibi sağduyulu,bilge ve akıllı bir insan,sayılamayacak kadar çok müslümanın olduğu bu ülkeye gelmek için nasıl gemiye biner?bizim yasamıza göre,denizleri böyle aşan biri yargılanamaz.‘ama neden?’diye sorar kral.çünkü onun akli yeteneklerinin tam olmadığı düşünülür.

arzu bıyıklıoğlu oysa çoğu insan düşünmekten zihin boğulması geçiriyor ama hiç biri yeni bir düşünce değil.

salâhuddîn yûsuf bin necmiddîn eyyûb bin şâdî / selâhaddîn-i eyyûbî bölünmenin kalplere yerleşmesinden ve akılsızlığın zihinlere hakim olmasından özellikle kaçınmak gerekir, çünkü bundan yalnızca düşman yararlanır.

amin maalouf hayat insana bıkkınlık verecek kadar uzun değildir.

muhyiddîn ebû muhammed abdülkādir bin ebî sâlih mûsâ zengîdost el-geylânî akıllı kişi, işlerin başlangıcına değil, sonucuna bakar.

ibrahim sarı zina ahlaki dengeyi bozar, cinnet ve deliliğe sebep olur.

muhyiddîn ebû muhammed abdülkādir bin ebî sâlih mûsâ zengîdost el-geylânî akıllı kimse ölümü düşünen ve kaderin getirdiğine razı olandır.

didem moralıoğlu dopamin yaşadığımız aşkların, heyecanların, mutlulukların, hazların, sıkıntıların, üzüntülerin, dengesizliklerin mimarı. uğruna sevgili olunan, deli olunan, suçlu olunan ve hatta uğruna hiçbir şey olunmayan bir garip nörotransmitter.

muhyiddîn ebû muhammed abdülkādir bin ebî sâlih mûsâ zengîdost el-geylânî bidâyet sıkıntıdır, nihâyet ise sükûn.

ayşe aral delilik

muhyiddîn ebû muhammed abdülkādir bin ebî sâlih mûsâ zengîdost el-geylânî farz borcu varken sünnet ile meşgul olmak, ahmaklıktır.

kenan eren sosyal medya akımları 'gönüllü delilik'

ذو النون المصري / zünnûn ebü’l-feyz sevbân bin ibrâhîm el-mısrî el-ihmîmî taat ve ibadet zamanı allah’ı unutan, ancak başı dara düştüğü zaman allah’ı hatırlayana akıllı denmez.

nur demir belki bu zamana kadar dikkatinizi çekmemiştir ama güzellikten, ilişkilere, ekim dikim işlerinden hatta beslenmeye kadar her işte ayın etkisi var. hatta zeka olarak bile yeni ay döneminde zihniniz daha berrak ve açık olur.

kemal yücesoy aşk, geçici bir delilik hali ve akıl tutulması

عبد القادر الجيلاني / muhyiddîn ebû muhammed abdülkādir bin ebî sâlih mûsâ zengîdost el-geylânî sûfîler ahirete göre akıllı, dünyaya göre delidirler.

valentin louis georges eugène marcel proust cessando di essere pazzo, diventò stupido.

alessandro morandotti chi nel corso della vita non ha mai commesso pazzie è un pazzo.

fabienne claire nothomb / amélie nothomb – lei è un pazzo furioso. – – questa mania di dare del pazzo a quelli che non si comprendono! che pigrizia mentale!

søren aabye kierkegaard se un uomo fosse tanto furbo da poter nascondere di essere pazzo, potrebbe far impazzire tutto il mondo.

elias canetti magnifico fare il pazzo, se si è intelligenti.

rambo 3 - mousa ghani ( sasson gabai ) & john james rambo ( michael sylvester gardenzio stallone ) mousa ghani : dio deve amare la gente pazza. rambo : perché? mousa ghani : ce n'è talmente tanta!

solomon bellows / saul bellow in un'epoca di pazzia, credersi immuni dalla pazzia è una forma di pazzia.

leopold fechtner in questo mondo devi essere matto. se no impazzisci.

johnny allen hendrix / james marshall hendrix / jimi hendrix la pazzia è come il paradiso. quando arrivi al punto in cui non te ne frega più niente di quello che gli altri possono dire, sei vicino al cielo.

friedrich wilhelm nietzsche la pazzia è nei singoli qualcosa di raro, ma nei gruppi, nei partiti, nei popoli e nei tempi è la regola.

italiani proverb a pazzo relatore, savio ascoltatore.

italiani proverb ai pazzi si dà sempre ragione.

winston leonard spencer churchill sería una gran reforma en la política el que se pudiera extender la cordura con tanta facilidad y tanta rapidez como la locura.

paul anthony samuelson cuando todo el mundo está loco, ser cuerdo es una locura.

anónimo en este mundo de locos tienes dos opciones:atarte a la cordura o caer en la locura.

enrique ortiz de landázuri izarduy la locura nunca tuvo maestro.

heinrich heine la verdadera locura quizá no sea otra cosa que la sabiduría misma que, cansada de descubrir las vergüenzas del mundo, ha tomado la inteligente resolución de volverse loca.

helen rowland las locuras que más se lamentan en la vida de un hombre son las que no se cometieron cuando se tuvo la oportunidad.

غلبرت كايث تشيسترتون / գիլբերտ կիտ չեսթերտոն / גילברט קית' צ'סטרטון / gilbert keith chesterton loco no es el que ha perdido la razón, sino el que lo ha perdido todo, todo, menos la razón.

ντέιβιντ κούπερ / デビッド・クーパー / дэвид грэхем купер / david graham cooper 1 el mayor temor de todos no tiene nada que ver con el odio y los actos agresivos. el mayor temor consiste en amar y ser amado.

ντέιβιντ κούπερ / デビッド・クーパー / дэвид грэхем купер / david graham cooper 2 en las curiosas contorsiones de la mente, el amor se equipara a la locura. se lo siente como una pérdida total del yo, lo que es equivalente a una temida locura.

مارك توين / માર્ક ટ્વેઇન / मार्क ट्वैन / マーク・トウェイン / მარკ ტვენი / 마크 트웨인 / မာ့က်ခ်တွိန်း / ᱢᱟᱨᱠ ᱴᱚᱣᱟᱭᱤᱱ / samuel langhorne clemens / mark twain un hombre con una idea nueva es un loco hasta que la idea triunfa.

ömer zülfü livanelioğlu / zülfü livaneli öldürme çılgınlığı

gündem özel ruh-beden-zihin dengesi

amin maalouf rahatça "öldürme çılgınlığı" dediğimiz şey, "kabilelerini" tehdit altında hissettiklerinde hemcinslerimizin katliamcılara dönüşme yatkınlığıdır.

aristoteles hiçbir dahi, biraz çılgınlık karışımından yoksun olamaz.

lev nikolayeviç tolstoy bizim mantık evliliği dediğimiz şey her iki tarafın da gençlik çılgınlıklarında bulunup iyice kurtlarını döktükten sonra yapılan evliliktir...

thomas more az bulunduğundan ötürü değerli sayılmaları insanoğlunun çılgınlığına verilmeli. tabiat, o eşsiz ana, altın ve gümüşü yararsız, boş nesneler olarak çok derinlere gömmüş; oysa havayı, suyu, toprağı, iyi ve gerçekten yararlı olan her şeyi gözler önüne sermiştir.

georg wilhelm friedrich hegel tarih aslında, insanlığın "suçlarının, çılgınlıklarının ve felaketlerinin" kaydından pek fazla bir şey değildir; ama tecrübenin bize öğrettiği odur ki, halklar ve devletler tarihten asla bir şey öğrenmemişlerdir.

hollanda atasözü bir kere evlenmek ödev, iki kere evlenmek eğlence, üç kere evlenmek çılgınlıktır.

paul lafargue kapitalist uygarlığın egemen olduğu ulusların işçi sınıflarını garip bir çılgınlık sarıp sarmalamıştır.

thomas carlyle öfkenin başlangıcı çılgınlık, sonu pişmanlıktır.

francesco petrarca kitaplardan bazıları öğrenmeye ve diğerleri ise hazmedemeyeceğinizden fazlasını yuttuğunuzda çılgınlığa sevk eder.

john winston ono lennon bilmiyordum, önümü göremedim. tek tek oldu, aşama aşama, sonunda bu çılgınlık sizi sardığında dayanamadığınız, 10 yaşınızda en nefret ettiğiniz insanlarla tamamıyla yapmak istemediğiniz bir şey yapıyor oluyorsunuz.

simone lucie ernestine marie bertrand de beauvoir sizin tek çılgınlığınız, kendinizi deli sanmanız.

akilah / azra sarızeybek / azra kohen bu kitapları yazmak zorunda hissettiğim için yazdım. eğer yazmasaydım, etrafımda süregelen çılgınlıkta silahlanmayı düşünüyordum. silahlanmak yerine kitap yazayım dedim.

जॉर्ज कार्लिन / ջորջ քարլին / جورج كارلين / τζορτζ κάρλιν / ג'ורג' קרלין / george denis patrick carlin doğa çıldırdığı zaman, etraf dağıldığında, insanlar korkup, mülke zarar geldiğinde inanılmaz derecede mutlu oluyorum.

çiğdem sarıgül geçen aylarda dindar ama anladığım kadarıyla dar kafalı olmayan bir bey, takip ettiği paylaşımlarıma ve yorumlarımdaki bakış açıma dayanarak, bana inancımı merak ettiğini yazdı mesajında.

çiğdem sarıgül bize plan gereği kısıtlı bir anlayış kapasitesi verilmiş ve bu aciz halimizle gerçekleri bulmaya çalışıyoruz.

çiğdem sarıgül ben hepimizin bütünün bir parçası olduğumuzu kabul ediyorum.

çiğdem sarıgül insanlar birbirlerini böldüler şu an olduğu gibi. ne zaman benim kabul gördüklerime saldırılır o zaman kendimi savunurum. ama nasıl?..

haber şili'de senato, anne-babaların çocuklarını eğitirken fiziksel şiddet kullanmalarının önüne geçmek amacıyla bir kanun değişikliğini kabul etti ve ülkede çocuklara 'şaplak vurmak' yasaklandı.

çiğdem sarıgül amaç; vahşetten etkilenmeyenlerin vicdanını uyandırmak ve bu vicdanı adam akıllı sızlatmak olmalı.

esra tüzün disiplin amacıyla çocuğa atılan küçük bir şaplağın veya onu itip kakmanın bile ileriki yaşlarda ruh sağlığında önemli sorunlara yol açtığı kanıtlandı. kanada'da yapılan araştırma; akıl sağlığı bozuk kişilerin yüzde 7'sinin çocukken şiddet gördüğünü gösteriyor.

çiğdem sarıgül 1 şu an aklımızın almadığı, algılarımızın ötesinde muazzam bir sistemin çok değerli bir parçası olduğumuzu ve hiyerarşik bir düzende bütünün en yüksek hayrına ‘özgür irademizle’ hizmet ettiğimizi düşünürken,

çiğdem sarıgül 2 aslında galaktik bir oyunun minik, değersiz ve harcanabilir piyonları olduğumuz gerçeğiyle y ü z l e ş m e m e y i diliyorum.

marjorie lindner gunnoe 6 yaşına kadar minik şaplaklarla cezalandırılan çocuğun zihinsel kabiliyeti artıyor ve çocuk hayata daha iyi hazırlanmış oluyor.

çiğdem sarıgül gökyüzünde görünen ve parlaklığıyla, hızıyla, rotasıyla uçaklara benzemeyen yıldızımsı cisimler. bunları devamlı gören arkadaşlar var ve dünyevi bir şey olmadığı belli. ama yine de kanıt için yeterli değil maalesef. ve seyretmesi de çok sıkıcı.

canfeza küfür ve kavga ile yenmeye çalıştıklarınız, aklınızla ve kalbinizle asla yenemeyeceğinizi bildiklerinizdir.

çiğdem sarıgül şu an çiğdem olarak yaşadığım hayatımda tahminen yirmi seneyi aşkın birçok kişi gibi kendi aydınlanma sürecimi yaşıyorum. çocukluğumdan beri kendimi, dünyanın halini, dünyanın dışını anlamaya çalışıyorum bu minicik zekâmla.

abdülhay el-kettânî küfür eden ezan anında küfür ederse karısı hamile ise çocuğu şaşı doğar. kendiside sebepsiz bayılma illetine tutulur bunun nedeni meleği onun göbek deliğinden cehennem sıkıntısı sokmuştur bu kişi nereye gitse hep içinde sıkıntı olur.

çiğdem sarıgül birçok kitap okudum. halen bir şeyleri öğrenmiş de biliyormuş gibi, tanıdıklarıma edindiğim bilgileri aktardığım sırada bile ne kadar aciz olduğumun farkında olduğumu düşünenlerdenim.

ihsan fazlıoğlu aklında fikir olmayanın dilinde küfür; kalbinde muhabbet olmayanın elinde şiddet olur.

pınar doğu eksiliyordu su ve nedir ki aslında eksilmek kendini sevememekten başka

muttakilik küfürbazlar neler yaparlar? doğruyu yanlış, güzeli çirkin, iyiyi kötü gösterirler, akılları karıştırırlar, suyun kendi önlerinden akmasını sağlamaya çalışırlar.

pınar doğu yetmiyordu artık hiçbir büyü inandırmaya bizi dünyaya

hurriyet küfretmenin özellikle stres zamanında insan psikolojisi üzerinde rahatlatıcı bir etkisi olduğu kaydedilirken, öğretmenlerin küfretmesinin okuldaki stresin azaltılmasına yardımcı olduğu iddia edildi.

pınar doğu kaç defa büyülendik yaşamak için kimbilir kaç defa

radikal ingiltere ’deki keele üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, sürekli olmadığı sürece küfretmenin rahatlık verip sıkıntıyı azalttığını ortaya koyuyor.

oya baydar yerli ve milli yöneticilerimizin ve de reis’in efsunlamasıyla (algı operasyonlarıyla) gerçeklik duygusunu, aklını, izanını yitirmiş bir kesim yurttaşın yaşadığımız kriz karşısındaki tutum ve tepkileri kara mizahı aşıyor, toplumsal trajediye dönüşüyor.

cnnturk küfür etmek bir zamanlar nahoş bir alışkanlık olarak bilinirdi ama araştırmalar daha “renkli” bir dil kullanmanın bazı faydalarını buldu. lanet okumak sadece akıl ve fiziki sağlığımıza destek olmuyor aynı zamanda diğerleriyle konuşmalarımızı olumlu etkiliyor.

cnnturk hatta bilimsel çalışmalara göre bir zeka göstergesi de sayılan küfür, ağrıya dayanıklılığı bile artırıyor.

fuminori nakamura why does the subconscious mind make people steal? why does it have to be stealing? don’t you think it’s something deep-rooted in our nature?

arthur schopenhauer nasıl ki, küfür yemek bir utançsa, küfür etmek de bir onurdur.

פרנקו בזאלייה / フランコ・バザリア / франко базалья / franco basaglia 1 la follia è una condizione umana. in noi la follia esiste ed è presente come lo è la ragione. il problema è che la società, per dirsi civile, dovrebbe accettare tanto la ragione quanto la follia,

פרנקו בזאלייה / フランコ・バザリア / франко базалья / franco basaglia 2 invece incarica una scienza, la psichiatria, di tradurre la follia in malattia allo scopo di eliminarla. il manicomio ha qui la sua ragion d'essere.

إيلدا ميريني / ալդա մերինի / アルダ・メリーニ / альда мерини / alda giuseppina angela merini anche la follia merita i suoi applausi.

armando rossini nerone. follia e poesia

mediterraneaonline poesia e follia: binomio strettissimo nella vita di alda merini, una vita travagliata, difficile.

alessandra de cunto poesia e follia

carlo zannetti non esistono folli perché forse è la vita stessa che è una follia.

anonimo / anonymus / anonim follia è fare sempre la stessa cosa ed aspettarsi risultati diversi.

فرانسواز ساغان / ֆրանսուազ սագան / פרנסואז סאגאן / フランソワーズ・サガン / ფრანსუაზ საგანი / 프랑수아즈 사강 / 佛蘭西絲·莎崗 / франсуаза саган / françoise quoirez / françoise sagan ho amato fino alla follia, ma ciò che gli altri chiamano follia per me è l'unico modo di amare.

روبر دو مونتسکیو / робер де монтескью / ロベール・ド・モンテスキュー / marie joseph robert anatole de montesquiou-fézensac ho sempre constatato che per riuscire nel mondo bisogna aver l'aria folle ed essere saggi.

خاوییر فورنوره / xavier forneret la follia è la morte con vene calde.

hannibal - hannibal lecter ( philip anthony hopkins ) la follia può essere una medicina per il mondo: se presa con moderazione da benefici.

أنتوني هوب / アンソニー・ホープ / энтони хоуп / anthony hope hawkins la follia era il suo nemico e l'umorismo la sua arma.

ساندور ماراي / շանդոր մարաի / шандор мараи / sándor márai la follia non ha scopo. il folle fa qualcosa, lo fa senza scopo né motivo, così perché lo può fare: si cava i denti con un chiodo arrugginito, o si mette a urlare parole senza senso, in un dialetto norvegese magari.

ሼክስፒር / وليم شكسبير / शेक्सपियर / ཞེ་ཁུ་སི་པེར། / વિલિયમ શેક્સપીયર / ויליאם שייקספיר / ուիլյամ շեքսպիր / វីលីម ហ្សេកស្ពែរ / william shakespeare la follia, mio signore, come il sole se ne va passeggiando per il mondo, e non c'è luogo dove non risplenda.

emanuele severino il culmine della follia non è forse pensare che l'essere è il nulla? e «nichilismo» non è forse, innanzitutto, pensare che l'essere è nulla?

emanuele severino la follia dell'angelo

ajans26 bu demeçleri eskişehirliler de gazetelerden okuyor, televizyonlardan seyrediyor. hemen her konuda vukufiyet sıkıntısı bulunan (boş konuşan değil, vukufiyet sıkıntısı bulunan) ve ufuk sıkıntısı çeken chp’nin, büyükşehir belediyesini yönetmesi biraz içinizi burkmuyor mu?

ersin pamuksüzer bunlar hep ufku gösteriyor. mesela şu anda finlandiya’da 2000 kişilik bir deneme grubu. tüm iletişim ihtiyaçlarını cep telefonlarıyla karşılıyorlar. geçen hafta cannes’daydık. bir ufuk sıkıntısı görmüyorum.

mustafa solmaz önceleri toplumda bilinmeyen, miras için babasını ya da annesini öldürüp evin içine gömen evlatlar, seri katiller, uyuşturucu ticaretinden dolayı karanlık ölümler, mafya ....... başladıktan sonra, polisiye romancıların kaynak ve ufuk sıkıntısı ortadan kalkmıştır.

ismail hayal siz gümüşhane gibi hem avantajlı ve hem de dezavantajlı bir şehirde doğdunuz. avantajlısınız çünkü bu şehrin genlerinde ve coğrafyasında azim, başarı ve çalışkanlık var. dezavantajlısınız çünkü şehir küçük ve ufuk sıkıntısı yaşıyoruz.

mustafa cilasun bir ömrün yaşadığı her mevsimde şahit olduğum ayetleri tefsir etmekten uzaktım, ufuk sıkıntısı olan bir insandım.

ali haydar haksal ufuk darlığı

ahmet haldun terzioğlu ufuk darlığı ve slogancılık!

eksisozluk ufuk darlığı

hasan onat din ve ufuk daralması

ali doğan engelleme yok sadece başkanın ufuk darlığı, burayla ilgili proje ve düşünme yokluğu var.

ibrahim kalın almanya & avrupa'nın temel & acil sorunlarının adeta yok sayılarak türkiye-erdoğan'a saldırılması,avrupa'daki ufuk daralmasının yansıması.

şaban karaköse genellikle bu durum bedevîlik, yalın hayat, ufuk darlığı, kültür kıtlığı ve nasların zahirine bağlanma gibi sebeplerle izah edilmektedir.

taner timur türkiye gibi gerçek bir düşünce özgürlüğünü tarihinin hiçbir aşamasında yaşamamış bir ülkede, bilim özgürlüğü de kendi geleneğini yaratamıyor. bölücü ve yıkıcılıkta mücadele yaftası, ufuk darlığı, çıkar hesapları içinde özgürlükten değil, ezenden yana tavır alıyor.

hilal kara, abdullah kara ....... eksen kaymasından, kötü duygu ve düşüncelerden, ufuk darlığı ve niyet bozukluğundan tevbe şeklinde olunmalıdır. allah ve rasûlü'nün davet ettiği istikamet çizgisine dönülmeli, nefis terbiye sürecine sokulmalı, akıl ve kalp rızâ-i bârî .......

kurtlar vadisi pusu - iskender büyük ( musa uzunlar ) bana bak cevat, ister israil'e güven, ister amerika'ya, ister de rusya'ya... benim tepemin tasını attırma! seni de, o manyak adamlarını da zifte bular, paramparça eder, asfalt diye istanbul'un sokaklarına dökerim!

ريتشارد دوكينز / clinton richard dawkins ....... dar kafalı, adaletsiz, merhametsiz kontrol manyağı; kindar, kana susamış etnik temizleyici; kadın düşmanı, eşcinsel düşmanı, ırkçı, bebek katili, soykırımcı, baş belası, megolomanyak, sado-mazoşist, kaprisli, art niyetli zorba.

oğuz atay yabancı dil bilen bir arkadaşıma sordum, birlikte sözlüğe baktık: kendini yüksek ve denetlenemeyen heyecan biçiminde ortaya koyan akıl düzensizliği diyor "mania" için. bu tanımı gazetedekilere söyledim; "haydi oradan manyak" dediler.

giovanni papini ....... aykırı düşünce meraklıları, yeni bilim ve teori bulucuları, manyak aydınlar, serbest dolaşan deliler, hayasız katiller ve saf hayalperestlerle karşılaşmıştır.

fyodor mihayloviç dostoyevski bu zavallı, manyak kirilov'un da kalbine aynı tohumları ektiğinizi ögrendim. zavallının içini yalanlarla, iftiralarla doldurdunuz ve onu yarı deli bir hale soktunuz.

akilah / azra sarızeybek / azra kohen aptal porno sitelerinden birine girip izlenmekten delicesine zevk alan nemfomanyaklardan birinin çiftleşmesini seyredecekti.

hüseyin demircan manyak ile manyak olma

nevin aksu manyak

selma doğan manyak güzel

cansel ışık benim manyak sevdam

poyraz karayel - ahmet poyraz karayel ( ilker kaan kaleli ) hepsi manyak bunların

defne duman manyak yaa, bunların hepsi manyak! kurdeleler, süpürgeler ne buldularsa yığıyorlar odaya. ayy içim daraldı, gitseler artık.

abdullah yavuz harbiden manyak

harun yahya / adnan oktar münafık apayrı bir şeydir, asla ve asla, manyak, yani ne yaparsan yap, evir çevir manyak, tepesi üzerine getir yine manyak, ayakları üzerine bastır yine manyak, durur durur yine deliliğini yapar.

ویلیام زینسر / william knowlton zinsser kitabın önceki bölümlerinde okulun idaresiyle uğraşan öğrencilerden bahsetmiştim ve bir önceki bölümde de bir kelime manyağı olduğumu söyledim.

onur göksen eyvah, babam bir manyak

engin ardıç manyak

sinemalar gerçek kesit: manyak

oya baydar trump türünden megalo-manyakların dünyaya hükmettiği günümüzde bu operasyonlar ölçüsüz, ahlâksız, vahşi de olabilir.

ayşe arman bu manyak ve vahşi dünyada kendini, ilişkisini korumaya çalışması...

haber bebek bakımevine saldıran manyak, 3 yeni doğmuş bebeği bıçakladı

şebnem şeçkiner “yaşasın yalnız değilmişim” duygusu çok keyifli. manyak anne'de de öyle oldu. ilaçların tadına bakan tek ben değilmişim onu gördüm, okuyuculardan da çok yapan varmış, onlar da beni görünce rahatladı.

taylan kara bu ölüm endüstrisi asla 3-5 manyağın psikopatlığının sonucu değil, gayet rasyonel bir politik tutumdu.

فومینوری ناکامورا / ֆումինորի նակամուրա / фуминори накамура / 中村文則 / fuminori nakamura hayatlarını darmadağın etmiş yetişkinlerin sıkıntılarına yeterince ortak olmuşsun sen zaten.

व्लादिमीर पुतिन / ቭላዲሚር ፑቲን / فلاديمير بوتين / վլադիմիր պուտին / ᕝᓛᑎᒥᕐ ᐴᑎᓐ / ウラジーミル・プーチン / ვლადიმერ პუტინი / വ്ലാദിമിർ പുടിൻ / 𐌱𐌻𐌰𐌳𐌴𐌹𐌼𐌴𐌹𐍂 𐍀𐌿𐍄𐌴𐌹𐌽 / vladimir vladimirovich putin / vladimir vladimiroviç putin sıkıldım kızlar.

ލަޑިމިއަރ ޕޫޓިން / βλαντίμιρ πούτιν / 弗拉基米尔·弗拉基米罗维奇·普京 / ולדימיר פוטין / владимир владимирович путин / vladimir vladimiroviç putin если человека всё устраивает, то он полный идиот.

владимир владимирович путин / vladimir vladimiroviç putin скучно жить без сплетен.

владимир владимирович путин / vladimir vladimiroviç putin а все наши беды — в нас самих.

sagligabiradim stresi arttıran yiyecekler stresi azaltan yiyecekler

aljazeera yemen'in yarısı yiyecek sıkıntısı çekiyor

hurriyet 2 bin 500 kişinin yaşadığı avşa'ya 130 bin tatilci gelince, yiyecek sıkıntısı başgösterdi

dunyabulteni türkmenler su ve yiyecek sıkıntısı çekiyor

murat kömür yiyecek sıkıntısı çeken çocuklar, bir süre sonra geceleri şehre inip sokak hayvanlarını avlamaya başlamışlardı.

willermus tyrensis psidia'yı geçtikten sonra lykaonia'ya yöneldiler ve bölgenin başşehri konya'ya geldiler, burada şehri boş buldukları için büyük bir yiyecek sıkıntısı çektiler.

azinlikca yunanistan'a kuraklık ve yiyecek sıkıntısı geliyor

kizlarsoruyor soğuk günlerde yiyecek sıkıntısı çeken kuşlar için küçük bir fedakarlık yapabilirmisiniz?

eodev gıda sıkıntısı ve beslenme ile ilgili sorunların çözümünde biyolojinin katkıları

haberler yiyecek sıkıntısı çeken hayvanlara helikopterle yem atıldı

hüseyin hilmi ışık kâlbden kalbe yol vardır. iş, o yolu ele geçirmektir. o yolu ele geçiren beraberdir. gece de beraberdir, gündüz de beraberdir. neş’eli zamanda da, sıkıntılı zamanda da, dünyada da, kabirde de, ahiretde de beraberdir. sevince beraberlik böyle olur.

മഹ്മൂദ് ഉസ്ത്തോസ്മനോഗ്ലു / махмүт остаосманоглу / махмуд устаосманоглу / mahmut ustaosmanoğlu felsefe ahmaklıktır.

хаджи бекташ-и вели / ḥājjī baktāsh veli / hadschi bektasch wali / hacı bektâş-ı velî eğer bir insan, hem çalışkan hem akıllı ise takdir et; çalışkan fakat akıllı değilse dikkat et; akıllı fakat tembel ise ikaz et; hem akılsız hem tembel ise terk et.

rüstem badıllı kelepçelenmiş ruhum

mahmut ustaosmanoğlu hiç kimse üşenmesin, usanmasın vakit buldukça nafile kılınsın.

hacı bektâş-ı velî madde karanlığı, akıl nûru ile; cehâlet karanlığı, ilim nûru ile; nefis karanlığı marifet nûru ile; gönül karanlığı da aşk nûru ile aydınlanır.

mahmut ustaosmanoğlu insan bir gemi, akıl yelkeni, fikir dümeni, yürüt gemini, göreyim seni.

осман нури топбаш / usmon nuriy toʻpbosh / osman nuri topbaş hamlıktan kurtulmak, çile ve ıztıraplara göğüs germe sanatıdır. emeksiz yemek pişmez. zahmete tahammül etmeden rahmet tecellî etmez.

ömer tuğrul inançer reform denen hareket, batıl olan bir dini arkaya atıp aklı öne koymaktır. bunun paralelinde bizim reformistlerin anladığı büyük bir salaklıktır. hak olan dini arkaya atıp aklı öne koymak olmaz.

rüstem badıllı yüreğimi alev tutmuş zebaniler vokal tutar

حاجي بايرام ولي / haji bayram-e wali / hajji bayram-i walí / nûmân bin ahmed / hacı bayrâm-ı velî hiddet ve kin, hakîkatleri gören gözleri kör eder. öfke, iyi düşünmeyi daraltır, yanıltır.

merve burma aklım, şüpheli bir paket gibi duruyor kafamda

mustafa başoğlu aklın çöküşü

uğur yıldırım sayın çiftçioğlu’nun gerçeklerden uzak, halkı ve taraftarı kandırmaya yönelik bu açıklamaları, ‘akıl tutulması’ ile açıklanamayacak ciddi bir ‘akıl sıkıntısı’ içerir.

utku reyhan onların şahsında öyle bir akıl tutulması yaşıyoruz ki, erdoğan nefes alıyor diye nefes almayı bile reddedecek durumdayız!

oğuz demir maalesef salatalık dolardan daha pahalı olduğu için, vatandaş salatalık turşusu yapamıyor, dolar turşusu yapıyor. venezüella'da da parayı yakıp ısınıyorlar. bu bir akıl tutulması.

ibrahim sarı müslümanlarda akıl tutulması

necdet erem akıl tutulması

yiğit bener kaldı ki akıl tutulması çağı, bireysel aklın da ufkunu karartmaktadır.

rəcəb ihsan əliaçıq / recep ihsan eliaçık sebebi sonuca, sonucu sebebe bağlamak demek olan aklın işlememesi, bir tür müslüman akıl tutulması yaşanması halidir.

ismail kızılay aklı tutulanda da, ar damarı kalmaz! aklı tutulanlar, oraya buraya, saldırılar yapar!

ayşe adlım anlamıyorum artık insanları hepsi tuhaf, hepsi arızalı ....... dumura uğramış beyinler en uygun tabirse 'toplumsal akıl tutulması' her yönden ninnilerle aman bölünmesin uykuları

necdet subaşı ciddi bir akıl tutulması gerçeğini kim inkâr edebilir?

tugba sariünal akıl tutulması

kizlarsoruyor akıl tutulması nedir?

ماكس هوركهايمر / מקס הורקהיימר / μαξ χορκχάιμερ / マックス・ホルクハイマー / 막스 호르크하이머 / макс хоркхаймер / 麥克斯·霍克海默 / max horkheimer akıl tutulması

max horkheimer faşizmi, akıl ile doğanın şeytani bir sentezi olarak tanımlayabiliriz: felsefenin her zaman düşlediği o kutuplar arası uzlaşmanın tam karşıtı.

تيودور أدورنو / τέοντορ αντόρνο / תאודור אדורנו / テオドール・アドルノ / თეოდორ ადორნო / 테오도어 아도르노 / തിയഡോർ അഡോണോ / ਥਿਓਡੋਰ ਐਡੋਰਨੋ / टेओडोर आडोर्नो / теодор адорно / 狄奧多·阿多諾 / theodor ludwig wiesengrund adorno sağlık mı? sağlık aptal olduktan sonra ne işe yarar?

rüstem badıllı adı yaman kasavetler üstüme gelir sensizliğinde

merve burma tuhaf bir delilik var aynaya bakmakta ve gereğinden fazla panzerlerle yarışmakta gözlerim.

victor marie hugo kalabalıkların gülüşü deliliğin şenliğidir.

jeff ferrell boredom, crime, and criminology

حاج بكتاش ولي / חג'י בקטש ולי / ჰაჯი ბექთაშ ველი / hacı bektâş-ı velî iman bir hazine, iblis bir hırsız, akıl ise hazinedardır. hazinedar giderse hırsız hazineyi çalar.

rüstem badıllı kalbimin iç acılarını hüznüme topladım

хюсеин хълми ъшък / hüseyin hilmi ışık birbirimizin kalbini kırmaktan titreyelim.

rüstem badıllı mahşerin senfonisinde ruhumda azaplı tizler

merve burma sevgim yıllardır çekirdek çitliyor sıkıntıdan

hecî bektaşê welî / hadji bektasj veli / haji bektash al-wali / haxhi veli bektashi / haji bektash wali / seyyid muhammed bin seyyid ibrâhim ata / hacı bəktaş vəli / hacı bektâş-ı velî sıkıntılı günler birlik ve beraberlikle aşılabilir. el ele verince güzel günler çabuk gelir.

rüstem badıllı parçalanır hazımsız seviler, değişimli iltica voltalarında

atasoy müftüoğlu zihinsel-ruhsal kuraklık ve çölleşme

ekrem dumanlı meğer mesele, birkaç muhabirin uydurduğu zekâ yoksunu komplodan ibaret değilmiş.

yeniakit ancak 'zihin vanalarını kapattığı' anlaşılan zaman gazetesi 'hoca'sının taktiğini uygulayarak kendi çapında 'teknik nakavt' yaptı.

پلین آکیل / pelin akil bereli polis arkadaşım şimdi hayatta değil, içim parçalandı.

özlem yüzak yorgunluktan çatlayarak ölen atların fotoğrafları paylaşılıyor son birkaç yıldır medyada, protestolar yapılıyor. doğma büyüme adalı biri olmasam kesinlikle katılırdım o eyleme. üstelik fotoğraflardan değil, birebir şahit oldum o görüntülere, içim parçalandı, .......

bodrumgundem sizin hiç ruhunuz parçalandı mı?

eksisozluk zihin parçalanması

kur'an / allah / tanrı - çev : ahmet varol yaptıkları bina, kalpleri parçalanıncaya kadar, onların kalplerinde bir şüphe olarak kalacaktır. allah bilendir, hakimdir.

etkihaber 14 yaşındaki çoban kızın parçalanmış cesedi yürek dağladı

cemil öksüz parçalanır yüreğim

stefan zweig bir başkasının yüreğinin parçalanması sizi neden ilgilendirsin ki... önemli olan sizin zevk almanız, o namussuz kadınların zevk alması...

laser pepuk kuşunun ağıtları yankılanıyorken kulaklarımda ve yüreğim bir yerinden parçalanıp yeniden yeşermeyi öğrenirken

ნიკოლოზ გოგოლი / ಗಾಗಲ್ ನಿಕಲೈ ವಸೀಲ್ಯವಿಚ್ / ניקולאי גוגול / nikolaj gogol / nikolai vasilievich gogol / николай васильевич гоголь / nikolay vasilyeviç gogol скучно на этом свете, господа!

nazlı gonca vuslateri “ne zor insansın” derler. “deli” derler.

നിക്കോൾ വാസ്ലേവിച്ച് ഗോഗോൾ / nikolai vasilievich gogol / nikolay vasilyeviç gogol as it is so strangely ordained in this world, what is amusing will turn into being gloomy, if you stand too long before it, and then god knows what ideas may not stray into the mind.

منير أوزكول / мюнир йозкул / მიუნირ იოზქული / мюнир озкул / münir özqul / münir özkul 1 toplumla çok güç anlaşıyorum. benim gibi toplumla güç anlaşan insanlara ilgi duyarım. bunun en sivri ve en tipik örneklerine meyhanelerde, akıl hastanelerinde ve sanat çevrelerinde rastlanır.

münir özkul 2 onun için akıl ve ruh hastanelerine karşı daima sempati duymuşumdur. akıl hastaneleri en özgür olduğum, her şeyi objektif görebildiğim tek yerdir. orada rahata ererim. kafam art arda gelen birçok problemi çözebilecek yapıda değildir.

münir özkul 3 orada bütün problemleri bir sıraya koyar ve çözümlerim. hatta bir süre ziyaretçi bile kabul etmem.

نيقولاي غوغول / νικολάι γκόγκολ / նիկոլայ գոգոլ / nikolay vasilyeviç gogol բանականությունը անհամեմատ բարձրագույն ընդունակություն է, բայց այն ձեռք է բերվում ոչ այլ կերպ, քան կրքերի նկատմամբ հաղթանակով։

اخی اوران / nasreddin abul hakayik mahmud bin ahmed al-hoyi / əxi evrən / ahî evran / nasırettin mahmut el hoyi eline, diline, beline sahip ol. kalbini, kapını, alnını açık tut.

निकोलाई गोगोल / նիկոլայ գոգոլ / nikolay vasilyeviç gogol ինչքան էլ անմիտ են հիմարի խոսքերը, երբեմն դրանք բավական են խելացի մարդուն վրովվելու համար։

ဂိုဂါး အင်၊ ဗွီ / ნიკოლოზ გოგოლი / nikolay vasilyeviç gogol ნუ იქნებით მკვდარი სულები, არამედ ცოცხლები. არის მხოლოდ ერთი კარი ცხოვრებაში და ეს კარია იესო ქრისტე.

nazlı gonca vuslateri mutlu olmak için gelişen onca kişisel gelişimcilerin “en fiyakalı sözü ben buldum” içerikli aydınlanmış yüzlerinden sıkıntı geldi.

ニコライ・ゴーゴリ / nikolay qoqol / nikolay vasilyeviç gogol şəxsiyyəti valideyn, ruhu isə müəllim tərbiyə edir.

نهال بينجيشو كاراجا / nihal bengisu karaca ancak ‘sıkıntı’ olan yerde ‘provokasyon’ olur.

果戈里 / nikolajus gogolis / nikolay vasilyeviç gogol eidamas į svečius, nesinešk nuobodulio.

غامزي أوزجيليك / гамзе йозчелик / گمزه اوزچلیک / qamze özçelik / gamze özçelik biz insanoğlu, kolay kolay sorgulamıyor ya da akıllanmıyoruz.

nikolajus gogolis / nikolay vasilyeviç gogol jei dievas retkarčiais neįsikištų, žmonės žūtų nuo savo kvailumo.

nihat genç bu halk, bunları gelir ve geçer, çiğner. hala akıllanmadılar. hala milli sağlam, düzgün bir yerde durmanın ne olduğunu bilmiyorlar. ne küçük bir zeka taşıyorlar..

nikolajus gogolis / nikolay vasilyeviç gogol jei žmonės būtų išmintingesni, visai nebūtų egoistų.

ceylan ertem hepimiz var olan kabadayı erkek dilinden, ya da erkek şarkı sözü yazarlarının ‘deli kadın’ gibi istemeden de olsa kadınları aşağılayan şarkılarından çok sıkıldık.

니콜라이 고골 / микола васильович гоголь / nikolay vasilyeviç gogol варто тільки дотепному посміятися з одного боку справи, як слідом за ним тупіший і дурніший глузуватиме з усіх боків справи.

türkiye aile hekimliği dergisi psikiyatrik semptomlar ve halk dilindeki karşılıkları eserük : deli (kastamonu) eserüklü : deli (gümüşhane) gaydalanmak : delirmek (elazığ) darlanmak : canı sıkılmak rahatsız olmak (ısparta burdur bolu samsun trabzon rize artvin erzurum erzincan)

vladimir lenin biz insanüstü ya da sınıf bilinçsiz kavramlardan kaynaklanan tüm ahlaki ilkeleri reddetmekteyiz. biz bunların toprak sahipleri ve kapitalistlerin yararı adına işçilerin ve köylülerin kandırılması, aldatılması ve akıllarının bulandırılması olduğunu söylüyoruz.

микола васильович гоголь / nikolay vasilyeviç gogol глупота є особливою принадою гарненької жінки.

türkiye aile hekimliği dergisi psikiyatrik semptomlar ve halk dilindeki karşılıkları apuh : deli (ordu). bahadi : deli (içel). cinnenmek : cin çarpmak, delirmek (kahramanmaraş). çivdirmek : delirmek (aydın). höllüm : vücutça gelişmiş fakat geri zekalı kimse (çorum, konya).

türkiye aile hekimliği dergisi psikiyatrik semptomlar ve halk dilindeki karşılıkları boran : iç sıkıntısı (afyon, bolu, ankara). canı azalmak : sıkıntı basmak (denizli). ezvahlı : sıkıntılı (manisa). darazımak : canı sıkılmak, bunalmak (kayseri). mungul : sıkıntı (kütahya)

ataol behramoğlu sağ göz, kesin stresle ilgili. tedavisi de, stresin geçmesi. bazen epeyce rahatsızlık veriyor; çoğu kez barış içinde bir arada yaşıyoruz, şimdilik. (gözbankasının yapacağı bir şey olacağını sanmam. hastalık ve nedeni belli.)

erich wolf segal doktorlar sık sık duygusallıktan yoksunlukları, rüşvetle ilgili kokuşmuşlukları ve aptalca ya da aşırı tutkunlukları yüzünden kınanırlar.

kurtlar vadisi pusu - iskender büyük ( musa uzunlar ) ahmakların çok olduğu yerde kurşunlar havada uçar.

абдулхаким арваси / عبد الحکیم ارواسی / abd al haqeem-i arvasi / evdilhekîmê arwasî / abdülhakîm arvâsî üçışık ahmaklık, hatada ısrar etmektir.

münir özkul öncelikle şunu belirteyim ki kadınları çok akıllı bulurum ve çok severim. kadınsız erkeği yarım sayıyorum.

abdülhakîm arvâsî üçışık ilim cehli izale eder, yok eder, ahmaklığı değil.

gamze özçelik ülkemize savaş açmış terör örgütleri var. sadece benim bulunduğum yerlerde açlık, sefalet, terör, hastalık, eğitim sıkıntısı her şey var. ....... bir numara olan avrupa var, kendi refahı için yıllarca sömürgecilik yapmış, gözyaşıyla beslenmiş batı var. var da var...

abdülhakîm arvâsî üçışık insanı kaplayan sıkıntıların birinci sebebi, hakk'a karşı şirk ve müşrikliktir. ilim ve fen ilerlediği halde, insanlığın ufuklarını sarmış olan fesat karanlığı hep şirkin, imansızlığın, vahdetsizliğin ve sevişmezliğin neticesidir.

سيفان نيشانيان / սևան նիշանյան / sevan nişanyan neymiş? allah diye biri varmış, canı sıkıldıkça kitap yazarmış ama artık yazmamaya karar vermiş, pırpır ....... istemesen inanma diyorlar, tamam, ama inanmadığını açık açık söylemen caiz değildir. nedenmiş? müslümanlar alınırmış!

abdülaziz bekkine oğlum, akıllı hesap verinceye kadar, meczub çoktan cenneti bulur. kendisine yük olarak akıl verilmiş adam akılsızlara gülmez, kendi yükünü nasıl taşıyacağını düşünür.

gamze özçelik her şey sorgulamak ve anlamaya çalışmakla başlıyor sanırım. yoksa her insan bir şeyler yaşıyor ama olaylara akıl ve kalple yaklaşmaya çalışmak, görmeye çalışmak ve en önemlisi doğru yolda yürüyenlerden olmayı gerçekten arzu etmek lazım sanırım.

abdülaziz bekkine gönlü allah'la meşgul olmayan insanların, gönüllerinde gafletten dolayı toplanan sıkıntılar, gönlü açık olan kimselerin gönüllerine naklolur. geçici zaman da olsa onları allah'tan uzaklaştırır.

gamze özçelik sıkıntılı dönemlerimizdeki sabrımız ve şükrümüzle daha güzel bir kalple sıyrılabiliyoruz.

kur'an / allah / tanrı - çev : ali bulaç kim de benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve biz onu kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz.

pınar mermer geçim sıkıntısı desen, komşulara bak. kaç tanesi bizim gibi? okuldan sonra bazen bir arkadaşıma gidiyorum. evlerinde her gün makarna. çok sıkıntıdalar biliyorum ama niye kavga gürültü yok evlerinde?

mehmet akyol geçim sıkıntısı intihara sürüklüyor

osman nûri topbaş geçim sıkıntısının sebebi nedir?

eksisozluk geçim sıkıntısı

əhməd mahmud ünlü / ahmet mahmut ünlü geçim sıkıntısı

kayıp dualar geçim sıkıntısı çeken sabah akşam bu ayeti 7 defa okusun

hurriyet geçim sıkıntısı insana neler yaptırıyor

kizlarsoruyor maddi geçim sıkıntısı ilişkileri ve evliliği etkiler mi?

onedio geçim sıkıntısı ile başa çıkmanın 7 alternatif yolu!

derinhuzur borçlular ve geçim sıkıntısı çekenler için dua

sputniknews geçim sıkıntısı çeken işçi, tbmm önünde kendini yaktı

ibrahim sarı kişinin günahları çoğaldığı vakit (günahlarına keffâret olarak) allah teâlâ onu geçim sıkıntısı ile imtihan eder.

muhammed bin abdullah günahlardan öyleleri vardır ki, onları ancak geçim sıkıntısı uğrunda çekilen zahmetler mahveder.

veysel topaloglu insanoğlunun, en eski can sıkıntılarından biridir geçim sıkıntısı

idris çetin geçim sıkıntısı

osman uzunay geçim sıkıntısı

ataol behramoğlu geçim sıkıntısı her an gündemde. aslında, şu dünya şiiri işini, keyifle, acelesiz yapmak isterdim. ya da, başka çeviri vb. çalışmalarına hiç girmemek, gönlümce yaşamak, gezmek, şiir düşünmek... ne mümkün!

ahmet mahmut ünlü ilim ancak cehaleti giderir, ahmaklığı değil! peki ahmak kime denir? ahmak, hata yapan değil, hatada ısrar edendir.

אושו / ఓషో / ರಜನೀಶ / 奧修 / ошо / အိုရှို / രജനീഷ് / ოშო / أوشو / रजनीश / օշո / ošo / osho özgürlük politik, sosyal ya da ekonomik özgürlük anlamına gelmez. özgürlük zamandan, zihinden, arzudan özgür olmaktır. zihnin varolmadığı anda evrenle bir olursun; evren kadar sınırsız ol.

غوتاما بودا / गौतम बुद्ध / 釋迦牟尼 / גאוטמה בודהה / gautama buddha / sidarta gautama / gotama buda insan isimlere, formlara ve maddesel dünyaya bağlanır ve onların zihnin bir yanılsaması olduğunu, zihinde oluştuğunu unutur ve hata yapar böylece zihnin özgürlüğü engellenmiş olur.

dilzar dîlok verili tüm düşünüş, davranış ve duyuş kalıplarını kendinden başlayarak kırmanın, bunların dışında yaşamaya cesaret etmenin, çıplak yaşamaya yürek açabilmenin ve hiçbir zincirli zihniyet sınırlarına girmeyişin kişileşmesi olan dervişler, sultanlara-saltanatlara ......

turan dursun zincirli zihin gelişme gösteremez; değişmelere, gelişmelere ayak uyduramaz.

tamer müftüoğlu zihinsel zincirler ve girişimcilik

vedat akçayöz beyindeki zincirleri kırabilmek için, öncelikle iyi şeylerden başlamak lazım.

iskan andok sadece metafizik yalanlar değil, yalanı bedenleştirerek yaşamın yaratıcıları oluyorlar. zihniyetlerini işgal ettikleri ailelerden çocuklarını alıyorlar ve onları istedikleri kıvama getiriyorlar.

canan efendigil karatay çocuklar zihin açıklığı için ne tüketmeli?

islamiforumlar zihin açıklığı duası

sorularlaislamiyet zihin açıklığı, zekâ ve hafızanın gelişmesi ve unutkanlıktan kurtulmak için okunacak dualar var mı?

hurriyet 'zihin açıklığı' veren yiyecekler

ibrahim veli sistemin özüne ilişkin değerlendirme yapmak için eğitim-eğitimin özüne ilişkin değerlendirme yapmak için de zihin açıklığı şarttır. bu yüzden her eğitim-öğretim yılı başlangıcında yapılan dua; “allah zihin açıklığı versin” olur.

esma sayın zihin açıklığı ve başarının ön şartı, gönül huzuru ve açıklığıdır. gönlü huzursuz olanın, zihninin huzurlu olacağı söylenemez. zihin açıklığı ise, gönül huzuru ile daim olur. başarı ise her daim hem dünya, ...

thomas mann zihin açıklığı

monthlyfitness vücudun, zihin açıklığı, ısı, cinsel istek ve uyku hali gibi pek çok işlevi, 24 saatlik süre içinde, önceden tahmin edilebilen bir ritme göre değişiklik gösterir.

osman pazarlı zihin açıklığı ise şuurun zahmetsiz ve engelsiz olarak bilinmeyenleri çözme kabiliyetidir.

gültekin çetiner özgürlüğümüzle aramızdaki engel zihnimizde oluşturulan öğretilmiş bir çaresizlikten başkası değildir.

bilge anne / zeynep dizmen / zeynep hacıosmanoğlu sürekli olarak bir şeyleri yapmak istiyor, ama yapamıyor musunuz? ....... gâlibâ bedeninizi, ruhunuzu ve zihninizi esaret altına alan, öğrenilmiş çaresizlik kavramına kapılmış olabilirsiniz.

mahmut karakaġ yani hazreti yusuf ....... ken'an ilinde köle olmak mısır'a padişah olmaktan iyidir, dediği gibi, istanbul'un o kadar nimetlerine rağmen yine de urfa'ya yaklaştıkça gözyaşlarını tutamıyor, gözlerinden akan yaşlar, gönlünü coşturuyor ve kendini deli divane ediyordu.

fevzi budak erzurumlu (deli) tahsin

mahmut karakaġ şanlıurfa evliya ve âlimleri vaazı halk arasında çok tutunmuş ve şöhret kazanmıştır. vaazları, deli vaiz diye meşhur olmuş bir vaizden esinlenerek verirdi. vaazlarında çoğunlukla çoşarak ağlardı.

wikipedia deli hüseyin paşa bursa

izzet umut çelik, hülya yazıcı tarihsel serüvende istanbul’un meczup ve delileri

abdülkerim abdulkadiroğlu tanıdığım kastamonu delileri içinde bir veli: deli eşref

fuzuli bayat türk kültüründe deli ve delilik

دولت بهجلي / دەوڵەت باخچەلی / դևլեթ բահչելի / დევლეთ ბაჰჩელი / девлет бахчели / dövlət baxçalı / devlet bahçeli meczubun biri çıkıp kadınlara kocalarından dayak yedikleri için şükretmeleri gerektiğini söyleyebiliyor. bunu diyanet adına yapabiliyor. ne ara bu kadar sapık türedi.

ahmet hakan türkiye cumhuriyeti bari bundan sonra meczuplar memleketi olmasın

can bonomo meczup

nadir ataman siz idare olarak göz yummasanız yol vermeseniz bu meczup bu kadar kaçak bina yapabilir mi?

yıldız ramazanoğlu meczuplar deliler ve dahiler

cumhuriyet iki meczup dün meclis’te arabca ezan okudular

mehmed / hayâlî tekye-i aşkın kadîmî şem bir meczûbudur ey hayâlî ol erin kurbânıdır pervâneler

mehmed / hayâlî hayâlî tekye-i aşkın olup meczûb abdâllar gedâlar gibi geçmek isterem nâm-ı nişânımdan

mehmed / hayâlî sunalda bezm-i ezelde elime bâde-i aşk o bâdeden dahi mestin ne mest-i meczûbum

ömer / nef'î mecnûn ne bilir kâ‘ide-i nâz u niyâzı âşık mı sanır kendin o meczûb-ı mahabbet

aylin başdemir sokaklar ihtiyar köpekler meczup hikâye adamları ve evinde dayak yiyen kadınların yoksunluğuyla yoğuruyorum başkaldırımı.

وانحر ساغير اوغلو / венхар сагироглу / venhar sağıroğlu kimse mükemmel değildir, ama insanların bazısı diğerlerine göre biraz daha fazla arızalıdır.

şanlıurfa halk dilinde beddualar deli olasan dağlara düşesen deli olasan derman bulamayasan

venhar sağıroğlu insanın en mükemmeli bile kusurludur.

süleyman hilmi tunahan aklın inkişafı için rabıta ve zikri kalbi zaruridir.

süleyman hilmi tunahan biz kalbimizi bir an rasülüllah’ın kalbinden kessek, o zamanımızı ölü sayarız. sizlerde öylesiniz, evlatlarım.

venhar sağıroğlu sığırın her istediğini verirseniz kısa sürede yetişir, ama çocuğun her istediği verilirse karakteri zayıf kalır.

süleyman hilmi tunahan öfke insanın aklını örter. o zaman şeytanın avucuna düşer. şeytan da onu istediği yere sürükler. öfkelenmek insanın dinini imanını götürebilir bundan çok korkmalı.

أبو داود سليمان بن الأشعث الأزدي السجستاني / അബൂദാവൂദ് / আবু দাউদ / ئەبووداوود / இமாம் அபூதாவூத் / абу дауд / әбу дәуд / ebû dâvûd süleymân bin el-eş‘as bin ishâk es-sicistânî el-ezdî allah (c.c.) kulun ibâdet etmek maksadıyla kendisini aşırı sıkıntıya sokmasını istemez.

süleyman hilmi tunahan dünya nefsin ve şeytanın tuzağıdır. varlıkta imtihan darlıktan daha zordur. çünkü darlıkta hep allah diyorsun varlıkta aklına gelince söylüyorsun. bu çok tehlikeli.

abu daud / abu dovud / ebu daudi / abu dawood / abu-dàüd / abu dawud / abū dāwūd / ebû dâvûd edeb, haya, insan ahlâkı için en güzel bir ölçüdür. insanın haddini bil­mesi, utanacak bir işten dolayı sıkılıp yüzünün kızarması, büyük bir fazi­lettir.

caner taslaman varlığını yok olanların üstüne inşa etmek ne büyük bir ahmaklıktır!

ebû dâvûd "erkeğin kadına - kadının erkeğe" bakması. çünkü onun da erkeğin vücûdundan beğenip beğenmeyeceği kısımlar olabilir. şayet erkek kadına bakma fırsatını bulamazsa veya bundan sıkılırsa kadını görüp durumunu anlayacak emin bir kimseyi gönderebilir.

süleyman hilmi tunahan akıllı kişi nefsine hâkim olup ölümden sonrası için iş yapandır. aciz (gücü yetmeyen) kişi ise nefsini arzularına tabi kılıp sonrada allaha karşı temennide bulunandır.

ilhan arsel şu muhakkak ki, biz türkler, şeriat bataklığına saplandıktan bu yana özellikle iki güzel niteliğimizi yitirmişizdir ki, bunlardan biri "akılcılık" ve diğeri de "kadına saygı"dır.

இபின் அல் ஹய்தம் / alhacen / alhazen / ibn al-haytham / ebû alî muhammed bin el-hasen bin el-hasen bin el-heysem el-basrî el-mısrî / ibn-i heysem / ibnü’l heysem 1 doğruyu arayan sadece eskilerin yazdıkları üzerine çalışan ve doğal içgüdüleriyle onlara güvenen değil,aksine onlara

इब्न अल-हेथम / イブン・ハイサム / იბნ ალ-ჰაისამი / อิบน์ อัลฮัยษัม / ибн аль-хайсам / 海什木 / ibnü’l heysem 2 olan inancını dizginleyen ve onlardan öğrendiklerini sorgulayan, tartışan ve gözlemleyen, ve doğuştan kusurlu ve bozuk olan insanoğlunun söylemlerine bel bağlamayandır.

ابن الهيثم / αλχαζέν / אבן אל-היית'ם / 이븐 알하이삼 / ഇബ്നു ഹൈഥം / ibnü’l heysem 3 bundan dolayı önceki alimleri araştıran kişinin görevi, eğer ki amacı hakikati bulmaksa, kendini tüm okuduklarının düşmanı olarak görmek ve aklını kullanarak okuduğu içeriğin özüne ve kapsamına

ibnü’l heysem 4 her açıdan saldırmaktır. ve aynı zamanda bunları yaparken kendinden de şüphe duymaktır, ki böylelikle önyargıya ve kayırmaya düşmekten kurtulabilsin.

ebû dâvûd haya: utanmak demektir. kınamayı gerektiren bir söz ve davranıştan dolayı kışının allah a ve insanlara karşı mahcubiyet duyması (kısaca utanması), "haya" sözü ile ifa­de edilmiştir.

ilhan arsel 1 şeriât'ın; insan beynini kemirici, aklı ve mantığı yok edici, düşün gücünü yitirici, yaratıcı zekâyı körletici ve bütün bunlar dışında insan varlığını kul kertesine indirici ve tek bir tümce ile kişiyi uygar gelişmeden önleyici bir

ilhan arsel 2 felâket kaynağı olduğunu anladığım ve şeriât ile beslenen yığınların insanlığa düşman kesildiğini izlediğim andan bu yana, şeriât zihniyetiyle savaşmayı ve türk'ün kafasını ve ruhunu şeriât mikrobundan arınmayı kendime yaşam amacı bilmişimdir.

ebû dâvûd bilindiği gibi, gerçek haya insanın dince, akılca ve örfçe çirkin sayılan şeyleri yapmaktan sıkılması, üzüntü duyması ve yüzünün kızarmasıdır. bunun dışındaki duygu ve düşüncelerden kaynaklanan utanıp sıkılmalar ise, gerçek haya değildir.

ilhan arsel 1 şeriât hükümleri (ve özellikle kur'an ayetleri) arasındaki çelişkilerin yarattığı en sakıncalı sonuç, insan beyninin körlenmesi, düşünme gücünün yitirilmesi ve bu nedenle kişinin fikren gelişemez,

ilhan arsel 2 akılcı yönde iş göremez durumlara sürüklenmesi şeklinde kendisini belli eder. müslüman halkların 1400 yıllık bitmeyen gerilikleri, yaratıcı zekâ ve düşünme gücünden yoksunlukları, bunun en belirli kanıtıdır.

ebû dâvûd deli, çocuk ve kölenin mal üzerindeki sözlü tasarrufları geçersizdir. bu konuda âlimler görüşbirliği halindedir. sefeh veya borçluluktan dolayı hacr uygulanıp uygulanamayacağı ise ihtilaflıdır.

ebû dâvûd sefeh: aklı başında, temyiz kudreti yerinde olmasına rağmen malı üze­rinde akıl, mantık ve ekonominin gereklerine göre tasarrufta bulunamaya­nın halidir. bu durumda olan kişiye de "sefih" denilir.

hilâl aydın toplumsal cinsiyet ve estetik özerklik bağlamında türk edebiyatında delilik ve kadın

meltem narter deliligin sosyal temsilleri

caner taslaman kur’an'ın içinde aklı aşan unsurlar vardır ama akla aykırı unsurlar yoktur.

süleyman hilmi tunahan biz akla ve zekâya kıymet vermeyiz. salıverdin mi evinin yolunu bulabilecek kadar aklı olsun kâfidir.

yunus emre ne âkilem ne divâne

ശൈഖ് ഇദ്ബലി / шеик едебали / sheikh edebali / şeyx ədəbalı / şeyh edebâli bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.

ebû dâvûd bu kimseler, ....... zikirden uzak yerlerde geçirip de cennetin daha yüksek makamlarına erişemedik­leri için üzüntü ve pişmanlık duyacaklar ve cennette iken bile bu sıkıntı ve pişmanlıkları devam edecektir. binaenaleyh cennet halkının yegâne sı­kıntısı bu olacaktır.

süleyman hilmi tunahan fenalık cahillikten doğar hastalıklar kötülükler hep aynı noksanlıktan ileri gelir. fakat tedavi ile hastalara şifa verilebilir; terbiye ile kötüler iyi edilebilir; okumak yoluyla da bilgisizlere bilgi verilmiş olur.

ümmü mühenned eşlerini ve çocuklarını allah yolunda kaybeden değerli kardeşlerim, faziletli annelerim. ey sevdiklerini allah yolunda kaybeden kardeşlerim. ....... hüzünleri mutluluğa, sıkıntıları sebata ve fedakarlığa çevir.

venhar sağıroğlu akıl okulu

şeyh edebâli ey oğul bölmek bize, bütünlemek sana

venhar sağıroğlu dünyayı cennete çevirecek güç sevip sevip sevilmemekten ben de bıktım ne bu dünyayı ne sevmeyi ne de sevilmemeyi anlayabildim yaradan böyle bir bütün olarak yaratmışken nasıl oluyor bu anlayamadım anlatamadım nerede ayrıldığını

ümmü mühenned bil ki dünya bir saattir. onu ehline bırak itaate sarıl. ebedi cennetlerde bütün sıkıntılar erir ve rabbimizin rızası ile mutlu olursun.

venhar sağıroğlu canım çıkacak can sıkıntılarından sıkılarak izliyorum hayatı, insanları bırakıp gidesim var her şeyi öylece olduğu gibi veda etmeden sessizce gidesim var var olmamla olmamanın arasında sessizce gidesim var dedim ya canım çıkacak can sıkıntısından

ümmü mühenned sıkıntılardan kurtulmak sıkıntı ile birliktedir.

venhar sağıroğlu yürek yorgunu

emine sonnur özcan biruni, aklı başında olan insanların, mutluluk veren kalıcı işlerden zevk aldıklarını; bu yolda insanın tutkusunun gittikçe artacağını; kalıcı olmayan bedeni ve maddi zevklerin ise elem ve ızdırapla yanyana olduğunu ifade etmiştir.

hüseyin dedekargınoğlu terörle, kan döküp kelle koparmakla, köle pazarlarıyla, geri kalmışlıkla, sefaletle, fakirlikle, kötü yönetimlerle, haksızlıklarla, zulümle ....... görgüsüzlükle vb. özdeşleşen islâm imajı; hüseynî islâm’ı terk etmenin hüzünlü ve can sıkıcı sonucudur.

süleyman hilmi tunahan allahtan fazl ve ihsanını isteyiniz. şüphesiz allah kendisinden birşey istenmesini sever. ibadetlerin en üstünü sıkıntı halinde kurtuluşu sabırla beklemektir.

cnnturk uzmanlar tarafından genel olarak bipolar bozukluğun 11 belirtisi var: 1) bozulmuş yargı 2) dikkat dağınıklığı veya can sıkıntısı .......

süleyman hilmi tunahan evlatlarım! bu yol allah’ın yolu, resulünün yolu, ashabının yoludur. bu yol sıkıntılar ile doludur. bu yolda yürürken ayağımıza diken batmazsa biz bu yolumuzdan.

mehmet kaçar her taraf tuzaklarla ve tehlikelerle doludur. bu durum da ebeveynler açısından hem çok can sıkıcı hem de çocuklarının üzerine çok düşmek zorunda kalmalarına neden olmaktadır.

süleyman hilmi tunahan bir mü’minin yaşayışının sıkıntılı olması, âhiretinin sıkıntısız geçeceğine alâmettir.

hüseyin taşkın can sıkan haberler

سليمان حلمي طوناخان / süleyman hilmi tunahan kuduri okunan bir yerde harp, zelzele, yangın olmaz ve okuyan kimse dünya ve âhiret sıkıntısı çekmez.

muhammed bin abdullah şaraba, onu içene, sunana, satana (ve alana), onu (üzümden) sıkıp çıkarana, onun sıkılıp çıkarılması için emir verene, taşıyıcısına, kendisine getirilen kimseye allah lanet etsin.

kur'an / allah / tanrı - çev : edip yüksel onlar halkın göğsüne fısıldarlar.

kur'an / allah / tanrı - çev : ibni kesir kalbi imanla dolu olduğu halde zorlananların dışında, her kim; imanından sonra allah'ı tanımayıp küfre göğüs açarsa; işte allah'ın gazabı onların üzerinedir. ve onlar için büyük bir azab vardır.

kur'an / allah / tanrı - çev : seyyid kutub sabret, sabretmeyi ancak allah'ın yardımı ile başarabilirsin; onlar için üzülme, çevirdikleri entrikalar ve kurdukları tuzaklar sakın canını sıkmasın.

kur'an / allah / tanrı - çev : abdulbaki gölpınarlı gerçekten de biz insanı sıkıntı içinde yarattık.

kur'an / allah / tanrı - çev : gültekin onan ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi.

أسامة بن لادن / οσάμα μπιν λάντεν / ኦሳማ ቢን ላዲን / ಒಸಾಮಾ ಬಿನ್ ಲಾಡೆನ್ / ওসামা বিন লাদেন / osama bin laden / ուսամա բեն լադեն / 賓拉登 / usame bin muhammed bin avad bin ladin her birimiz kendi garnizonunu korusun ve topraklarımıza girenleri öldürerek göğüslerimize şifa olsun.

ekrem hicâzi ancak şu ana kadar, suriye halkının tarif edilmesi güç dayanıklılığı, sertliği, direnç ve inatçılığına ilişkin kati bir izah bulamadım.. öyle ki, bu halk alışılmamış bir sistemin zorbalığına göğüs geriyor…

الدولة الاسلامية / イスラム国 / l'état islamique / islamic state / islamischer staat / islam devleti allah azze ve celle bu ümmeti imtihan etti. bu ümmet bu sınavda sabrı ve gayreti terk etmedi. şirk ve müşriklerden uzak durdu. tağutların onca baskı ve işkencelerine göğüs gerdi.

paulus / pavlus bunun için rabbimiz'e tanıklık etmekten de o'nun uğruna tutuklu bulunan benden de utanma. tanrı'nın gücüyle müjde uğruna benimle birlikte sıkıntıya göğüs ger.

paulus / pavlus mesih isa'nın iyi bir askeri olarak benimle birlikte sıkıntıya göğüs ger.

paulus / pavlus ama sen her durumda ayık ol, sıkıntıya göğüs ger, müjdeci olarak işini yap, görevini tamamla.

kur'an / allah / tanrı - çev : muhammed esed o halde sıkıntılara göğüs ger: allah'ın (kıyamet günü ile ilgili) vaadi kesinlikle doğrudur. öyleyse, tam bir iç tatminine ulaşamayanların senin zihnine şüphe tohumları ekmelerine izin verme!

kur'an / allah / tanrı - çev : cemal külünkoğlu elbette ki sıkıntılara göğüs gerenlere mükâfatları hesapsızca verilecektir!

kur'an / allah / tanrı - çev : cemal külünkoğlu allah sıkıntılara göğüs gerenleri sever.

kur'an / allah / tanrı - çev : ibni kesir işte bu topluluk, sizinle beraber göğüs gerenlerdir. rahat yüzü görmesin onlar. muhakkak cehenneme gireceklerdir.

kur'an / allah / tanrı - çev : ahmet varol iyi bilin ki onlar ondan gizlenmek için göğüslerini bükerler.

kur'an / allah / tanrı - çev : kadri çelik ancak sizinle aralarında anlaşma bulunan bir kavme sığınanlar veya ne sizinle ne de kendi kavimleriyle savaşmak istemediklerinden göğüsleri daralarak size gelenler bundan müstesnadır.

kur'an / allah / tanrı - çev : edip yüksel ancak aranızda anlaşma bulunan bir topluluğa katılan, yahut sizinle veya kendi halkıyla savaşmaktan dolayı göğüslerinde sıkıntı duyarak size gelenler hariç.

meryem aydın yol kesip göğüs sıkmak taciz değilmiş! o zaman hakim ve savcıların kızlarına hücum.

university of california / california üniversitesi göğüsleri sıkmak kadınlarda kanseri önlüyor

kizlarsoruyor kızlar memelerinizi fazla sıkmak yoğurmak zararlı mı sarkmasına mı neden olur ?

kizlarsoruyor erkekler neden kızların göğsünü sıkar?

uludagsozluk meme sıkmak

alkislarlayasiyorum düğünde gelinin meme ucunu sıkma geleneği

إيلخان أرسل / ilhan arsel oruçlu mümin bir kişi kadınlarının her tarafından yararlanmak olanağına sahip bulunduğu halde onların avret yerine dokunamaz daha başka bir deyimle kadınlarını öpebilir, dillerini emebilir, göğüslerini elleyip sıkabilir fakat cinsî münasebette bulunamaz.

ibrahim bilgen panik atak hatta bu nedenle bazı kişilerde, göğüs daralması, hatta kalp krizi ile karışacak düzeyde şiddetli göğüs ağrıları olur.

adil ramazanoğlu cin çikarma uykusuzluk göğüs daralma

merve tunay dünya panik atak kişiden kişiye değişir ama genellikle kalp çarpıntısı, göğüs ağrısı ya da göğüs sıkıntısı, nefes darlığı ya da boğulacakmış gibi olma, terleme, titreme, bulantı ya da karın ağrısı, üşüme ya da ateş basması, uyuşma ve karıncalanmalar, baş .......

kizlarsoruyor ip atlarken göğüs sıkıntısı?

ankara üniversitesi - 279. cilt - sayfa 562 - 1973 kalbi adeta bir kıskaçla sıkılmış gibi ağrıya kadar varan bir ıztırap, göğüs sıkıntısı (angoisse precordiale ) içindedir. şiddetli iç sıkıntılarda sık sık işeme ve hatta idrar kaçırma, büyük aptes sıkıntısı, baş dönmesi ve ......

ziyâüddîn / hâlid ilim, hilim, adâlet ve fadl, ma’rifet ve kemâli, akıl anlayamayıp, hayret içre kalıyor.

muhammed bin abdullah bir kimseye deli denmedikçe, onun îmânı temâm olmaz!

باولو كويلو / পাওলো কোয়েলহো / パウロ・コエーリョ / 科爾賀 / ಪಾವ್ಲೊ ಕೊಯೆಲೊ / πάουλο κοέλιο / פאולו קואלו / пауло коэльо / պաուլո կոելիո / paulo coelho de souza you have two choices: to control your mind or to let your mind control you.

paul-michel foucault the soul is the prison of the body.

سعيد النورسي / சைத் நுர்சி / സയിദ് നൂർസി / саид нурси / সাইদ নুরসি / саїд нурсі / סעיד נורסי / said okur / seid nûrsi / seîd nûrsî / seîdê nûrsî / seîdê kurdî / saïd nursî / said nursî bu dünya tecrübe meydanıdır. akla kapı açılır, fakat ihtiyarı elinden alınmaz.

said nursî doğuyu ayağa kaldıracak din ve kalbdir. enbiyanın ekseri şarkta ve hükemanın ağlebi garpta gelmesi kader-i ezelînin bir remzidir ki, şarkı ayağa kaldıracak din ve kalbdir, akıl ve felsefe değil.

said nursî kur'an kalblere kuvvet ve gıdadır, ruhlara şifadır. gıdanın tekrarı, kuvveti arttırır.

said nursî ey şan ve şerefi, nam ve şöhreti isteyen adam! gel, o dersi benden al. şöhret ayn-ı riyâdır ve kalbi öldüren zehirli bir baldır. ve insanı insanlara abd ve köle yapar. o belâ ve musibete düşersen اِنَّ لِلّٰهِ وَ اِنَّ اِلَيْهِ رَاجِعُونَ de, o belâdan kurtul.

selim bingöl abdülhak hâmid tarhan’ın “makber”i “makber”in “bir şiir, fakat kafiyeli” oluşu hâmid’in canını sıkar. aslında bizim de canımız sıkılır. çünkü, yukarıdan beri “makber”in şiir olmadığı vurgulanıp, burada “fakat”lı da olsa şiir kabul edilmesi, mukaddimenin .......

selim bingöl ahmet hâşim’in “göl saatleri” “mukaddime”nin hayat ile muhaberesi yoktur. canı sıkkın “mukaddime” ferahlamak için “havz-ı hayale” dalmıştır.

selim bingöl ahmet hâşim’in “göl saatleri” yeryüzü insansız daha canlı, daha renkli, daha hayat vericidir. insanın varlığı, bu muazzam kompozisyonda can sıkıcı bir şerhtir.

bilal işgören hiç olmadık bir anda, hiç olmadık bir yerde sebepsiz sıkışan bir kalbimiz var. o ana kurulu sanki sıkıntılar.

said nursî merak, ilmin hocasıdır. ihtiyaç, medeniyetin üstadıdır. sıkıntı, sefahetin muallimidir.

said nursî en bedbaht, en muzdarib, en sıkıntılı; işsiz adamdır. zira atalet ademin biraderzadesidir; sa'y, vücudun hayatı ve hayatın yakazasıdır.

said nursî sıkıntı, sefahetin muallimidir. ye's, dalalet-i fikrin; zulmet-i kalb, ruh sıkıntısının menba'ıdır.

ilber ortaylı ilmin ve sanatın yüzde 70'i pösteki saymak gibi sıkıntıdır, yüzde 30'u keyifle yapılır ancak.

հերման հեսսե / هرمان هيسه / έρμαν έσσε / герман гессе / הרמן הסה / हरमन हेस / hermann karl hesse rahatlığın sona erip sıkıntının başladığı yerde, yaşamın bize vermeyi amaçladığı eğitim başlar.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî bütün zorlukların, bütün sıkıntıların, neşelerin, her türlü işin, gücün aslı, temeli aşktır. fakat gönlün ne olduğunu bilmeyen, saçma, sapan sözlere takılır kalır.

aziz nesin türk insanlığın %60'ı aptaldır.

aziz nesin bu demek değil ki türk halkını sevmiyorum ve bütün türkiye aptaldır. zeki olmanın koşulları vardır. örneğin bu halk sağlıklı besleniyor mu? protein alıyor mu? domuz eti yiyor mu?

aziz nesin et yemek şart. ama domuz yerse akıllılık eder.

nihad bəhram / mustafa nihat behramoğlu / nihat behram yeryüzünün en sempatik ve en zeki yaratıklarından olan bu hayvancığa karşı müslüman ve musevi âleminde insanlara daha çocukluk yaşından kin, nefret ve iğrenme duygusu aşılanır.

said nursî başımdaki saçlarım adedince başlarım bulunsa ve her gün biri kesilse, zındı­kaya ve dalâlete teslim-i silah edip, vatan ve millet ve islâmiyete hıyanet etmem. hakikat-ı kur’ân’a feda olan bu başımı zâlimlere eğmem!

paul-michel foucault her zaman akıllı değildim, okulda gerçekten çok aptaldım.

emine eroğlu

  1. söz | (4) nizamı tercih eden güzel ahlâklı, akıllı kardeşin emniyetli yolculuğu ve çözdüğü tılsım

muhammed bin abdullah kişinin dini aklıdır, aklı olmayanın dinide yoktur.

헤르만 헤세 / ヘルマン・ヘッセ / ჰერმან ჰესე / ಹರ್ಮನ್ ಹೆಸ್ಸೆ / ഹെർമൻ ഹെസ്സെ / ஹேர்மன் ஹெசே / 赫曼赫塞 / 赫尔曼·黑塞 / แฮร์มันน์ เฮสเซอ / hermann karl hesse nasıl ki delilik yüksek bir anlamda tüm bilgeliğin başlangıcıysa, şizofreni de tüm sanatın, tüm düşlerin başlangıcıdır.

ثمود / самуд / 賽莫德人 / சமூது / ഥമൂദ് / tsamud / tsamūd / themudi / thamūd / thamud / semûd - çev : abdullah parlıyan bizim gibi bir insana mı uyacağız? o zaman biz apaçık bir sapıklık ve delilik etmiş oluruz.

semûd - çev : celal yıldırım bizden bir adama mı uyacağız ? o takdirde biz, sapıklık, sıkıntı ve delilik içinde kalırız.

semûd - çev : ahmet tekin içimizden, gücünden korkulmayan zavallı bir insana mı uyacağız? o takdirde biz apaçık bir yanılgıya düşmüş, ahmaklık ve delilik etmiş oluruz.

جاك دريدا / ζακ ντεριντά / ז'אק דרידה / жак деррида / ジャック・デリダ / jackie élie derrida / jacques derrida michel foucault, bize dünyanın delilik bunalımları dediği şeyle tuhaf bir karışım halinde, akıl bunalımlarının da olduğunu düşünmeyi öğretiyor.

said nursî deli adama "iyisin, iyisin" denilse iyileşmesi, iyi adama "fenasın, fenasın" denilse fenalaşması nâdir değildir.

ميشال فوكو / μισέλ φουκώ / মিশেল ফুকো / מישל פוקו / मिशेल फूको / միշել ֆուկո / ミシェル・フーコー / ಮಿಶೆಲ್ ಫುಕೋ / paul-michel foucault insanlar öyle kaçınılmazcasına delidir ki, deli olmamak deliliğin bir başka biçimiyle deli olmaktır.

ömer zülfü livanelioğlu / zülfü livaneli insanlar delidir! dedim.neyi niçin yaptıklarını bilmezler. beyinlerinde bir diktatör vardır, onları hormonları yönetir ama bunun farkında olmazlar, kendi iradeleriyle davrandıklarını sanırlar.

ميلاني مارتنيز / мелани мартинес / μέλανι μαρτίνεζ / 梅蘭妮·馬丁尼茲 / մելանի մարտինես / מלאני מרטינז / 멜러니 마르티네스 / melanie adele martinez all the best people are crazy

paulo coelho de souza kendi dünyasında yaşayan herkes delidir. şizofrenler, psikopatlar, manyaklar. yani başkalarından farklı olanlar.

said nursî sizin akıllılık dediğinizin çoğunu ben akılsızlık biliyorum. o çeşit akıldan istifa ediyorum. "bütün insanlar delidir. ve fakat, deliliği hayal ölçüsünce farklıdır." kaidesini sizlerde görüyorum” demiştim.

süleyman kösmene akıl ne zaman şaşırtır?

mevlânâ celâleddîn-i rûmî senin kadrin, rütbense akılların anlayacağı dereceyi çoktan geçti. akıl, seni anlatmada şaşırdı, aciz kaldı. gerçi bu akıl, anlatmada aciz oldu ama yine de acizcesine anlatması gerek.

söz - yavuz karasu ( tolga sarıtaş ) kalp aşık olur, akıl aciz kalır.

меxмед кыркынжы / mehmed kırkıncı insan henüz ruhunun mahiyetini idrak edebilmiş değildir. kendi mahiyetini idrakten bile aciz olan aklın, metafizik alemini anlamada ne derece aciz kalacağı açıktır.

kemal erol hâmid, “makber”de her an değişen fikir ve his buhranı içindedir. “makber”in büyük temlerinden biri olan sır ve gerçekler karşısında aklın acze düştüğü fikri, manzumenin dokusunu oluşturur. aklımız ermiyor hayata ki biz, edelim mevtin aslını idrâk

muhammed sıddık hekim allahü zülcelâl insan oğluna öylesine harika kalb cihazları vermiştir ki, bunun karşısında idrakten akıl aciz kalır.

mehmed kırkıncı onun hilkatindeki garabeti ve mahiyetindeki ulvîyeti düşünmekte akıl aciz kalıp, hayrete düşmektedir.

hasan ovak dünyadaki onca güzele inat, gülüşünde düğümlenir kâinat, yaratanın sırrı sendeki sanat, akıl âciz, fikir âciz, öz âciz.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî edinilmiş akıl dışarıdan eve akan bir ırmağa benzer. eğer yolu üzerinde bir engel olursa aciz kalır.

misli baydoğan bazen gönül yenik düşer, akıl aciz kalır, beden sürüklenir.

بختیار وهابزاده / বখতিয়ার ভাহাবযাদেহ / ბახტიარ ვაჰაბზადე / бахтияр вахабзаде / бахтијар вагабзаде / бахтіяр вагабзаде / bakhtiyar vahabzadeh / vahabzadə bəxtiyar mahmud oğlu / bahtiyar mahmud oğlu vahapzade allah’ın verdiği bu aciz akıl o’nu derk etmeye bize yeter mi?

harun yahya / adnan oktar akıllı bir insan ise bu kimselerin, akıldan tamamen yoksun olduklarını çok açık bir biçimde görebilir. ve bu insanların, kendi zannettiklerinin aksine, aslında ne kadar aciz bir durumda olduklarını anlayabilir.

bilal işgören zaman derde düşünce; idrak, akıl, kalp güçsüz kalır.

faruk nafiz çamlıbel derdime dert ekledim ellerin kederinden, tek ruhumun azabı değildi gördüğümüz... nasıl yalnız âhımla kımıldardı yerinden binbir açık sesinden güç ürperen tüyünüz?

faruk nafiz çamlıbel geçer diye sürekli bir sıtma kalbinizden göğsüme ıstırabı tunç alevlerle yazdım, uğrunuzda can veren bir esir gibi sizden bir alkış almak için neler bağışlamazdım!

bahtiyar vahapzade bin kitap söz yazarız kalbi uslandırmak için, kafidir bir acı söz, bin kalbi kırmak için...

bahtiyar vahapzade bir dileğe ben calandım kah kazandım, kah talandım. ömrüm boyu haçalandım akıl başka, yürek başka.

բախտիար վահաբզադե / bəxtiyar vahabzadə / bahtiyar vahapzade babək söy köküylə bizdən deyilmiş, xətai islamı ikiyə bölmüş,

bahtiyar vahapzade şair-fikirlerin çırpınan seli şair-heqiqetin müğennisidir. şair-tebietin danışan dili şair-cemiyyetin üsyan sesidir.

arno gruen toplumumuzdaki gerçekten zayıf kişiler, acı çekenler değil, acı çekmekten korkanlardır.

bilal kuşpınar akıl, belki dünyayı anlamada yeterli olabilir ama dini anlamada ve derinliklerine inmede, yarı yolda kalabilir ki, mevlânâ da bu görüştedir.

ミシェル・ド・モンテーニュ / მიშელ დე მონტენი / 미셸 드 몽테뉴 / 米歇爾·德·蒙田 / мишель де монтень / мишел де монтењ / mišel de montenj / mišelis de montenis / michel eyquem de montaigne bir amaca bağlanmayan ruh yolunu kaybeder. çünkü her yerde olmak hiçbir yerde olmamaktır.

μισέλ ντε μονταίν / מישל דה מונטן / միշել դը մոնտեն / မွန်တိန်း အမ်၊ အီ / ሚሸል ደ ሞንታኝ / ميشيل دي مونتين / মিশেল দ্য মন্টেইন / michel eyquem de montaigne başkalarının bilgisiyle bilgin olabilsek bile, ancak kendi aklımızla akıllı olabiliriz.

orhon murat arıburnu bacak bacak üstüne atma, ortadan ayırma saçlarını, gülerken deli edersin, gülme.

esin kumlu eserleri ve kimliği adeta bir fantezi ve mite dönüştürülen amerikan şair ve yazar sylvia plath, edebiyat dünyası tarafından “deli dahi” olarak damgalanmıştır. dolayısı ile sylvia plath ismi şizofreni, delilik, travma ve belirsizilik ile özdeşleşmektedir .......

gay a. bradshaw - çev : cemcb ne yazık ki; hayvan deliliği, aynen hayvanların kendisi gibi, bilim ve bilim adamlarının esiri.

gülşen kocatürk ideolojinin kavşağında bir kavram: delilik

emre önkibar delilik ve devinim üzerine

edebiyatvesanatakademisi orhan seyfi orhon hayatı edebi kişiliği şiirleri hayali aşklarının dünyasında yaşayan şair hayatın karamsarlık veren sıkıntı ve buhranlarından kaçarak şiirlerinde yarattığı, bu hayali aşk ve beşeri sevgililerin yaşandığı, melankolik dünyaya kaçmıştır.

istiraki ona göre, bütün sıkıntıların ve yoksullukların müsebbibi hükümdarlardı. bu sav sadece gülünç değil, aynı zamanda fazlasıyla da zararlıdır. bay heinzen, kıt akıllı ve iktidarsız kukla alman prenslerine onlara bu akıl almaz, olağanüstü ve şeytansı kadiri mutlaklığı .......

orhan saat, selçuk yaşar olayı duyarak efes çarşısı’na gelen pınar yaşar, 5 yıl yanında çalışıp 8 ay önce de ayrıldığı özden’in sıkıntıları bulunduğunu, bunları kimseyle paylaşmadığını anlattı.

yusuf kanlı sülün osman toplumu, çiftlik bank / mehmet aydın, açıkgöz....... şimdi bu adam mı çok akıllı, diğerlerinde akli bir sıkıntı mı var, siz karar verin.

radikal amcası demirel’i sıkıntıya sokan yahya demirel hayali ihracattan cezaevine girdi.

khâlid-i baghdâdî / مولانا خالد شهرزوری / халид багдади / ebu’l-beha ziyauddîn xalid bin ehmed bin husên eş-şehrezûrî el-kurdî / mevlânâ ziyâüddîn hâlid-i bağdâdî osmânî / hâlid bin ahmed bir kefendir âkıbet, sermâye-i beğ ve fakîr, varlığa mağrur olan, mecnûn değil de, yâ nedir?

tayfun atay akgündüz’ün ticari biyografisine bakan biri, iki yıl öncesinde ekranlarda, internette, bilbordlarda mevcut iktidarla da can ciğer kuzu sarması izlenimi verircesine nasıl boy gösterdiğine akıl sır erdiremez.

dilek kartal kimse kimseyi boğazlamadı gidelim bakalım, cinnet getirene kadar yolu var sıfır kalibrede ölüm

salih özkılınç cezaevi yönetimine başvuran parsadan, canının sıkıldığını ve yanına konuşabileceği bir hükümlü verilmesini istedi. ancak bu kişi 5 gün sonra cezaevi yönetimine başvurup, ‘‘bu adam çok konuşuyor. beni buradan alın’’ deyince parsadan yine yalnız kaldı.

dilek kartal gece saklıyorsa hâlâ cinnetleri, cinayetleri ay, çıldırıp da düşmüyorsa gök kubbeden,

ümit sayın arandığımda ekranda 155 numarası gördüm. saatlerce bütün bankaları dolaştım. artık bu durumdan canım sıkıldı ve cebimde kalan son 11 bin tl’yi de yatırmak istedim ancak istemediler. ‘şu an emniyete yardım ediyorsunuz’ dediler. sürekli güven verdiler.

dilek değerli kanayan köklerini kesen kaktüs gibi döktü cinnetini ormanın üstüne.

michel eyquem de montaigne çatabilirsen önce fikirlerime çat; sonra bana.

dilek akın bak, cinnetin rengi cennetten daha güzel bu hikâyede.

jean-paul charles aymard sartre işverenin görevleri konusunda uzun konuşmaları oldu, mösyö fleurier ona sahipliğinin bir hak değil bir görev olduğunu anlattı: “işverenlerle işçilerin çıkarları karşıt olsaydı,” dedi, “sınıf kavgalarıyla gelir bizim canımızı sıkarlardı."

dilek kartal sırtımıza küçücük de olsa gece yanığı bizi artık bir cinnet bassın

അബൂ ഹനീഫ / אל נעמאן בן ת'אבת אבו חניפה / îmam-i azam ebu hanefî / abu hanifa / abu hanifah / abu hanifa noʻʼmon ibn sobit al-koʻfiy / imâm-ı âzam / ebû hanîfe / ebû hanîfe nu‘mân bin sâbit bin zûtâ bin mâh hesapsız olarak kalbî zikir yap. çünkü, kalbî zikir rûhun hayatıdır.

ziyâüddîn / hâlid akıl o’nu övmekte çok sıkıntıya düştü, maazallah mümkün mü, o bu kadar anlıyor.

orhan seyfi orhon yaşlılık gerçi biraz can sıkıcı, hele düşkünlük acı,

ziyâüddîn / hâlid ayağın öpmek aşkı, feleği mecnûn etti; bunun için dâima, böyle dönüp duruyor.

أبو حنيفة النعمان / nu‘mân bin sâbit şu adinin bayağısı olan dünyayı hep hakir gör, geçici olduğunu aklından çıkarma. allah katında olanın daha hayırlı ve daha kalıcı olduğunu unutma.

rıdvan turhan charles p. kindleberger, cinnet, panik ve çöküş: mali krizler tarihi

zeki coşkun ankara’dakilerden, politika oyunundan da, esnafından da iyice soğumuş durumda, olan bitenleri can sıkıntısı ve kayıtsızlıkla izliyor.

carl. i. cohen - çev : hakan atalay ibranicedeki delilik sözcüğü genellikle peygamberleri ve onların eylemlerini anlatmak için kullanılır. kanıtlara bakılırsa, peygamberler müzik ve dans aracılığıyla kendilerini bir cinnet durumuna sokar, bu sırada kehanetlerini açıklarlardı.

nu‘mân bin sâbit halis itikad ve niyetten başka, kalbinden her şeyi çıkar. bozuk niyetleri terk et. zira, bütün kötülükler bozuk niyetlerdendir. allah teâlâ kişinin doğru niyetine bile sevap verir.

alper evrensel cinnet bir savunma mekanizmasıdır. ruhsal sistem aşırı basınç altında kaldığında cinnet hali ortaya çıkar. aşırı stres altında olup bu stresi yönetmeyi beceremeyen insanlar cinnet getirir.

abdulnasır yiner medresetü’z zehra günümüz sıkıntılarını ortadan kaldırır.

dilek akın ertelenmişse cinnetin makul rejimi, döl yolundan dönüşsüz ağızda buruşturulmuş bir bilet.

nu‘mân bin sâbit ehl-i sünnet vel cemaat’in mezhebini tut, ehl-i bid’atın mezheblerinden sakın. hatta, kitaplarını dahi okuma. kelamcıların sözleri aklı bozar, bid’at ehlinin sözleri ise kalbi bozar.

bengü özsoy içimde bir kaan var ki dillere destan içimde üremesini tamamlamamış bir aşk, bir seks, bir cinnet bir de intihar süsü verilmiş cinayet

jon ronson the psychopath test: a journey through the madness industry

dilek değerli ruhu van gogh’un renklerinde yangın aklı cam kırıklarında cinnet.

cheryl frances-hoad the madness industry

filiz bedük her doğan ölmeye başlar definler çoğaltan cinnetli nokta suretini parçalar yalnızlığın

michel eyquem de montaigne bizi yöneten, dünyayı ellerinde tutan kimselerin bizim kadar akıllı olması yetmez. bizden çok üstün değiller ise bizden çok aşağı sayılırlar.

dilek kartal bana ter basması, ateş basması, bana cinnet anti bakteriyel sarılıp boynuma eller diyorum, sarılıp boynuma bileğime son moda

bertrand arthur william russell akıllılar hep kuşku içindeyken aptallar küstahça kendinden emindir.

nilgün marmara cinnet koyun erdemin adını maskelerinizi kuşanıp yalanlarınızı çoğaltın hepiniz mezarısınız kendinizin

աբու հանիֆա / আবু হানিফা / ئىمام ئەبۇ ھەنىفە / アブー・ハニーファ / ابو حنیفہ / абу ханифа / абуҳанифа нуъмон ибни собит / 阿布·哈尼法 / అబూ హనీఫా / აბუ ჰანიფა / abû hanîfa / imomi aʼzam / imâm-ı âzam / ebû hanîfe ipek ve ipek karışımı elbiseleri giyme, ahmaklığa yol açar.

aylin başdemir bir cinnet eşiğinde kaldı cümle alemin bakışları.

ياروسلاف هاسيك / γιάροσλαβ χάσεκ / ירוסלב האשק / იაროსლავ ჰაშეკი / 雅洛斯拉夫·哈謝克 / jaroslav hašek gerzek numarası mı yapıyorsun, yoksa gerçekten gerzek misin, hâlâ anlamış değilim!

özkan mert bazen cinnet geçirir, keser boğazını karısının ve çocuklarının sonra gider çay bahçesinde polisi bekler.

ayşen erman / آیشن گرودا / ayşən qruda / ayşen gruda gerzek ve manyamış kelimelerini ben buldum ama bir tek o gün kullandım bir daha kullanmadım.

yunus emre niçe bir tecrîd ü tefrîd ü mücerred-münferid niçe bir cinnî vü insî yâ niçe şeytân olam

morgan rice gerzek adam sırıtarak ona doğru sanki avlanmaya gelen bir yaratık gibi gelirken godfrey'in kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu.

eksisozluk gerzek

sinemalar gerzek şaban

zekatesti zeka geriliği nedir?

recep tayyip erdoğan sen geri zekâlı mısın?

elif torun “ismim aydın zeki,” dedi gözlüklü, ergenlikten çıkamamış gibi görünen aşırı sivilceli ikizlerden birisi heyecanlı heyecanlı karşıhda dururken. adının aydın olduğunu söyleyen ikiz, suratı kendisinin tamamıyla aynısı olan ikizini gösterdi. “bu da kardeşim, geri zekâlı.”

bir türk yetkili erdoğan'ın danışmanları bir grup gerizekalı ve dalkavuk

pınar altuğ atacan ah şu her şeyi bildiğini sanıp hiçbir şey bilmeyenler, gerizekalı olduklarını bir anlasalar!

jaroslav hašek yaptığın işin sonuçları hakkında en küçük bir fikrin yok. sana geri zekâlı demenin de bir anlamı kalmadı artık, salaklığını tarif edecek söz bulamıyorum, be adam!

rıza genceli biliyorduk seni karanlık kafalı fetva verir kanar geri zekalı yalanla doludur hep hürafalı senin suçun yok bilmeyen geri zekalı.

இப்னு சீனா / ఇబ్నె సీనా / იბნ სინა / 伊賓斯拿 / ኢብን ሲና / 伊本·西那 / იბნ სინა / ಅವಿಸೆನ್ನ / 이븐 시나 / ഇബ്നു സീന / အာဗီဆန်နာ / ᱮᱵᱷᱤᱥᱮᱱᱟ / אוויצענא / hüseyin bin abdullah / ibn sīnā dünya bir eğlence ve oyun yeri değildir.

جوكيه ليانغ / جۇگىلىياڭ / จูกัดเหลียง / ជូគ័រលាង / чжугэ лян / ཀྲུའུ་ཀོ་ལིའང་། / 诸葛亮 / 诸葛亮 / 諸葛亮 / 제갈량 / 諸葛亮 / chu-kat liōng / zhuge liang akıllılar dövüşmeden önce kazanırlar, cahiller kazanmak için dövüşürler.

ابن ابی صادق / ibn abi sadiq / ibn sadık طبیب حقیقی آن است که معالجت کند نفس خود را به فضائل انسانی، و از امراض رذایل هیولائی را از هیکل نفس خویش بزداید.

tuğsan yılmaz işçi kaza sonucu yaşadığı acı ve psikolojik sıkıntılar için, eğer işçi ölmüş ise yakınları, yaşadıkları üzüntü için manevi tazminat davası açabilir.

mehmet selim arık işçi-işveren ilişkileri, insan ilişkilerini, insan ilişkileri de insan haklarını oluşturur. islâm’ın hedefi, belli bir kesimin refah veya sıkıntı içinde olmasını değil, toplumsal gelir ve sıkıntının birlikte ve adil bir şekilde paylaşılmasıdır.

muammer murat işyerinde birim değiştirilmesi gerçek bir ihtiyaç veya gebelik dolayısıyla iş hafifletme değilde sıkıntı çıkarmak ise bu konuda mobing den bahsedilebilir. bu baskı sonucu kişinin istifası halinde kıdem tazminatını alarak ayrılması söz konusudur.

mevlânâ celâleddîn-i rûmî her şeye doğru demek ahmaklıktır. fakat her şeye yanlış diyen de zorbadır.

heinze akıllı olan çoğu şeyi bilir, aptal olan her bildiğini söyler.

nu‘mân bin sâbit gençliğinde hep ilimle uğraş. çünkü gençlik, gönlün ve zihnin boş ve temiz olduğu andır.

орxaн сейфи орxон / orxan seyfi orxon / orhan seyfi orhon benim iddiam: vezin, kafiye ve şekille en yeni şiir yazılabilir. zaten bunlarla yazılırsa en yeni olur. öbürleri ilhamın sıhhatli çocukları değil, tıbbî terimle sıkıt’lardır.

sabriye dursun aklıma takınca seni kalbim sıkışıyor.

michel eyquem de montaigne kendini olduğundan az göstermek, alçakgönüllülük değil, budalalıktır; kendine değerinden az paha biçmek korkaklıktır, pısırıklıktır. kendini olduğundan fazla göstermek de, çoğu kez gururdan değil budalalıktandır.

mehtap yılmaz emekli oldun ve canın sıkıldıysa onu bunu küçümseyeceğine… “hatay unutuldu” diye devlete bühtan edeceğine…vazife iste… kamuflajını giyerek cepheye git! askere bu yakışır!

mehmet başaran yekpare bir mavilik üstünden akar altında köklerini sıkan bir toprak var dertleşir durursun gölgenle

özen kurtuluş bir sıkımlık canımız devletin nazarında değersiz artıklarız…

canan efendigil karatay önemsediğim bir deyiş vardır ekmek ahmağı, ekmek budalası denir. çünkü un ve tahılların her türlüsü vücutta su tutar. vücutta su tutulması tansiyonu yükseltir kalp yetersizliğini artırır. hatta tüm vücutta olduğu gibi beyinde de su toplanmasına neden olur.

anne günlüğü canım sıkıldı (günlük hayat)

şeyma akgöz birçok sıkıcı çalışma saatinde raja ram ve posford sıkıntıyı hafifletmek için ise bolca konuşurlarmış.

yeşim özbirinci kediler gerçekten ilginç bir tür. zekiler. huysuzlar. yeri geliyor burunlarından kıl aldırmıyorlar. yeri geliyor dibinizden ayrılmıyorlar. yine de onlara aşığız. deli gibi koşturabilirler, halının arkasını mahvedebilirler, eve günlerce gelmeyebilirler, .......

yeşim özbirinci otostop çekmek, sisteme ve tüketime meydan okumaktır araçta sıkıntı bir durum olursa ve inmek isterseniz mide bulantısı gibi sebepleri öne sürebilirsiniz. ya da açıkça fikrinizin değiştiğini dile getirebilirsiniz.

112 acil çağrı merkezi çağrıları / ali dedeler yalnızım canım sıkılıyor? uyku tutmadı, siz uyanıksınız diye sizi aradım?, ne yapıyorsunuz? sigaram bitti sizde var mı?, acil buz gönderir misiniz?, koyunumun gazı var ne yapabiliriz?, kız arkadaşıma evlenme teklifi edeceğim .......

إيرينيئوس / ειρηναίος / אירנאוס / հիրենեոս / エイレナイオス / 이레네오 / இரனேயு / ირინეოს / irenaeus / ireneos / ireneyus insan akıllıdır, bundan dolayı tanrı’ya benzer, özgür yaratıldı ve davranışlarının efendisidir.

yeşu ben sirak'ın bilgeliği / sirak / yeşu ben sirak akılsız insanlar bilgeliği elde edemez, günah işleyenler onu göremez.

yeşu ben sirak'ın bilgeliği / sirak / yeşu ben sirak kimi kişiler ancak işine geldiği zaman dost olur, sıkıntıya düştüğün zaman seni desteklemez.

abdullah öcalan seks endüstrisi, peşi sıra ve iç içe spor ve sanat-kültür endüstrileri geniş bir medyatik reklam kampanyasıyla yoğun ve sürekli olarak duygusal ve analitik zekâyı bombalayarak, tamamen işlevsizleştirerek, gösteri toplumunun zihniyet fethi tamamlanmıştır.

عبد الله أوجلان / աբդուլլահ օջալան / abdullah öcalan kadın,yüzyıllardan beri karanlığa, kapalılığa mahkum edilmiş, yalnızca saraylara kapatılma ve bütün toplumsal etkinliklerden uzaklaştırma da değil, ama aynı zamanda ruhsal açıdan da karanlığa gömülmüş, yitirilmiş bir varlıktır.

turgay gönenç taşlardan evlerden sıkıldığım yerlerde birden o deniz

tamer çağdaş ulu dağlar, zirvesi karlı dağlar hiç canınız sıkılmaz mı?

ömer eru bulutların canı biraz sıkkındı o gün. önce biraz dağların doruklarında, dolaştı. esen bir rüzgarın kabadayılığına kızdı.

murat yalçın köpükler içinde savrulan kirli bir çamaşırdan sıkıldım asıldım soğuk bir havada mandallandım kurumaya bırakıldım yüreğim kuruyor ......

ali sıtkı gökalp çoğu kez ayrılıktır yolculuğun adı, gözler yaş doludur, gönüller kırık; bir nedeni var duygulanmanın, anlatılamıyor ki yalnızlık.

eksisozluk ilber ortaylı'yı zeki ve bilgili sanan sığır kitle

faruk eraslan gönül yara alsa sevdadan yana, kapansa da kesin sızısı kalır.

ilber ortaylı halkımızın büyük kısmında zekâ kıtlığı var.

adam clever bilimde ve endüstride bu kadar az üretmemizin nedeni, rus halkının ne zekâ kıtlığı, ne yetenekten yoksun olması, ne de utanç verici tembelliğidir.

eksisozluk zeka kıtlığı

ilber ortaylı maalesef halkımızın büyük kısmı, zeka kıtlığı olmaması gereken şartlara rağmen ki çok karışık bir ırk, beslenmesi her zaman için çeşitliydi, coğrafya çok müsait, eğitimin tek düzeliğinden olabilir, futbol seyircisi kadar düşünebiliyor.

hamilekadinlar hamile iken diş problemi yaşayan annelerde erken doğum, ya da düşük riski daha yüksek oluyor. bu tür bebeklerde zekâ sıkıntısı yaşanıyor. 6 ayda bir diş hekimine gitmenizde fayda var.

mehtap kayaoğlu okula, okumaya, öğrenmeye karşı alerjisi varsa, çocuğunuzda donuk zeka sıkıntısı olabilir.

serhat incirli eskimiş ve ciddi zeka sıkıntısı gerektiren tavırlardan hala vazgeçmeyenler olduğunu görmek beni üzüyor.

muvaffak sami onat zekâ sıkıntısı ve akıl kontrolü ile yaratılan san'at eserlerinde ise, ne kadar kuvvetli olursa olsun yer yer sun'iliklerin bulunması işte bu yoklukla izah edilebilir.

yalçın küçük sanayileşmenin ve kalkınmanın tarihe gömüldüğü bir toplumda akıl bir lükstür.

muhyiddin muhammed bin ali bin muhammed el-arabî et-tâî el-hâtimî / muhyiddin ibnü'l-arabî sıkıntılar mevhibelerin sergisidir.

cemil sena ibni haldun, tarihte akılcıdır, sosyoloji ile tarihi birleştirmekte ilk adımı atmıştır.

muhyiddin muhammed bin ali bin muhammed el-arabî et-tâî el-hâtimî / muhyiddin ibnü'l-arabî varlığın kökeni harekettedir. işte bu yüzden, bu dünyada da, ahirette de yolculuk hiç durmaz.

آرتشيبالد جوزيف كرونين / άρτσιμπαλντ τζόζεφ κρόνιν / ארצ'יבלד ג'וזף קרונין / արչիբալդ ջոզեֆ քրոնին / アーチボルド・ジョゼフ・クローニン / арчибалд джозеф кро́нин / archibald joseph cronin üzülmek, yarının sıkıntısından bir şey eksiltmez. sadece, bugünün gücünü tüketir.

آرون الستون / aaron dale allston dil akıl tarafından yaratılmıştır ve aklı yaratır.

عبد الله بن مسعود / আবদুল্লাহ ইবনে মাসউদ / עבדאללה אבן מסעוד / അബ്ദുല്ല ഇബ്നു മസൂദ് / абдуллах ибн масуд / габдуллаһ ибне мәсгъуд / abdullah bin mesud bir topluluğa henüz akıllarının ermediği şeylerden bahsetmen, muhakkak bir kısmı için fitne olur.

عەبدوڵڵا جەودەت / абдулла джевдет карлыдаг / عبدالله جودت / evdila cewdetê daskûzayî / abdullah cevdet karlıdağ akl-ı selim, kutsi bir isyandır ve bunu gönüllerde gezdirmek aşkının ateşi hiçbir zaman söndürülemeyecektir.

abdullah cevdet karlıdağ bilakis, kürt kürtçesini, ermeni ermenicesini kültürel olarak ihya etsin. bundan türkiye’ye zarar geleceğini sananlar ancak bal kabak kafalı veya hain ruhlu kimselerdir.

çerkez atasözü delinin beyi olmaktansa akıllının kölesi olmak daha iyidir.

çerkez atasözü kadının el mahareti aklını gösterir.

hâfız-ı şirâzî - çev : mehmet kanar akıl bir bilse ki gönül onun zülfünün hevesiyle nasıl da mutludur akıl sahipleri onun zincire benzeyen zülüflerini koklamak için deli divane olurlardı.

رجب طيب أردوغان / recep tayyip erdogan / rəcəb tayyib ərdoğan / receb tayyib ertuğan / recep tayyip erdoğan ülkemize yönelik saldırı diğerlerinden çok daha sinsi, çok daha can sıkıcı, çok daha kasıtlı bir şekilde gerçekleşti.

hâfız-ı şirâzî akıl gözüyle gördüğüm o ki, bu hengâmeli geçitte, dünya sebatsız, dünya meşgalesi ise yersizdir.

alexandre dumas tanrı insanlara duyularının zayıfladığı anda yardımına koşsun diye zekâ vermiş.

hâfız-ı şirâzî şarap sürahisi ile adam gibi adamı bir arada buldun mu akıllıca içki iç; çünkü zamane çok fitneci.

알렉상드르 뒤마 / ألكسندر دوما / alexandre dumas felsefe, kazanılmış bilgilerin, onları uygulayan zekâda toplanmasıdır.

hâfız-ı şirâzî böyle bâde içen biri kınanılır mı canım! ne ayıp! ne akılsızlık! ne hata!

אלכסנדר דיומא האב אני משתעמם, כך זה מתחיל. היא משעממת אותי, כך זה נגמר.

hâfız-ı şirâzî oruç bir yana gitti, bayram geldi; yürekler kabardı. meyhanede şarap köpürmeye başladı; mey istemek gerek.

benjamin disraeli küçük şeyler küçük zihinleri etkiler.

hâfız-ı şirâzî meyhane suyu üstümdeki züht hırkasını aldı götürdü. meyhane ateşi ise akıl evimi yaktı, kül etti.

بينجامين دزرائيلي / бе́нджамин дизраэ́ли / benjamin disraeli toplumda yaşanan bu sıkıntılar, kilisenin işlevsiz kalması yüzünden.

hâfız-ı şirâzî gönlümüzdeki illetin tedavisini kırmızı dudaklarına bırak. çünkü gönül darlığımızı ferahlığa çevirecek yakut dudak, inci dişlerinle dolu olan ağız hâzinenin kapısıdır.

בנימין ד'יזראלי שעמום: מישהו שיש לו את כח הדיבור, אך לא את יכולת השיחה.

hâfız-ı şirâzî bize aklı kullanmayı yasaklama, şarap getir. bizim diyarlarda kolcunun hiçbir işi yoktur.

थियोडोर रूजवेल्ट / セオドア・ルーズベルト / ثيودور روزفلت / theodore roosevelt eğer bir insanı, sadece akıl yönünden eğitiyor, ahlak yönünden eğitmiyorsanız, toplumun başına yalnızca bir bela yetiştiriyorsunuz demektir.

hâfız-ı şirâzî bizden dîvanelerin ibadeti dışında bir ibadet bekleme. çünkü meşrebimizin şeyhi akıllılığı günah saydı.

بينار سيليك / pınar selek yeni bir dönem başladığını hissediyorum. farklı mücadele alanları arasında köprüler kuruldu. herkes birbirine yüzünü döndü, feministler de bu konuda çok aktif. yani canımın sıkılacağı pek zamanım yok.

pınar selek türkiye’de faklı olan şey feminist hareketin, lgbt hareketinin ve diğer yeni sosyal hareketlerin birbiriyle konuşması. bütün kopukluklarımıza ve yaşadığımız sıkıntılara rağmen bu konuda avrupa’nın çok daha ilerisindeyiz.

ayhan bölükbaşı zinnur: yavaş yavaş delirdim kimse anlamadı

nurcan dinçer delirdim delirdim, düştüm tımarhaneye kedi oldum fareye limon dedim naneye delirdim delirdim kalmadı akıl beynimde kaçıp gitti son keçimde

gece ben böyle değildim, dağ bayır koştum da terledim bak en sonunda ne güzel delirdim ne güzel delirdim

hande yener, boaz aldujeli nasıl delirdim?

gülten akın deli kızın türküsü

noybata haplar beyni uyuşturdukça yan etkiyle delirdim

muharrem yılmaz delirdim ben delirdim reddedilip delirdim

not: seni seviyorum - sharon mccarthy ( gina l. gershon ) delirmek için zengin olmak lazım. aklını kaçırmak orta sınıf için lüks bir şeydir.

hakan günday o kadar zordur ki, yapılan işi hayattan ayırmak. kişinin karakterinden söküp atabilmesi. hele çalışma saatleri sonunda gündelik hayata maruz kalmaları, otoritesiz ve üniformasız. delirmelerine nedendir bütün bunlar.

hakan günday kim bilir, kapalı gözleri neleri kaçırmıştı? kim bilir, neleri görmemişti? belki de bu yüzden delirmişti. her şeyi görmediği için. gözlerini kırptığı için...

hakan günday aptallar yarına bakar. akıllı olanlar bu gece yapar.

موراتحان مونگان / murathan mungan inanmadıkları zaman deliriyorum, suçluyorum, suçlanıyorum.

فيليب كيندرد ديك / фи́лип ки́ндред дик / フィリップ・キンドレド・ディック / 菲利普·狄克 / ფილიპ კინდრედ დიკი / ਫਿਲਿਪ ਕਿੰਡਰਡ ਡਿੱਕ / 필립 킨드리드 딕 / φίλιπ ντικ / פיליפ קינדרד דיק / philip kindred dick delirmek bazen gerçekliğe verilebilecek en uygun tepkidir.

philip kindred dick sometimes i wish i knew how to go crazy. i forget how.

philip kindred dick to save one life, mr. tagomi had to take two. the logical, balanced mind cannot make sense of that. a kindly man like mr. tagomi could be driven insane by the implications of such reality.

philip kindred dick you’re not just out of your body; you’re out of your mind, too.

poyraz karayel - ahmet poyraz karayel ( ilker kaan kaleli ) delirmek albayım.. kim bilir ne güzel şey. düşünsene aklın yok bir kere.. beni hep bu aklım mahvetti albayım.

iran atasözü bir şah delirdiği zaman kafkaslarda savaşa gider.

تئومان / теоман / fazlı teoman yakupoğlu dünya delirdi. trump, ışid, putin, koreli devlet başkanı çocuk falan…

friedrich wilhelm nietzsche pascal'ın yozlaşması, aklının kalıtsal ilk günahça yozlaştırıldığına inanan pascal'ın; oysa hristiyanlığından başka birşey değildi aklını yozlaştıran!

friedrich wilhelm nietzsche kilise yalnızca delileri yada büyük dolandırıcıları in majorem dei honorem aziz ilan etmiştir.

مادونا / 瑪當娜 / 마돈나 / מדונה / マドンナ / мадонна / մադոննա / मैडोना / 麥當娜 / madonna louise veronica ciccone büyürken şarkıcı olmak gibi bir isteğim yoktu, kendimi hiç öyle düşünmüyordum. birisi bana gitar çalmayı öğretti ve sonra delirmiş gibi şarkı yazmaya başladım.

madonna louise veronica ciccone to constantly do new things that are going to broaden my own mind and in the process, hopefully, connect with other people.

دونا سمر / դոննա սամմեր / ladonna adrian gaines / donna summer i was sitting around thinking i should do something. i was thinking about design school. a friend said, 'are you out of your mind? do an album.

lisa marie simpson yalnızlık kimseye zarar vermemiştir. emily dickinson yalnız yaşadı ve tüm dünyanın bildiği en iyi romanlarını yazdı. sonra değersiz biri gibi delirdi.

ديونيسوس / διόνυσος / டயோனிசசு / դիոնիսոս / дионис / דיוניסוס / dionysos babam tanrı zeus size kendini armağan etmiş; yapmanız gereken, sadece kendinizi mükemmelleştirmektir. bunun aksini yaparsanız, sizi gerçeğin dışında yaşatır, yani delirirsiniz.

tezer özlü aklımı ellerinizden kurtardım.

tezer özlü özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. ölmek istedim, dirilttiniz. yazı yazmak istedim, aç kalırsın dediniz. aç kalmayı denedim, serum verdiniz. delirdim, kafama elektrik verdiniz.

مایکل پولان / 마이클 폴란 / מייקל פולן / 迈克尔·波伦 / майкл поллан / michael pollan obviously some drug plants benefit us by relieving pain or boredom, but others do interesting things with consciousness.

michael pollan banality depends on memory, as do irony and abstraction and boredom, three other defenses the educated mind deploys against experience so that it can get through the day without being continually, exhaustingly astonished.

michael pollan for many of us, eating has surprisingly little to do with hunger. we eat out of boredom, for entertainment, to comfort or reward ourselves. try to be aware of why you're eating, and ask yourself if you're really hungry - before you eat and then again along the way.

michael pollan acıktığınızda yemek yiyin, sıkıldığınız zaman değil. çoğumuz can sıkıntısını geçirmek, eğlenmek, kendimizi ödüllendirmek için yeriz. sağlıklı olanı, mutfağa acıkınca yönelmek.

جون ميلتون / τζον μίλτον / जॉन मिल्टन / ג'ון מילטון / ջոն միլթոն / ジョン・ミルトン / john milton toplumun düşüncesi jilet gibidir... güçsüz ondan korkar, bilgisiz onunla elini keser, akıllı ise kullanmasını bilir.

νεϋζέν τεβφίκ / tevfik kolaylı / neyzen tevfik ben deli miyim mecnun gibi bir am için çöllere düşeyim

جۆن میلتۆن / ಜಾನ್ ಮಿಲ್ಟನ್ / جان ملٹن / จอห์น มิลตัน / 米頓 / جان میلتون / 约翰·弥尔顿 / جون ملتون / ജോൺ മിൽട്ടൺ / john milton eğer güneşe akıllıca bakmazsak, karanlık içinde kalırız.

neyzen tevfik muhabbet herkesin aklını çelmez, gönül viranesi kolay düzelmez. alemden çekinme bir zarar gelmez, sen kendi kendine hıyanet etme.

ingrid wickelgren the person doesn’t generally say she is bored with my banter or anxious to get on with her life, but i can tell she is.

neyzen tevfik çıban olur, enselerde çıkarsın, yanar canın yine kendin sıkarsın. kendin yapar, kendin yakar yıkarsın, sigortadan ne kar, ziyan edersin?

ingrid wickelgren doctors don’t counsel patients to take up christianity, say, as a way of beating back mental or physical distress.

neyzen tevfik ulu tanrı'm, akıl ermez sırrına, binbir ismi hakda pinhan edersin. içirirsin sabrın peymanesini, hikmetini sonra ayan edersin.

keith oatley, ingrid wickelgren 10 novels that will sharpen your mind

neyzen tevfik aşk olursun, gönlümüzü yakarsın, leylâ olur karşımıza çıkarsın, rakıyb olur canımızı sıkarsın, vuslatını bize hicran edersin.

توماس قری / トマス・グレイ / သောမတ်စ် ဂရေး / томас грей / ทอมัส เกรย์ / томас греј / thomas gray th' unconquerable mind, 3 and freedom's holy flame.

уильям давенант / ויליאם דאווננט / gulielmus davenant / william davenant the assembled souls of all that men held wise.

adem yulci can sıkıntısı

ruşen hakkı sıkıntılı şiir

mark edmundson one year later: boredom gave us trump

anonim cismim ölüdür aklım felekle güreştir benim için gamın kilosu beleştir

ဂျွန် မီလတန် / جان ملٽن / 존 밀턴 / ஜான் மில்டன் / джон мильтон / ჯონ მილტონი / john milton bir insanı öldüren, tanrı’nın aynası, akıl sahibi bir yaratığı öldürmüş olur; ama aklın ürünü olan kitabı yok eden, aklın kendisini yok etmiş olur.

thomas gray from toil he wins his spirits light, from busy day the peaceful night; rich, from the very want of wealth, in heaven's best treasures, peace and health.

john milton bir insanı öldüren, tanrının sevgili kullarından birini öldürmüş demektir, fakat bir kitabı yok eden, mantığın ta kendisini yok eder.

william davenant kitaplar kaybolmuş kafaların anıtlarıdır.

diodorus scilus kitaplıklar aklın tedavi yerleridir.

ovidius kitap aklın ilacıdır.

japon atasözü kitap ruhun ilacıdır.

japon atasözü kitaplar ruhun gıdasıdır.

тарсила ду амарал / tarsila do amaral tedio

yunus emre bir bahçeye giremezsen, durup seyran eyleme bir gönül yapamazsan, yıkıp viran eyleme

януш корчак / یانوش کورچاک / henryk goldszmit / janusz korczak я заметил, что только глупые люди хотят, чтобы все были одинаковые.

януш корчак / janusz korczak кто умён, тот рад, что на свете есть день и ночь, лето и зима, молодые и старые, что есть и бабочки и птицы, и разного цвета цветы и глаза и что есть и девочки, и мальчики.

януш корчак / janusz korczak а кто не любит думать, того разнообразие, которое заставляет работать мысль, раздражает.

יאנוש קורצ'אק / henryk goldszmit / janusz korczak כל אחד מתגונן לפי דרכו מפני השעמום והגעגועים. השעמום- רעבון הנפש. הגעגועים- הצמא, הצמא למים ולמעוף, לחירות ולאדם – איש אמונים, כהן וידוי,יועץ לעצה, לווידוי, לאוזן אוהדת הכרויה לתלונתי. הנשמה כמהה בכלוב הצר של הגוף.

亨利·路易斯·孟肯 / এইচ এল মেনকেন / هنري لويس منكن / ге́нри лу́ис ме́нкен / הנרי לואיס מנקן / henry louis mencken האדם המשעמם הוא שתמיד בטוח, והבטוח הוא שתמיד משעמם.

منكن bir iktidar için en tehlikeli insan hüküm sürmekte olan batıl inançlardan ve tabulardan bağımsız olarak konuları kendince yorumlayıp çözümleyebilen insandır çünkü böyle birisi kaçınılmaz olarak iktidarın sahtekar aklî dengesi olmayan ve asla katlanılamaz olduğuna karar verir

франсуа vı де ларошфуко / 프랑수아 드 라로슈푸코 / ലറോഷ് ഫുക്കോ / फ्रांस्वा दि ला रोशेफूकॉल्ड / 弗朗索瓦·德·拉罗什富科 / françois vı / duc de la rochefoucauld / prince de marcillac / françois de la rochefoucauld akıllı görünme çabası, çoğu zaman akıllı olmayı engeller.

henry louis mencken akıllı erkek haksız olduğu zaman erkeklerden, haklı olduğu zaman ise kadınlardan özür diler.

ֆրանսուա դը լարոշֆուկո / フランソワ・ド・ラ・ロシュフコー / فرانسوا دي لا روش فوكولد / φρανσουά ντε λα ροσφουκώ / פרנסואה דה לה רושפוקו / françois de la rochefoucauld zeki bir adam ahmaklar meclisinde çok kere ne söyleyeceğini şaşırır.

henry louis mencken apaçık yanlış şeylere tartışmasız inanmak insanlığın en ağır maliyet getiren budalalığıdır. tüm insanlığın başlıca meşgalesi de budur.

henry louis mencken iman dolu bir insan, basitçe net ve gerçekçi düşünme yeteneğine kaybetmiş veya hiç sahip olmamış kişidir. sadece aptal değildir; aslında hastadır. daha da kötüsü tedavi edilemez.

françois de la rochefoucauld insanlar yaşlandıkça hem daha deli, hem daha bilge olurlar.

henry louis mencken din adamları ne yapar? ortalıktaki beyinsizleri hayali bir cehennemden kurtarabileceğine inandırarak hayatını kazanır. bu romatizma için yılan yağı satan bir satıcının yaptığı işten neredeyse farksız bir iş.

françois de la rochefoucauld ciddiyet, zihin eksikliklerini örtmek için icat edilmiş bir tavırdır.

henry louis mencken if there is one mental vice, indeed, which sets off the american people from all other folks who walk the earth ... it is that of assuming that every human act must be either right or wrong, and that ninety-nine percent of them are wrong.

בלז פסקל / blaise pascal אין מועקה גדולה יותר לאדם מלשהות במנוחה שלמה, בלי תשוקות, בלי עיסוק, בלי הסחת דעת, בלי שקידה. אז הוא מרגיש את אפסותו,את נעזבותו, את אומללותו, את אי-שלמותו, את תלותו, את חולשתו, את ריקותו. עד מהרה יפרצו ממעמקי נפשו השעמום, הדכדוך, העצב, הצער, הרוגז, הייאוש

henry louis mencken school teachers, taking them by and large, are probably the most ignorant and stupid class of men in the whole group of mental workers.

ብለዝ ፓስካል / بليز باسكال / בלז פסקל / բլեզ պասկալ / ブレーズ・パスカル / ბლეზ პასკალი / блез паскаль / blaise pascal kalbin kendine has nedenleri vardır ki, akıl hiçbir zaman anlayamaz.

ге́нри лу́ис ме́нкен / henry louis mencken скучные люди всегда уверены, а люди уверенные всегда скучны.

גוסטב פלובר / gustave flaubert הבעיה אינה לחפש את האושר אלא להפיג את השעמום. זה אפשרי באמצעות עקשנות.

בלז פסקל / blaise pascal אנו מכירים את האמת לא רק על ידי השכל אלא גם על ידי הלב.

גוסטב פלובר / gustave flaubert הריסות בכל מקום, אתה נושם אוויר של קבר ושממה; דומה שקללת אלוהים רובצת על העיר הזאת, עיר הקדושה לשלוש דתות ומתפגרת משעמום, מניוון ומבדידות.

מיכה שטרית / micha shitrit משעמם לי, הריקנות מתפשטת, יש חוסר שקט באזור החזה, יש בי רעב שלא ניתן להשביע, יש לי חלומות.

gustave flaubert pero su vida era fría como un desván cuya ventana da al norte y el aburrimiento, araña silenciosa, tejía su tela en la sombra en todos los rincones de su corazón.

хаим хефер / חיים חפר / chaim chefer / haim hefer יש אנשים שנהנים מהחיים, יש אנשים שטוב להם וגם נעים, יש המוצאים עניין בעצם הקיום, אבל אני מת משעמום.

gustave flaubert deha tanrı vergisidir, ama yetenek bizimdir.

التلمود البابلي / תלמוד בבלי / talmud bavli / talmud de babilònia / babylónský talmud / talmud babilonese / talmúd bablí / talmud de babilònia / talmud de babylone שעמום מביא לידי חטא.

yusuf khass hajib / yusuf hass hajib / 玉素甫·哈斯·哈吉甫 / يۈسۈپ خاس ھاجىپ / ю́суф хасс ха́джиб / yûsuf hâs hâcib bey adı bilig kelimesi ile ilgilidir; bilig’in lamı giderse, beg adı kalır. bey halkı bilgi ile elinde tutar; bilgisi olmazsa aklı işe yaramaz.

يوسف خاص حاجب / ユースフ・ハーッス・ハージブ / yûsuf hâs hâcib sadece bugünlük rahatını düşünen kötülük işler, fakat yarın sıkıntı çeker.

yûsuf hâs hâcib akılsız kişiler bilgiyi tahrif ederler. bilgisiz kişiler halkı tahrip ederler.

yûsuf hâs hâcib sakin ve zarif tavırlar aklın ürünüdür akılsız kişiler,sanki bir hayvan sürüsüdür.

edib ahmed bin mahmud yüknekî dili başıboş adam akıllı mı olur? boşboğaz sözleri, çok başlar yedi. birini dil ile yaralama; bil ki ok yarası kapanır da dil yarası kapanmaz.

fuat bayramoğlu bir gün, ne bahar, ne yar, ne sevda kalacak, her şey silinip, bir eski rüya kalacak. bir hendese ufkunda sıkışmış ruha, sesler, kokular birer muamma kalacak.

ойxaн xaсaн былдырки / oyhan hasan bıldırki türk'ün dehasının taç beyti atatürk!

oyhan hasan bıldırki törpülenen akıl, daha keskin olur, umutsuzluk mağaralarına düşmez.

oyhan hasan bıldırki gönlüm darda ay küstü gidiyor yıldızlar sensizliğime ağlıyor

ebû abdirrahmân abdullāh bin mes‘ûd bin gāfil bin habîb el-hüzelî / abd allah ibn mas'ud / abd-al·lah ibn massud / abdulloh ibn masʻud / abdullah ibn masud / abdullah bin mes‘ûd / abdullah bin mesud insan kalbine iki yönden baskı ve telkin gelir.

ге́нри лу́ис ме́нкен / henry louis mencken учение о здоровом образе жизни есть порча медицины моралью.

osman bin affan -allahü teâlâya kavuşma halin yakın; bir sıkıntın, şikâyetin, isteğin var mıdır? abdullah bin mesud -günahımdan şikâyet ediyorum, rahmet-i ilahiyyeyi isterim. osman bin affan -bir tabib getirelim mi? abdullah bin mesud -hacet yok, beni hasta eden tabîbdir.

yavuz çobanoğlu bir takım ahlakî sıkıntılar, islam’ın “doğru uygulanmamasından” mı kaynaklanıyor?

türk atasözü aklınla gör, kalbinle işit.

hemsire ahlak kurallarına uymakta güçlük çeken ve bu durum sonucu psikolojik denge hali bozulan, fiziksel olarak rahatsızlık hisseden, anksiyete ve manevi olarak acı çeken kişiye “moral distres / ahlaki sıkıntı” hemşirelik tanısı konulmaktadır.

çerkez atasözü deli bile konuşuncaya kadar akıllı zannedilir.

m. ali altındağ genç eşler arasında adet halini almış, boşanma olayları gittikçe çoğalmaktadır. sormazlar mı, acaba bu nedendir? ekonomik sıkıntı mıdır, ahlak sıkıntısı mıdır, kültür ve terbiye sıkıntısı mıdır, iki eş arasında ki ideolojik düşünce midir?

ابن سينا / इब्न सीना / אבן סינא / イブン・スィーナー / ибн сина / ıμπν σίνα / îbn sîna / avicenna / avicenne / abū ʿalī al-ḥusayn ibn ʿabd allāh ibn al-hasan ibn ali ibn sīnā ben öküzden korkarım çünkü onun silahı var ama aklı yok.

serhat incirli çünkü kapitalizmde, satın alamayan kişi, ahlak sıkıntısı yani - bozulmaya girerse, çalmaya başlar!

yalçın küçük bakışımıza getirilen işbölümünü, bir tür zincire vurulma ve bir tür hapislik olarak görmeliyiz; aklın hapisliği işbölümünün zincirleriyle gerçekleştiriliyor.

fetvameclisi iman ve ahlak sıkıntısı olan kişilerle arkadaşlık yapılabilir mi?

yalçın küçük batı dünyasındaki ve türkiye'deki üniversitelerin, insan aklının büyük hapishanesinin koğuşları olduklarını görürüz.

uludagsozluk chp liderlerindeki ahlak sıkıntısı

اتااول بهرام اوغلو / атаол бехрамоглу / ataol behramoglu / ataol bəhrəmoğlu / ataol behramoğlu deli anneler yıkık binalar

sinan canan sıkıntı yoksa "sıkıntı" vardır

george bernard shaw gerçek şu: özgürüm, sağlıklıyım, mutluyum ve patlıyorum sıkıntıdan!

george bernard shaw çılgın mı doğmuştum, yoksa fazla mı akıllıydım bilmiyorum; benim dünyam yeryüzüne uygun degildi...

george bernard shaw yirmisinde komünist olmayanın kalbi, kırkında hâlâ komünist olanın aklı yoktur.

जार्ज बर्नार्ड शा / τζορτζ μπέρναρντ σω / جورج برنارد شو / ጆርጅ በርነርድ ሾ / george bernard shaw çıplak bedenler bizi şaşırtmıyor artık, çıplak beyinlerdir varlığına dayanamadığımız.

джордж бе́рнард шо́у / จอร์จ เบอร์นาร์ด ชอว์ / 萧伯纳 / ဂျော့ရှ် ဘားနတ်ရှော / george bernard shaw dünyada iki çeşit trajedi vardır. bunlardan biri kalbinizdeki tutkuyu yitirmek, diğeri ise kaybettiğiniz tutkuyu geri kazanmaktır.

ஜார்ஜ் பெர்னாட் ஷா / ജോർജ്ജ് ബർണാർഡ് ഷാ / ಜಾರ್ಜ್ ಬರ್ನಾರ್ಡ್ ಷಾ / george bernard shaw akıllı adam aklını kullanır. daha akıllı adam başkalarının da aklını kullanır.

عائشة شعشع / ayşe şasa günleri, saatleri, haftaları, ayları sayılarda ve beylik adlarla anmak beni hep sıktı.

조지 버나드 쇼 / ჯორჯ ბერნარდ შოუ / ջորջ բեռնարդ շոու / జార్జి బెర్నార్డ్ షా / george bernard shaw başka yıldızlarda insan var mı bilmiyorum ama eğer varsa, dünyayı akıl hastanesi olarak kullandıklarından eminim.

蕭伯納 / ג'ורג' ברנרד שו / ジョージ・バーナード・ショー / джордж бернард шоу / george bernard shaw bize birkaç deli gerek, şu akıllıların yol açtığı duruma bak!

شو yaptığınızı bir başka budalanın bunları sizden beklediğini düşündüğünüz için yapıyorsanız onun sizden bunları beklemesi de sizin onun bunları beklediğini umduğunuzu sandığından ileri geliyorsa herkes istemediği bir şeyi yapıyor demektir o zaman ortaya budalaca bir durum çıkar

erdal demirkıran yüzyıllar önce yapılan piramitlerin insanüstü olduğunu düşünüyor olmamız akıl sınırlarımızın daralmış olmasının bir sonucudur.

erdal demirkıran değerli arkadaşlar hemen hemen dünyayı gezdim ve, bir şeyi farkettim. dünyada gerçekten de, bizim milletimizden daha akıllı bir millet, şaka yapmıyorum, yok.

jean de la fontaine ahmaklarla olmaktansa, yalnız kalmak daha iyidir.

fuat eriçok can sıkıntısı

nil kuyumcu sizin sadece fotoğrafı gördüğünüz için bile, canınız sıkılıyor, moraliniz bozuluyor, psikolojiniz alt üst oluyorsa, peki şiddete "fiziksel olarak uğrayan" kadınlar ne yapsın?

григорий саввич сковорода / григорій савич сковорода / hryhori savytch skovoroda / grigorij savvitch skovoroda / hryhorij savyč skovoroda / gregory skovoroda надмір породжує пересит, пересит — нудьгу, нудьга ж — душевну тугу, а хто хворіє на се, того не назвеш здоровим.

هانس زیله / selye jános / ハンス・セリエ / ганс селье / jános hugo bruno hans selye mindenkit ér, mindenki beszél róla, mégis csak kevesen vették a fáradtságot, hogy utánanézzenek, valójában mi is a stressz.

f.büşra atalay, gökhan barutcu, ayçıl karslıoğlu, istem şanal, ırmak şimşek, ırmak üstündağ stresin tarihçesi ve tanımı hayatın yan etkisi

şule aydın örgütsel stres yönetimi

hatice köse örgütlerde stres kaynakları ve stres yönetimi

hülya şahin örgütsel stres

gürkan haşit, onur yaşar çalışan kadınlarda örgütsel stres kaynakları: bir kamu kurumu örneği

gizem çimen örgütsel stres ve başa çıkma yolları

ibrahim sarı allah kelime sıkıntısı çekmez.

şahin mengü şimdi, bu tür, böyle bir kelime sıkıntısı var. onun dışında, işte -biraz evvel de tek tek çıkarttım bunları sizlere arz etmek üzere- birçok kelimeyi, türkiye'de daha hukukumuzda yerleşmemiş kelimeleri biz bu yasa tasarısına adapte etmişiz.

necip fazıl kısakürek vaktiyle size hitap ederken çektiğim kelime sıkıntısı şimdi size mi geçti?

kemal tahir, ‎cengiz yazoğlu dil meseleleriyle uğraşanlarımız bugün memleketin bir dil sıkıntısı içinde bulunduğu iddiasındadırlar.

fahri atasoy buradaki türkler de asimile olmuşlar ama iran'da türk çok olduğu için şimdiye kadar hiç dil sıkıntısı çekmedik.

mesut yeğen ortada bir bilgi noksanlığı, bir bilgi sıkıntısı yok. kürtlerin ne istediğini çokça iyi bildiğimiz için, kürt meselesinin hal yoluna konması işi de epey bir zamandır bir bilgi meselesi değil.

erhan eroğlu, gülden özkan güçlü örgüt kültürünün ve yüksek iletişim doyum düzeyinin örgütler üzerindeki olumlu etkileri çok sayıda ancak ayrı ayrı ....... ancak bu iki önemli unsurun bireysel özelliklerle ve birbirleriyle olan ilişkisi konusunda bilgi sıkıntısı yaşanmaktadır.

cumhuriyet limak tarafından işletilen havaalanının web sayfasında (http://www.airportpristina.com) böyle bir durumda uçuşlarla ilgili bilgilerin gücellenmemesi nedeniyle yolcuların bilgi sıkıntısı çektikleri gözleniyor.

mehmet niyazi türkiye'de 2 sıkıntı var. ilki bilgi sıkıntısı, ikincisi şahsiyet sıkıntısı.

meral menet bilgi sıkıntısı yaşıyordum. ama artık bilgilerimi daha çok arttıyorum. videoları izleyip oğluma yardımcı oldum.

ベンジャミン・ディズレーリ / बेन्जामीन डिसराइली / μπέντζαμιν ντισραέλι / benjamin disraeli i rather like bad wine," said mr. mountchesney; "one gets so bored with good wine.

александр дюма / αλέξανδρος δουμάς / dumas davy de la pailleterie / alexandre dumas ruhtaki yaraların şöyle bir özelliği vardır: gizlenirler; ama kapanmazlar, her zaman acı verirler, her zaman dokunulduğunda kanamaya hazırdırlar, her zaman yürekte canlı ve açık kalırlar.

אליעד כהן שעמום

ד"ר דורון נרי וד"ר נעמה מנור שעמום בחתולים

kipa שעמום בתפילה

gökşen kübra türkmen erken çocukluk döneminde disiplin kazanamayan çocuk ilerde hem kendisi sorun yaşar hem de anne ve babası ile sıkıntılar yaşar.

sibel kavunoğlu hayat çok sıkıcıysa belki de siz çok sıkıcısınız. dışarıda fazlaca acı görüyorsanız belki de içinizdeki acıyı dışarıda görüyorsunuz.

servet külahçıoğlu stresin biricik vücudumuza yaptıkları

yasemin aydoğdu yalnızlık hissi, sıkıntı yaratan bir durumdur. bireyin ruh halini olumsuz etkiler. kişinin ailesi, arkadaşları, işi olsa da kendini yalnız hissedebilir.

nevzat tarhan her şeyi ben bilirim, her şey benden sorulur havasındadır. bu kişilerde zeka ve kişilik dağılması olmadığı için profesyonel olmayanlar onlara kolayca inanırlar.

felice leonardo buscaglia / leo buscaglia bilen canavarlar ‘duygusal zekâ’ fakirleridir.

aklinizikesfedin duygusal zeka eksikliğini açığa çıkaran 5 davranış

felice leonardo buscaglia / leo buscaglia yola gelince, zeki insan yolun ötesine giderken aptal insan yol üzerinde yeterince ilerleyemez bile.

faik acar “ahlaksal zekâ' yoksunluğu, günümüzde çok görülen, hiçbir normu olmayan, çıkarcı, fırsatçı, bencil ve kullanıcı tipleri yaratmaktadır.

honoré de balzac düzenbazlıkta sınır tanımamanın, kuyruk sıkışınca çevrilen dolapların, kesilen iplerinden yeniden doğan hinliklerin vücut bulmuş hali olan bu şahıslar bile contenson denen ruh ve zekâ yoksunluğu abidesinin yanında hiç kalırdı.

ataol behramoğlu yorgunluklar, üzüntüler, yığınla anlayışsızlık, zekâ yoksunluğu, sömürü, kıskançlık, düşmanlık, dedikodu. çevre bunlarla kaynıyor.

çetin özek zekâ yoksunluğu ile suçluluk arasındaki temel ilişkiler

yusuf mehmet bahadır işi insan ırkları arasında ayrıma, genetik özelliklere (üstün insan/üstün ırk) vardıracak kadar gözü dönmüş bu insanın zeka yoksunluğu çektiği söylenebilir mi?

oğuz şener o dönemlerde “anormal” kabul edilen bütün kişiler akıl hastalığı, zeka geriliği veya fiziksel deformitesi olanlar büyük ölçüde aynı şekilde tedavi edilmekteydi.

soner yalçın maalesef insanlar bilmeden bu tuzağa düşüyor; “tatlı zehirler” yediriyor çocuklarına-torunlarına. fast food özellikle çocuklarda aşırı şişmanlamaya ve şeker/diyabet hastalığına neden olmuyor; zeka geriliğine sebep oluyor!

ozelegitimsitesi bazı beceriksiz çocuklar sıklıkla arkadaşları tarafından “retarde (zeka geriliği)” olarak düşünülür, fakat çoğu günlük görev ve etkinlikleri yerine getirmeseler bile zihinsel sorunları olmayan çocuklardır.

wikipedia kimi orta veya hafif zeka geriliklerinde varsanılar, sanrılar ve acayip davranışlarda akut çılgınlık durumları ortaya çıkabilir ve bunlar kronikleşebilir. zeka geriliği durumunun saptanmasıyla şizofreniden ayrılır.

ışıl arıcan kızamık: körlük ve sspe denen beyin iltihabı sonucu kalıcı zeka geriliğine neden olabilir.

ışıl arıcan boğmaca son derece ciddi bir hastalık. öksürük krizi nedeniyle solunum durması, yemek yiyememe, şiddetli kusma gibi sorunlara neden olabiliyor. küçük bebeklerde ise zatürre, beyin hasarı, nöbet geçirme ve zeka geriliğine neden oluyor.

imge küçük depresif çocuklar, kaygı bozuklukları ve zeka geriliği olan çocuklarda da ciddi öfke krizleri görülmektedir.

gamze özçürümez dergide zeka geriliği dölünün pek de o kadar kötü olmadığı, böylelikle millet için pis işleri yapacak insanların ürediği belirtiliyordu.

gamze özçürümez 1931 yılında zeka geriliği saptanan kişilerin kısırlaştırılmasını onaylayan yasa amerika birleşik devletleri’nin 27 eyaletinde kabul edilir.

îsâ / mesîhî gam u endûh u melâl ile hayâl oldugumı sana ‘arz itmege geldi bu muhayyel güftâr

îsâ / mesîhî hey ne lâzım ol ruh-ı ‘âlem-nümâda hatt u hâl câm-ı iskenderde hod lâzım degül gerd-i melâl

îsâ / mesîhî ben hasteyi bârîk iden ol mûy-miyândur ben bülbüli dil-teng iden ol gonca-dehândur

îsâ / mesîhî gören kûyına çok çok vardugum dir bunun hep `aklı gitmiş varı varı

îsâ / mesîhî çogalsa tañ mı idrâki nigâruñ ki halkuñ `aklını aldı azın azın

aziz nesin sizler beni öldürmek isteyen bağnazlar ve yobazlardan çok daha kötüsünüz. çünkü onlar; sizlerin korkaklığı, yüreksizliği, ödlekliği, pısırıklığı, sünepeliği, ikiyüzlülüğü sayesinde var olmaktadırlar. daha ne zamana dek susarak ödün vereceksiniz?

aziz nesin al yalnızlığını gel! korkma, sıkılmayız. senin yalnızlığın, benim yalnızlığımla konuşur. biz susarız.

əziz nesin / aziz nesin mən ateistəm və bir gün tanrıya inandığımı dediyimi eşitsəniz, ciddiyə almayın. demək ağlımı itirmişəm.

عزيز نيسين / 阿吉兹·涅辛 / عەزیز نێسین / აზიზ ნესინი / ազիզ նեսին / азиз несин / аьзиз несин / عزیز نسین / mehmet nusret nesin / гӏазиз несин / αζίζ νεσίν / عزیز نیسن / азіз несин / əziz nesin / aziz nesin kuran'a inanmam için aklımı yitirmem lazım.

ahmet aziz nesin deliliğin de bende baba ama ali öyle bir matematik köyü yapmış ki ağzım açık kaldı. şimdi de felsefe okulu’na başladı, korkma korkma bu yaştan sonra felsefeci olmaz, o da matematiğin bir delisi.

ramazan özer kimi can derdinde kimi iş arar bazısı durup dururken canını sıkar.

tuğçe özcan bilmiyorum abartıyor muyum ama kilo takıntısı nedense hep zayıf insanlarda oluyor. elbette kişinin kendi kontrolünü sağlaması güzel bir şey, ama bu süreklilik arz eder şekilde her an gündemde olursa iş artık can sıkıcı olmaya başlıyor.

abdülkadir özkan sanıyorum abd’nin yalan uydurması ne kadar can sıkıcı ise bu yalanlarla dünyayı yönlendirebiliyor olması da o kadar önemlidir.

kur'an / allah / tanrı - çev : ali bulaç allah, kimi hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü islam'a açar; kimi saptırmak isterse, onun göğsünü, sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. allah, iman etmeyenlerin üstüne işte böyle pislik çökertir.

sanalbasin türkiye'de milyonlarca öğrencinin beklediği ilk ders zilinin çalmasına çok kısa bir zaman kaldı. 2018-2019 eğitim-öğretim sezonu öncesinde veliler ve öğrenciler eksiklerini gidermeye çalışırken, okullarda yaşanan eksiklikler ise can sıkıyor.

kur'an / allah / tanrı - çev : iskender evrenesoğlu öyleyse allah kimi kendisine ulaştırmayı dilerse onun göğsünü yarar ve (allah’a) teslime (islâm’a) açar. kimi dalâlette bırakmayı dilerse, onun göğsünü semada yükseliyormuş gibi daralmış, sıkıntılı yapar. .......

ಅರಿಸ್ಟೋಫೆನೀಸ್ / arîstofanes / อริสโตฟานเนส / aristofan / 阿里斯托芬 / аристофан / aristoffanes / aristophane / אריסטופאנס / अरिस्तोफनेस / アリストパネス / aristophanes / aristofanes - çev : yılmaz güleryüz sahibim, işte bu tanrının tapınağından yarım akıllı bir halde çıktı!

kur'an / allah / tanrı - çev : abdullah parlıyan allah, kimi doğru yola ulaştırmak isterse, kalbini o'na teslim olma arzusuyla genişletir. kimin de sapmasına izin verirse, onun kalbini daraltır ve sıkıştırır, .......

yansiklopedi

  1. azâdi yükselişi dönemindeki azâdilerin sayısı günümüzde kesin olarak bilinmemekle beraber ekşi sözlükte açılan başlık defalarca müslüman-ateist kavgasına dönmüş fakat "türk kızlarının sıkıntıları" adlı maddeye olan yoğun ilgiden dolayı unutulup tarihe karışmıştır.

kur'an / allah / tanrı - çev : ömer öngüt biz de dedik ki: “ey âdem! bu senin ve eşinin düşmanıdır. sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra yorulur, sıkıntı çekersiniz!”

أريستوفان / Ἀριστοφάνης / 아리스토파네스 / արիստոփանես / არისტოფანე / அரிஸ்டாஃபனீஸ் / aristophanes / aristofanes ihtiyarın aklı iyice karıştı, alt üst oldu! yapması gerekenlerin tam tersini yapıyor artık.

أمبروز بيرس / アンブローズ・ビアス / אמברוז בירס / ամբրոզ գվինեթ բիրս / 앰브로즈 비어스 / 安布罗斯·比尔斯 / амброз гвиннет бирс / แอมโบรส เบียร์ซ / ambrose gwinnett bierce to men a man is but a mind. who cares what face he carries or what form he wears?

yansiklopedi anti ezgi kırukizm ezgi kıruk'un yamuk yaptığı tüm insanların toplandığı siyasi görüş. neden anti ezgi kırukizm? bağımlı bir araştırma şirketinin yaptığı araştırmaya göre halk şu nedenlerle anti ezgi kırukist; %25: can sıkıntısından.

taner cindoruk yarım odalarda sıkıntı çokluğu o eşyalar

aristophanes / aristofanes aklın başına geldi nihayet. onca kırbaçtan kamçıdan önce akıl etseydin keşke.

aristophanes / aristofanes şatafatlı sözlerle vaktini boşa harcamak, anlamsız kelimelerle oyalanmak, aklını kaybetmiş bir adama yaraşır ancak.

aristophanes / aristofanes hayır ya, paradan değil kaygıdan bahsettim ben! bir çuval dolusu sıkıntı ve kaygı!

sâdık hidâyet - çev : mehmet kanar çıldırdı gönlüm, ey akıllılar, zincir getirin; deliye olmaz çare zincir vurmaktan başka.

sâdık hidâyet mektubum sert olduysa, canımın sıkılmasındandı.

sâdık hidâyet onların sıkıntısı benimkinin yanında hiç kalır.

sâdık hidâyet canı sıkılmış gibi bir sigara yakıp kalktı ve gayri ihtiyarî odada dolaşmaya başladı.

sâdık hidâyet iki ay önce bir deliyi bahçenin altındaki hücreye atmışlardı. kırık bilye ile karnını deşti. bağırsaklarını dışarı çıkarmış, onlarla oynuyordu! dışarıdayken kasaplık yaptığını, karın deşme âdeti olduğunu söylüyorlardı.

sâdık hidâyet bunların hepsi bizim müdür muavininin başının altından çıkıyor. bütün delilerin ellerini arkadan bağlatıp, o koca kafası ve esrarkeşlere ....... onu gören de “ne zararsız insan! biçare, bir bölük delinin arasına düşmüş!" der.

sâdık hidâyet geçen sene baharda o korkunç olay meydana geldi. bilirsin, bu mevsimde bütün canlılar sarhoş olur ve harekete geçer. sanki bahar rüzgârı bütün kımıldanan şeylere bir coşku ve delilik üfler.

sâdık hidâyet ama uykusundan sıçradığında kendisine küfrediyor, hayata lanet okuyor, odada deliler gibi dört dönüyor, homurdanıyor, günün kalan kısmında da içindeki aşk düşüncesini öldürmek için hacı'nın işleriyle ilgileniyordu.

sâdık hidâyet çoğu zaman geceleri kız uyurken lambayı alıp yüzüne, göğsüne, memelerine ve bacaklarına uzun uzun bakıyor, sonra deliler gibi kendini dışarı atıp dağda bayırda dolaşıyor, eve çok geç dönüyordu.

sâdık hidâyet bu şiir deli ediyordu onu.

sâdık hidâyet elâlemin maskarası olmayı, herkesin ona gülmesini, delilikle kendine bir kaçış yolu bulmayı istiyordu.

sâdık hidâyet — şimdiye kadar kimse benimle böyle konuşmadı. herkes aptal ve deli diyor bana. — çünkü dilini anlamıyorlar. çünkü sen doğaya daha yakınsın ve onun dilsiz diline âşinasın.

sâdık hidâyet delice konuşmaya başladı. — yarın gece üç damla kan benim iksirime, altın suyuna ruh verecek. bakirenin üç damla kanı, yarın gece.

sâdık hidâyet bu canavarların elinden canını kurtarmak için delicesine çırpınıyor hayvan. ama kasap onun başını büktüğü gibi parçalıyor boğazını bıçakla. işte o zaman kan fışkırmaya başlıyor.

sâdık hidâyet yaşamsal ve ruhsal hayatın korunması için de insan canlı yani çiğ, pişmemiş olan diri yiyeceğe muhtaçtır. bu hayati maddenin gelmemesi durumunda gıdasızlıktan bedenin zayıflaması gibi ruh da solmaya, yaşamsal güçler gevşemeye yüz tutar.

sâdık hidâyet ingiliz doktor can vud şöyle der: "bir doktor olarak kişisel deneyimlerime ve gerek hastanelerde yıllarca süren gözlemlerime dayanarak belirtmek isterim ki, et ne gereklidir, ne doğaldır ne de sağlıklı. beden ve ruhun gelişimi için de gerekli değildir.

nilgün bodur evim, 20’nci katta insanlardan uzak, allah’a yakın bir mevkideydi. sonra canım sıkıldı ve kendimi yenilemeye başladım.

firuze engin hukuk yoluna başvuracağım. umarım emsal olur ve böyle arsızlıkların tekrarı olmaz artık. hakikaten can sıkıntısı ile ve yapmak zorunda kaldığım şeyden hiç de memnun olmayarak, ismail u. ve gülder p. adlı kişileri tiyatro seyir adlı topluluğu ifşa ediyorum.

ahmet çapanoğlu aslında, yapmamız gerekenleri zamana bırakıyor, yapma zorunluluklarımız doğduğu zaman da can sıkıcı ve özensiz yapıyoruz.

necdet uzun "her şey dahil"programı uygulayan oteller belki bundan büyük paralar kazanıyor ama işin "israf" yanı gerçekten de can sıkıyor...

altay taşkın dar gönül

harun yahya / adnan oktar vicdana uyulmadan yapılan şeylerde kalp sıkıntısı, huzursuzluk veya gerginlik oluşur.

sâmiha ayverdi birkaç ay evvel hafif bir kalp sıkıntısı geçirmiş olduğum için torunum sinan'ın da bize refakat etmesini istemiştim.

halit ertuğrul yaptığım iyiliğin ve dürüstlüğün karşılığını görememenin kalp sıkıntısı içinde dalmıştım uykuya.

fatma gültekin bu zamana kadar hiç kalp sıkıntısı çekmemiştim. ailemde de böyle bir sıkıntı yoktu.

vehbi dinçcan benim böbrek yetmezliğinden sebep dialize girdiğimi ve kalp sıkıntısı çektiğimi çok iyi bildikleri için ve o birkaç gencin, davaları için yanında olmadığım, gidemediğim için üzüntülerimi iyi bildikleri halde eleştirdikleri için üzüldüm. o gazı yesem halim ne olur?

mustafa_ocalan hacer-ül esved bir kez dokunma fırsatı buldumsa da dokunabilmek çok büyük bir izdihama maruz kalmak demektir. nefes darlığı, kalp sıkıntısı olanların çok yaklaşmaması tavsiyemdir.

islamibilgiler kalp sıkıntısından kurtulmak için ve bol rızka kavuşmak için her gün 7 defa inşirah süresini okuyun. bunalıma giren,gönlü daralan, sıkıntı içinde olan okursa şifaya kavuşur inşallah.

şebnem şenyener swales, 1884’te geçirdiği bir kalp sıkıntısı nedeniyle kısa bir süreliğine kalbinin hasta olduğundan şüphelenen freud’un, “kalp hastalıklı bir organ olarak bastırılmış düşüncelerde rol alır” ifadesini kullanışı da itiraf zincirinin bir parçası olarak nitelendirir.

ronald david laing ne kadar üzüntülü ne kadar sıkıntılı olursak olalım, tek başına var olabiliriz.

mehmet ali kılıçbay aklı da böyle tanımlıyoruz: deliliğe ve dehaya nazaran. akıl, delilik ve deha olmayan şeydir. nokta. delilik nedir? aklın zıddı. deha nedir? aklın aşkınlığı. ama sonra fark ediyoruz ki, bütün bu tanımların odak noktası akıl ve biz aklı hâlâ tanımlayamadık.

candace orcutt - çev : gülünay akçalı disosiyasyonun gerçekleşmemesi halinde kişi bir tür akıl çöküntüsü (mental collapse) yaşayabilir. bu bağlamda disosiyasyon zihnin travmatik bir aşırı yükleme karşısında kısa devre olmasını engelleyen bir sigorta gibidir.

ali demirsoy evrimciler, tüm bu olanaksızlıklardan daha da olanaksızını kabul edebilecek kadar büyük bir mantık ve akıl çöküntüsü içindedirler.

norma macdonald - çev : bengi güngör mutsuz bir çocukluk geçirdiğimi, trajik bir gençlik yaşadığımı ve bunun 24 yaşımda tümüyle akıl çöküntüsü haline dönüştüğünü biliyorum.

lara jefferson - çev : bengi güngör kendileri için koyduklan standartlara göre yaşayabilmek için uğraşırken ruhi çöküntüye girince, kendi seçtikleri resmi görevliler tarafından deli diye bu tesislere kapatılıyorlar.

hayrettin örs büyük saradan başka bir de küçük sara vardır. bunun belirtisi de bir anlık bilinç yitimi olur. saralı çocukların hemen yarısı bu basit şeklindendir. büyük ya da küçük geçirirler. yıllar boyu nöbet geçiren hastalarda kişilik bozukluğu, akıl çöküntüsü ortaya çıkar.

john david palmer - çev : sare kuş akıl durulması, akıl tutulması gibi anları insanlara yaşatıp büyük kayıplar verdiren ise, insanın üzerine yapışmış olan, aklını karıştıran evrenin negatif kuvvetleridir.

ahmet erdinçli islam dini akla büyük önem vermiş, ibadetlerle mükellef olmak için akıllı olmayı şart koşmuştur. ayrıca aklın korunması için gerekli tedbirleri almıştır. bundan dolayı akla zarar veren alkol gibi zararlı alışkanlıkları yasaklamıştır.

ahmet erdinçli alkol alan bir insan kendisine emanet verilen aklını kullanamaz ve mantığını kaybeder.

hilafet fikir daralıp sığlaşınca insanlar arasında milliyetçilik bağı doğar.

hilafet fikir düşük fikir (hayvani) olarak başlar. gittikçe fert, aile, kabile, kavim (milliyetçilik) olarak dar fikre dönüşür.

gökhan özcan bu idraksizlik, bu kalbî körleşme, bu fikir daralması, bu tek boyutluluk, bu zihnî ve duygusal tembellik hali; şüphe yok ki bugünün insanının görünüşte zengin ve kalabalık, özünde yoksul ve yoksun hayatının bulabileceğimiz en gerçek sebebidir.

kazım albay lisan darlığı, fikir darlığı demektir.

kazım albay insan kelimelerle düşünür. osmanlıca kelime ve harflerdeki kültür, idrak, his zenginliğini bir gecede ortadan kaldırarak millete en büyük fenalık yapılmıştır. zihinler daraltılmış, hisler körleşmiştir.

kazım albay batıyı da dışından biliyoruz, içimizdeki batıcıların hali de taklid seviyesinde ve dar kafa (yobaz) misalidir.

sinan karakaş sanatın en büyüğü, kainatın varlığı, bunu anlamayanda, vardır fikir darlığı.

fethi güngör batı odaklı ölü fikirlerden kurtulabilmek

fethi güngör ölü fikir olarak adlandırılan düşüncelerin büyük bir kısmı islam coğrafyasında ortaya çıkmıştır.

fethi güngör fikir darlığından ve dağınıklıktan kurtulup gayretleri birleştirebilmek

fethi güngör bin nebî islam dünyasının çökmesinin islam'a değil ümmetin tarihteki uygulamalarına atfedilmesi gerektiğine inanır ve müslümanların geri kalmasının da maddi imkânların azlığından değil daha ziyade fikir darlığı ve gayretlerin dağınıklığından dolayı olduğunu belirtir.

selahattin duman yeşim "sizi aktüel'den arıyorlar.. tempo'dan arıyorlar.." dedikçe, içimden "medyamızda yine fikir darlığı başladı.. aklımdan sebeplenmek için arıyorlardır.." diye düşünüp, telefona yapışıyorum:

احمد ارهان / ahmet erhan sıkıldım, dertlendim, sevgilimle buluştum bugün de ölmedim anne

ht gazete avustralya'da uzun süre dar kot giyen bir kadının kas zedelenmesi ve sinir sıkışması nedeniyle hastaneye kaldırılması uzmanları ikiye böldü